Korkum dağları sarar...
Konuşamama sorunu çözüldüğünde Afyon’daki patlamanın, elinin kolunu sallayarak karakola giren bombacının ve de aynı biçimde başbakanlığa girerek atış denemesi yapan Rizeli’nin, sınır boyundaki gizli ve açık savaşın, ortaklık ayrılmış olsa da Kocaman-Alex sürtüşmesinin ve Avcı- Selçuk sorununun, Aybaba’ nın “Ayy!… Babaaa!…” dedirtecek sürgün girişimlerinin sırrı çözülmeyecek kuşkusuz. İçkiyi içen, doğal gazı kullanan eder artışını ödeyecek. Vekil seçtiği Nursuna Memecan’ ın telefon giderini, Zeynep Karahan Uslu’ nun benzin giderini de halk ödeyecek. Bunlar ileri demokrasinin bilinen; ama konuşulmayan sorunları (!).
İstek ve arzuyla bir konuşabilsek bunları. Şöyle heyecanlı ve coşkulu ya da hem heyecanlı; hem de coşkulu biçimde. Ama konuşulacak daha önemli (!) şeyler var. Brezilya yolundaki ulusal ayaktopu takımı gibi örneğin. Bu yoldaki ilk karşılaşma öncesinde yorumcular nasıl da gözlerini belirterek açmışlardı ağızlarını. Onlara göre vatandaşların vereceği coşku ve heyecanla ulusal ayaktopu takımımız saldıracak ve kazanacaktı. Bir yandan coşku, bir yandan heyecan ve ikisinin oluşumundan çıkan gazı almaları gerekenler alamamış ya da aldıkları gazı çıkartamamış olacaklar ki yenilverdilerdi.
Heyecan ve coşkuyu, arzu ve isteği, anlamdaş başka sözcükleri yanyana kullanan aktif futbol yaşamını bitirmiş adamlar aldılar ellerine sazı ağıt yakmaya başladılar boşa giden ve hoşa gitmeyen gaza. O oyuncuyla bu oyuncunun yan yana oynayamayacağından söz ettiler de heyecanla coşkunun aynı tümce içindeki birlikteliklerini görmezden geldiler. Ya da göremediler.
“Aktif” sözcüğü de bu adamların dillerine yapışıp kalmış belli başlı sözcüklerden en belli başlı olanı. Aktif futbol yaşamı, aktif futbolculuk yaşamı gibi türlü çeşitli biçimlerde çiğner dururlar bu sözcüğü. Çoğu eski topçu olan onlar top peşinde koşturmaktan okumaya, düşünmeye, yazmaya zaman ayıramamışlardır (!) diyelim de akcamda sözcük üzerine oyun oynatan Ali İhsan Varol’ a ne diyelim. Sözüm ona araştırıyor, buluyor, buluşturuyor, karıştırıyor ve soruyor “Aktif araba kullanıyor musunuz?” Düşünen bir beyin de bu sözün nasıl bir söz olduğunu düşünüyor ister istemez.
Böyle bir soruya “Aktif değil, pasif kullanıcıyım” ya da “Kullanıcı değil, satıcıyım” türünden bildik; ama sorunun kendisi gibi saçma yanıtlar verilmeliydi bence. A.İ. Varol’ un çalışan bir arabayı amaçlamış olacağını düşünmek de olası; ama yok, o denli de saçmalamış olmayayım yani. Bu saçmanın da ötesi, sapanın da ilerisi bir şey olurdu.
Turgay Demir de aktif sözcüğüne yeni bir alan açmış, “…aktif dinlenme dönemi..” diye bir şeyden söz etmişti “Oooooo! “ diye ikisi büyük sonrası küçük o’larla doldurduğu yazısında (Fotomaç; 5.11.2012). Aktif sözcüğünün yer aldığı her sözü aktif olarak anlayamadığım gibi bunu da anlamadım ve sordum kendisine, nedir bu, nasıl bir şeydir diye. Aldığım yanıt bana doyurucu gelmediyse de, adam bu konuda yazdığına göre doğru olması gerekirdi. “ Askerlik yaptıysanız bilirsiniz pasif savunma tam siper yatmaktır. Aktif savunma ise yere uzanıp silahın namlusunu ve gözünüzü düşmana dikmektir. Futbolda da durum benzer, aktif dinlenme yorulduğunuz anda topu etkisiz alanlarda bolca dolaştırmak ve o yorgunluk anında rakibe fazla pozisyon vermemektir. Bunun pasifi ise tam siper kaleye gömülmek ve rakibe GEL BANA GOL AT demektir. Bilmem anlatabildim mi?” diyordu Demir.
Bilmem anlatabilmiş mi? Ayaktopunun uzmanı (!) olan ben değilim; ama uzman olanların ya da öyle olduğunu sananların bir diyeceği olacağını umuyorum. Kuşkusuz ergenokonun içine girmiş, dışında kalabilmiş asker uzmanların da.
Gereksiz bir biçimde kullanılan aktif sözcüğü kullanana bir hava getiriyor olsa da havamı bozuyor; üstelik ussal oynaşmalar yaratıyor, ondan korkuyorum. Sorunun bende olup olmadığını öğrenmek için ruhbilimciye gitmeyi geçirirken içimden, bir ruhbilimcinin yazısı beni benden alıverdi günün birinde. Milliyet yazanı Fevzi Aksoy “Korku Dağları” yazısında yabancı sporcuların ruhsal üstünlüklerinden söz ederken “Günlük aktif hayatlarında psikoloji tekniğini her yerde iyi kullanıyorlar diyordu ve beni böyle alıyordu benden.
Korkum dağları sarar oldu…
EVRENSEL'İNMANŞETİ
![Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284338.jpg)
Marmaris Turgut Koyu’nu kurtaran mahkeme kararı: “ÇED gerekli değildir” kararı iptal
![Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/254547.jpg)
İletişim Başkanlığı deprem raporu: Kaynak sağlığa, eğitime değil sanayiye aktı
![Çayırhan işçilerinin özelleştirmeye karşı yürüyüşü devam ediyor:](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/284233.jpg)
Özelleştirme karşıtı yürüyüş sürüyor: Eylemler üretimi de etkilemeli
![Diyarbakırlı işçiler sürece ilişkin temkinli, iktidardan umutsuz](https://staimg.evrensel.net/images/840/upload/dosya/280807.jpg)
Evrensel'i Takip Et