Çocuk ve gençlik edebiyatının önemi
Bu yıl 31. Tüyap Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nın ana teması, “Çocukluğum Yurdumdur- Çocuk ve gençlik Edebiyatı; onur yazarı ise Gülten Dayıoğlu olarak belirlendi. 31. yılında da olsa Tüyap’ın bu seçimi büyük önem taşıyor. Çünkü çocuk ve gençlik edebiyatının çocukların gelişiminde, kimliklerinin biçimlenmesinde düşündüğümüzden de büyük önemi var.
Nedir çocuklar ve gençler için edebiyat?
Yaşamda var olan her şeyin; çocuğun gözüyle ve bakış açısıyla algılanıp çocuğun iç dünyasını yansıtan, düş gücünü, merak duygusunu harekete geçiren ve yazınsal değer taşıyan öykü, masal, şiir, oyun ya da roman biçiminde çocuğa-gence yeniden anlatılmasıdır.
31. Tüyap Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nda, Gülten Dayıoğlu ve yazını üzerine düzenlenen etkinliklerin yanı sıra; çocuk ve gençlik edebiyatı alanı da kapsamlı ve ayrıntılı biçimde tartışıldı. Bu konuyla ilgili paneller gerçekleştirildi. “Çocuk ve Gençlik Edebiyatında Yaşamdan İz Düşümler”, “Çocuk ve Gençlik Kitaplarında Savaş ve Barış” , “Bilgisayar Çağında Çocuk ve Gençlik Edebiyatının Durumu”, “Çocuk ve Şiir” bunlardan yalnızca birkaçı.
Çocuk ve gençlik edebiyatının çocuk gelişimindeki ve eğitimdeki yerine gelince; bu edebiyat türünün iyi örneklerinin çocukların ve gençlerin okuma davranışı kazanmasına katkısı vardır. Ülkemiz ve dünya edebiyatının iyi örnekleriyle tanışıp okuma davranışı kazanan çocukların ve gençlerin, okul başarısının yanı sıra; anlama ve yaşama hazırlanma konusunda daha elverişli bir konumda olduğu bir gerçektir. Ayrıca, eğitimde önemli bir yeri olan ders kitaplarında da şiir, öykü, roman ve oyun alıntısı, mektup, deneme, gezi, anı vb. edebiyat metinleri yer alır. Bu kitapların niteliklerine ilişkin bir çalışmayı daha önceden yapmış ve yayınlamıştım. (Türkçe ve Edebiyat Kitaplarıyla Okumayı Sevmek ya da Sevmemek, Gülsüm Cengiz, Milliyet Sanat Dergisi sayı 488. 15 Eylül 2000.)
Çocuğun öykü, masal kitaplarıyla tanışması okul öncesi dönemde başlar. Anne-baba ya da öğretmen tarafından okunan bu kitapların çocukların yaşamı tanımasında, kavramları öğrenmesinde önemli bir yeri vardır.
İlköğretimin 1. Sınıfından başlayarak da çocuğun okuma süreci başlar. Önemli olan; bu süreçte çocuğun, biçim ve içerik olarak nitelikli, onun yaşamsal gereksinimlerine yanıt verebilen, ona dil ve edebiyat kültürü kazandırabilen iyi yapıtlarla buluşturulmasıdır. Çocuk ve gençlik edebiyatının yetkin ürünlerinin, çocukların ve gençlerin dilsel- bilişsel gelişimine katkısı vardır; okuduğu öykü, roman vb. yazınsal yapıtlar çocuğun kendisini sözlü ya da yazılı olarak ifade etmesine, karşısındaki bireyi dinleme ve anlama alışkanlığı kazanmasına yardımcı olur.
Çocuğun kitaplarla bu buluşmasını sağlayacak olanlar yetişkinlerdir. Anne babaların bu konudaki sorumluluğu tartışılmaz. Ancak toplumumuzdaki okuma davranışının azlığını anımsayacak olursak, bu konuda eğitimcilerin rolünün ne kadar önemli olduğunun ayrımına varabiliriz. 31. Uluslar arası İstanbul Kitap Fuarı’nda bunu bir kez daha gördük. Okulların, bilinçli eğitimcilerin çabasıyla fuara getirilen çocuklar stantları gezip kitap aldılar, yazarlara kitaplarını imzalattılar. Kuşkusuz ki bu buluşmaların onların yaşamında çok önemli bir yeri vardır.
Bu yazıyı; İstanbul ve çevresindeki okurlarımıza bir çağrıyla bitirelim: Çocuklarınızla fuara gitmek, onları kitapların renkli dünyasıyla buluşturmak, kendinizi de kitapların aydınlığıyla zenginleştirmek için hala iki gününüz var…
EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp
Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.
Evrensel'i Takip Et