16 Kasım 2012 13:31

Avrupa'da işçi sınıfı hayaleti dolaşıyor

Avrupa'da işçi sınıfı hayaleti dolaşıyor

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Karl Marx ve Friedrich Engels’in bundan 164 yıl önce kaleme aldığı Komünist Parti Manifestosu’nun ilk cümlesi olan “Avrupa’da bir hayalet dolaşıyor, komünizm hayaleti!”ni bugüne “Avrupa’da bir işçi sınıfa hayaleti dolaşıyor” şeklinde uyarlayabiliriz.
Çünkü, yıllardır bıktırıcı bir şekilde işçi sınıfının tarihin değişiminde artık rol olmayacağını ileri sürenler, 14 Kasım’da Avrupa genelinde yapılan eylemlere baktığında, ne kadar büyük bir yanılgı içerisinde olduklarını herhalde anlayacaklardır. Zira; “Yok oldu, bitti, tükendi” dedikleri işçi sınıfı şimdi bir “hayalet” gibi Avrupa’da dolaşıyor.
14 Kasım’da Avrupa’nın farklı ülkelerinde milyonlarca işçi ve emekçi gücünü birleştirdiğinde, burjuvaziye rağmen hayatı nasıl durdurabileceğini ve ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha göstermiştir. İşçi sınıfı, tarihsel rolünü oynamak, tarihe yön vermek için birleştirerek ileriye doğru önemli adımlar atıyor.
Ekonomik krizin ve bütçe açığının ortaya çıkmasından bu yana, öncesine kıyasla daha geniş kesimler tarafından sorgulanmaya başlanan kapitalizmin refahtan çok sefalet, barıştan çok savaş getirdiği artık anlaşılmış bulunuyor. Şimdi önemli olan bunu değiştirecek işçi sınıfının örgütlü ve kendi dünya görüşüne uygun bir şekilde harekete geçmesidir.
Başta yüksek işsizlik ve yoksulluğun olduğu Yunanistan, İtalya, İspanya ve Portekiz olmak üzere pek çok ülkede üretimden gelen gücün kullanılarak şalterlerin indirilmesi, hizmet sektöründe çalışmanın durma aşamasında gelmesi, egemen sınıflara korku saldığı gibi, dayatılan politikaları püskürtmek, yeni kazanımlar elde etmenin yolunun birleşik mücadeleden geçtiğini de ortaya koymuştur. Her ne kadar sermaye basını pek çok ülkede ortaklaşa gerçekleştirilen grev ve gösterileri rutin bir “grev haberi” olarak verse de gerçekte durum bunun çok daha ötesindedir.
Çünkü; iki yılı aşkın bir süredir tek tek ülkelerde aynı acı reçetelere karşı verilen mücadele 14 Kasım’da birleşik bir harekete dönüşmüş, genel grev ve genel eylemle taçlandırılmış, dev bir gövde gösterisine dönüşmüştür. En önemlisi de ulusal sınırları aşarak uluslararası dayanışma ve mücadeleyi daha fazla bilince çıkarmıştır. Başka bir deyişle 14 Kasım yeni bir dönemeci ifade ediyor. Bu nedenle, Komünist Manifesto’nun son cümlesindeki “Bütün ülkelerin işçiler birleşiniz” çağrısı bir slogan olmaktan çıkmış, maddi bir güce dönüşmüştür. Artık, Yunanistan’daki işçi de, İspanya’daki genç de yalnız olmadığını ve milyonlarca insanın kendisi gibi Avrupa sermayesinin saldırılarına karşı öfkeli olduğunu ve bir sınıf refleksiyle sokağa çıktığını biliyor.
Avrupa’nın kaderini değiştirecek işçi sınıfının uluslararası dayanışma ete kemiğe bürünmüştür. Bunun için son yıllarda Avrupa’da olup bitenler yabana atılacak gibi değil. Kıtanın zenginleri tarafından dayatılan politikalara karşı işçi sınıfında biriken öfke açığa çıkmış ve direniş safhasına geçmiştir.
Bugüne kadar tek tek ülkelerdeki küçük ırmaklar şeklinde ortaya çıkan eylemler, 14 Kasım’da birleşerek büyük bir ırmağa dönüşmüş, dalgalar halende yayılmıştır. Dolayısıyla, 14 Kasım’daki eylemler, pek çok ülkede sendika bürokrasisinin ağırdan almasına, engellenmesine rağmen, Avrupa genelinde sürmekte olan mücadelede önemli bir dönemeci ifade ediyor. Bundan sonra, birleşik eylemlerin gerçekleştirilmesi çok daha olanaklı hale gelmiştir ve öyle görünüyor ki bunun önünde engel olmak isteyenleri aşıp, hızla saldırıları püskürtecek güce dönüşecektir.
14 Kasım’daki genel grevler ve gösteriler, Avrupa’da işçi sınıfı hayaletinin dolaştığını dünya aleme göstermekle kalmamış, işçi sınıfı ve gençliğin mücadeleye hazır olduğunu da göstermiştir. Yani Avrupa, önünüzdeki süreçte daha büyük sınıf kavgalarına sahne olacak. Şimdi önemli olan, zaman yitirmeden daha büyük grev ve direnişlerin örgütlenmesi...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa