23 Kasım 2012

Filistin rejim sorunu mu, harita sorunu mu?

Uluslararası nitelik kazanmış sorunların hangi ölçüde rejim sorunu ya da ne boyutta harita sorunu olduğu son derece önemlidir.
Rejim değişikliği ile aşılabilecek nitelikteki krizler ile bunu aşan boyutta harita değişikliğinin kaçınılmaz olduğu sorunları ayrı tartışmak gerekir.
Bazen anlamsız, imkansız çözümlerde ısrar etmek sadece daha fazla kan akmasına neden olur. Rejim değişikliğinin harita değişikliğinden daha kolay olmadığını da görebiliyoruz aslında.
Kürt sorunu sınır aşan boyutlarına rağmen rejim değişiklikleri ile çözülebilir aşamanın sınırına dayanmıştır. Bileşik kaplar misali Kürtlerin yaşadığı bir ülkenin yönetim tarzının değişmesi tek başına yetmez ve toplumsal, demografik dinamikler komşu ülkelerin rejimlerini  zorunlu olarak etkiler.
Suriye ve Irak yönetimleri, çoğulcu etnik-inançsal yapısına uygun bir biçimde  rejim değişikliğine gidilmez ve bu değişim süreci toplumsal dinamikler açısından iyi yönetilmezse uzun süren çatışma ortamları kaçınılmaz hale gelir. Kimi ülkeler açısından Suriye’deki muhaliflere silah desteği verip vermemenin etik tartışması bu çıkmaza dayanır. Konunun silah ve savaş endüstrisi açısından elbette karar süreçlerini çok daha güçlü etkileyen boyutu olduğu unutulmamalıdır. Sadece ekonomik nedenlerle bile istikrar ve istikrarsızlık farklı çıkar gruplarının tercihi olabilir.
Filistin’de ise çok açık biçimde “işgal edilmiş topraklar” konusu, sorunun özünü oluşturmaktadır. İşgal edilmiş topraklarla ilgili net bir tercihe dayalı uzlaşma zemini yakalanmadıkça, ateşkese dayalı çözüm arayışları zaman kazanılmasına bile katkı sunmaz.
Sorunun esasına odaklanmayıp sadece bombalama ve ölümlerin durdurulmasına odaklanmak, son derece yanıltıcıdır. Hele Lübnan, Suriye ve İran gibi ülkelerin, Filistin konusu ile doğrudan ilişkili pozisyonları göz ardı edilerek hiçbir ciddi mesafe alınamaz.
Sorunu çözecek radikal adımları göze almak yerine görece sükuneti sürdürülebilir gören yaklaşımlar bugün yaşanan sivil ölümlerinin de suç ortağıdır.
Bu noktada İsrail’e destek olan bölge dışı ülkeler kadar, bölge ülkelerinin İsrail karşıtlığını  iç politika malzemesi yapan yaklaşımları da son derece sorunludur.

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Ülkede 10 milyon kişi 25 bin liranın altında, açlık sınırı civarında bir ücretle çalışıyor.

65 yaş üstü nüfusun yüzde 13’ü geçinebilmek için, inşaat gibi ağır işler de dahil, çalışıyor.

Aile Bakanlığı verilerine göre 3 milyon 690 bin aile sosyal yardımla geçiniyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
MEB’in tarikatlardan sonra Ülkü Ocaklarıyla protokol imzalamasının ardından Ülkü Ocaklarının okullarda düzenlediği etkinliklerin propaganda ve eleman kazanmaya dönüştüğü iddiaları gündeme geldi

Evrensel'i Takip Et