21 Kasım 2012

Gelişmelerin dili!

Yoğun günler. Yaşamın gerçekleri; bir kısmı ya da daha geniş- karmaşık bütünü. Rastlantıların, evet toplum yaşamında yeri var. Ama yaşadıklarımız, rastlantılara sığmayacak kadar gerçek. Acı gerçekler, burjuva diktatörlüklerin zalimlikte sınır tanımazlıkları ve geleceğe umudu besleyen gelişmeler bir arada.                                                                                                                                                                           

En aktüel olaylara bakalım: açlık grevleri; Siyonist işgalcinin Filistin halkına bombardımanı; Türkiye ve Avrupa’da işçi eylemleri vb birçok gelişme aynı zaman dilimine denk düştü. Bunların tümü arasında dolaysız bağ elbette kurulamaz. Ama tümünün kapitalist dünyanın hükmedenleri ve politikalarıyla bağlı oldukları söylenmelidir. Birbiriyle de çatışmalı ya da işbirliği içindeki mali sermaye ve tekeller dünyasının temsilcileri, sınıflarının çıkarlarına uygun düşen ekonomik, sosyal, siyasal uygulamaları sürdürüyorlar. Ülkesinin halkına, halkının isteklerine karşı kurşun, top, tank, savaş yürütenler, Müslüman-Hıristiyan-Musevi fark etmez, başka ülkedeki zalimliklerden söz edebilecek kadar da arsızlar.                                                                                                                                                                 

Türkiye’de örneğin Kürtler, anadillerinde eğitim yapmak, kamu kurumlarıyla ilişkilerinde dillerini kullanmak için dahi ölmek ya da ölmeyi göze almak zorunda kalıyorlar. Öncesi bir yana, 80 senedir ulusal varlıkları reddediliyordu. Açlık grevleri, ulusal hak eşitliği için Kürt direnişi ile, buna karşı Türk devleti, hükümeti ve sermaye partilerinin yürüttüğü politika arasındaki çatışmanın ürünüydü. Ancak direnmeyle, mücadele ile hak sahibi olunabileceğini bir kez daha gösterdiler.

Gazze’ye Siyonist saldırı, ABD ve Avrupalı emperyalistlerin, kendilerine direnen ülke ve halkları teslim almak olan daha geniş kapsamlı politikalarından bağımsız değil. Filistinliler 64 yıldır hak savaşı yürütüyorlar. Suriye’de yönetime karşı süren savaş, “Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika” olarak belirlenmiş olan Amerikan stratejisinden ve onun bölgede “koç başı” ya da stratejik taşeron olarak kullandığı (65 yıldır bu böyle) Türkiye gericiliğinin emperyal  emellerinden koparılamaz. İşçilerin ve diğer emekçi kesimlerin, sermaye ve hükümetlerinin yoğun saldırılarına karşı giriştikleri mücadele, uzun yıllardır (on yılları buluyor) hayli geriden seyreden işçi-emekçi hareketinin bu durumu aşması için yapılacak olanlara işaret etmesi bakımından oldukça önemli. Gelişmeler yeni bir yükseliş eğilimine de işaret ediyor. Ama, Avrupa ülkelerinde aynı günde ve hemen hemen aynı taleplerle yüz binlerce işçi-emekçinin direnişe geçmesi, sermayenin “ulusal” ve uluslararası uygulamalarına dur deme yolunda ileri bir adım olmasına rağmen, “miladi” tespitler yapmayı haklı kılacak istikrarlı bir hareket olmaktan da hala uzaktır. Türkiye’de de metal, petro kimya, tekstil işçileri, daha önce tekel işçileri direnişler yaptılar, yapıyorlar. Ne var ki, hareket henüz uluslararası alanda ve Türkiye’de geriye atıldığı yerden, dağınıklığı ve örgütsüzlüğü aşarak henüz ileri hamlelerle burjuvaziyi “sık boğaz etmiş” değildir. Sendika üst patronları sermaye ve hükümetlerinin hizmetinde. İşçi örgütlenmesinin sendikal alanda dahi %5-6 civarında seyrettiği bizim ülkemizde, örneğin ne açlık grevlerinin talepleri için hükümeti sıkıştırma, ne Gazze saldırısına büyük tepki gösterme, ne de Avrupa işçileriyle dayanışma eylemleri yapılmadıysa, esas sorun, ne yapılması gerektiğini bilerek yapmaktır. Gelişmelerin bağı ve anlamından çıkarılacak önemli sonuçlardan biri de budur.

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Peşkeşe ‘dur’ de!

Peşkeşe ‘dur’ de!

Çayırhan Termik Santralinin özelleştirilmesi için alınan ve genelde mal değerinin yüzde 10 düzeyinde belirlenen geçici teminat bedeli 250 milyon TL oldu. Bu bedel madenin sadece 3.5 günlük kazancına denk geliyor. Satışa karşı direnişi sürdüren madenciler, ‘Yağmayı durduralım’ çağrısı yaptı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
5 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et