Ölüm yaşamın ayrılmaz bir parçası ama yaşamı anlamlı kılan ölüm değil, insanları yaşatmak, hem de insana yakışır bir şekilde yaşatmak. Bir başka deyişle, yaşamı anlamlı kılan daha iyi bir yaşam için yaşama sarılabilmek. Daha iyi bir yaşam için açlık grevine başvuranlar daha iyi bir yaşam istiyorlar. Dün de bunu istiyorlardı, bugün de bunu istiyorlar. Bu insanlar ölümü yüceltmek veya getirmek için değil, daha iyi bir yaşam için ölüme davet çıkarıyorlar. Başkalarını değil, kendilerini öne sürüyorlar.
Bu çabayı anlamaya çalışan çok az. Dün de çok azdı, bugün de çok az. Başbakan anlamaya bile çabalamıyor. Açlık grevine yol açan kitlenmeyi açmak yerine, bir idam tartışması başlatarak yıllardır yönettiği ölüm kervanını bozmamak istiyor. Yaşamları söndüren yıkım düzenini ve yol açtığı ölüm kervanını sürdürmeye çalışıyor.
***
Ülkeyi kavuran ve boğan yıkım düzenini yaratanlar ölümü yaşamın önüne koyuyorlar. Çocukları daha iyi bir yaşam yaratma tutkusu ile özgürleştirmek değil, ölüm ve nefret ile şekillendirmek istiyorlar. Ölüm kervanını düzenler çocuklara yaşama sarılmayı, daha iyi bir yaşam için yaşama sarılmayı değil, ölüm ve nefrete sarılmayı belletmek istiyorlar.
Bunun nasıl yapıldığını anlamak için Kıbrıs’ta ölüm ve nefret kervanının nasıl düzüldüğüne bakmak yararlı olabilir. Çağla Güngör on yıl önce “Kıbrıslı Türk Gençleri Konuşuyor” başlıklı kitabında (Metis, 2002) çocukların bu kervana nasıl alıştırıldığını ve sürüldüğünü gözler önüne sermişti.
Çocukların ölüme ve nefrete alıştırılmasında şehitlik kavramı büyük önem taşıyor: “Okul öncesi Rum denince aklıma bizim gibi insanlar gelirdi (...) Ama okula gidip tarih okumaya başlayınca onların ne olduğunu anladım, o resimleri gördükçe, hocalarımız anlattıkça gerçekleri kavradım. İlkokulda şehitleri anma günlerinde şiirler okurduk, şehit edilen ailelerin, insanların resimleri bir bir gösterilirdi. (...) Karaoğlanoğlu Şehitliği’ne de pek çok kez gittik. Ortaokul-lisede de her yıl aynı şekilde andık şehitlerimizi.” (Rumlara Karşı Düşmanlığım Var, s.87)
Çocukları düşman kavramına inandırmak da büyük önem taşıyor: “Tarih kitaplarımız Rumlarla Türklerin arasında sürekli çıkan anlaşmazlıktan, Rum’dan kaynaklanan şeylerden dolayı bir arada yaşayamama sorunumuzdan bahsediyordu. (...) Uzun lafın kısası benim Rumlarla ilgili düşüncelerim pek iç açıcı değil; ailemden, Rumlarla birlikte yaşamış birçok tanıdığımdan edindiğim bilgiler de öyle. Gerçi bugüne dek ömrümde ne bir Rum gördüm, ne de bir Rum’la konuştum.” (s.87)
Çocuklarını ölüm ve nefretten uzak tutmak isteyen ana babalar elbette var. Ama ölüm ve nefret kervanının araçları çok güçlü: “Çocukken Rumları canavar gibi düşünürdüm, çocuk aklı işte. Hepsi kötü insanlardı benim için. Evde böyle şeyler söylenmezdi ama (...) her yerde, okulda falan böyle düşünmemiz sağlanırdı. Anma günlerinde Rumların bizi nasıl astıp kestiği anlatılırdı. (...) İlkokulda bizi her sene Barbarlık Müzesi’ne götürdüler. O yaşlarda Barbarlık Müzesi’ne gittiğinde “Savaş çok kötü bir şey,” demiyorsun, “Rumlar çok kötü insanlar,” diyorsun. Duvarda beyinler, kanlı havlular, çok korkuyordum müzeden. Bugün de aynı anlayış devam ettiriliyor okullarda. Bize okutulan tarih kitaplarını son derece yanlı, küçücük çocuklara nefret tohumları eken kitaplar olarak görüyorum. Sadece ilkokulda değil, ortaokulda, lisede ve hatta üniversitede aynı anlayış devam ediyor.” (İkiye Bölünmüş Zavallı Bir Başkent Lefkoşa, s.114)
***
Açlık grevlerini ölüme yatan bir avuç insan olarak görmekte ısrar edenler yanılıyor. Açlık grevleri ölüm kervanını sürdürmek için değil, bu kervan düzenini bozmak ve daha iyi bir yaşam yaratmak için sürdürülüyor. Milyonlarca çocuğu kirletenler, savaşa şehitliğe ölüme ve nefrete sürükleyenler okulları, medyayı, camileri – ellerine geçen her mekanizmayı – kullanıyorlar. Bugün bizlere düşen, ülkeyi kavuran, boğan ve açlık grevlerini yaratan yıkım düzenini bozmak. Barış, adalet ve yaşama daha sıkı sarılmak.
EVRENSEL'İNMANŞETİ

“Aşı kampanyaları yapılmalı”

8 Mart’tan notlar: Mücadele yılının başlangıcı

30 yıl sonra Gazi’den Suriye’ye... | "O gün katliamı teşvik edenler bugün meşrulaştırıyor"

Evrensel'i Takip Et