Patriot hesapları tutar mı?
Fotoğraf: Envato
Şu tesadüfe bakar mısınız, Türkiye’nin NATO’dan istediği “Patriot”un Türkçe’deki karşılığı “Yurtsever”. Tercümesiyle söylersek Türkiye, NATO’dan Suriye’nin füzelerini önleme iddiasıyla “Yurtsever” savunma sistemi talep etmiş...
Hem de yurdunu işgalcilere karşı korumak isteyen Suriye’ye karşı.
Bu durumda sormak gerekmiyor mu; ülke topraklarını, meclisin onayını dahi alma gereği duymayan Erdoğan mı yoka ülkesini dış güçlere karşı savunmak isteyen Esad mı yurtsever?
Avrupa basınında bile aklı başında, eli vicdanında olanlar şu günlerde en çok şu soruları soruyorlar:
Suriye füzeleriyle, savaş uçaklarıyla Türkiye topraklarını bombaladı mı da bizim mi haberimiz yok? Bombalamış da NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip ülke gereken cevabı mı vermemiş?
Bu gerilim ortamında Suriye’nin Türkiye topraklarını bombalaması, eğer bir provokasyon yoksa, gerçekçi mi?
Bu soruların yanıtları “hayır” olduğuna göre Patriotların Türkiye’ye verilmesinin arkasında askeri nedenlerden çok siyasi nedenler bulunuyor. Açıktır ki; Patriotların talep edilmesi, büyük bir savaş hazırlığı anlamına geliyor.
Anlaşılan o ki; Mart 2010’dan bu yana Esad rejimini Türkiye, Katar, Suudi destekli işbirlikçiler güçler eliyle deviremeyen emperyalist devletler, gelinen aşamada, Suriye’ye askeri müdahale için somut adımları Patriot aracılığıyla atıyorlar.
En azından bunu planlamış bulunuyorlar. Türkiye ise cephe ülkesi olmayı kabul etmiş bulunuyor.
Hafta başından bu yana olup bitenlerin seyrine baktığımızda sanki NATO (Almanya aracılığıyla) Patriotları Türkiye’ye zorla vermişe benziyor.
Çünkü, Türkiye kamuoyu Ankara’nın NATO’dan Patriot talep edeceğini Erdoğan’dan değil, Alman gazetelerinden öğrenmiştir.
Dahası, bir kaç hafta önce bir ajans tarafından gündeme getirilen Patriot talebine, Erdoğan, “NATO’dan sınıra füze talebimiz olmadı, iddialar asılsız. Bu füzeyi alma konusunda karar verecek merci biziz. Benim böyle bir şeyden haberim yok. Bu dışişleri kim. Böyle bir şeyden haberimiz yok. Sağır duymaz uydurur cinsinden Reuters böyle bir haber yapıyor. Bizim böyle bir talebimiz olmamıştır” demişti. (7 Kasım 2012, Hürriyet)
Demek ki, sağır sultanın bile duyduğunu en son Erdoğan duymuş!
Patriot konusundaki tartışmalar ve gelişmeler süreci yönetenin Türkiye değil NATO’daki karar verici ülkeleri olduğunu gösteriyor. Erdoğan şimdi bunun üzerini örtmek için komutanın Türk askerinde olacağında ısrar ederek işi kurtarmaya çalışıyor.
Gönderilmesi planlanan Patriotların önemli bir bölümün Alman malı olması nedeniyle, bu konudaki en hararetli tartışma doğal olarak bu ülkede yaşanıyor. Hükümeti oluşturan muhafazakar ve liberal partiler, “gün dayanışma gündür” diyerek Patriotların gönderilmesinden dem vuruyorlar.
Soysal demokratlar ise ilk etapta “Bu da nerden çıktı?” dese de ilerleyen günlerde Patriotlarla Alman askerlerinin Türkiye’ye gönderilmesinde yeşil ışık yakmış durumdalar. Bir yeşil ışık da Yeşiller’den geldi. Bir tek Sol Parti net bir şekilde karşı çıkmaya devam ediyorlar.
Yine Alman halkının büyük bir bölümü de askerlerin Türkiye’ye gönderilmesine karşı. Bir ankete göre halkın yüzde 58’i Patriotların Suriye askeri bir müdahale için gönderileceğini düşünüyor.
Ama Merkel Hükümeti, halka kulak verme yerine Alman sermayesinin bölgedeki çıkarlarına göre hareket edecektir. Zira, Patriot daveti, Alman askerlerini bir kez daha Anadolu topraklarına basıp, bölgedeki çıkarları genişletme için bir fırsat olarak görülüyor.
Tarihte, Türk-Alman “silah arkadaşlığı”nın büyük yenilgiler ve hüsranlarla sonuçlandığını biliyoruz. “Silah arkadaşlığı”nın yenilenmesini de ifade eden bu adım tehlikeli olduğu kadar Türkiye ve Almanya halklarının da aleyhindedir.
Bu nedenle Patriot planını Türkiye’de ve Almanya’da savaşa karşı mücadeleyi yükselterek engellemek mümkündür.
- Almanya seçimlerine doğru: Muhafazakarlar aşırı sağcılaşıyor 31 Ocak 2025 04:47
- Avrupa Trump’a karşı durabilecek mi? 24 Ocak 2025 04:15
- 2. Trump döneminde Avrupa'yı neler bekliyor? 17 Ocak 2025 04:58
- Avusturya'dan Güney Kore'ye siyasi krizler ne anlama geliyor? 10 Ocak 2025 04:08
- Almanya ABD’nin arka bahçesi mi? 03 Ocak 2025 04:54
- Avrupa 2024-25: Krizler, çelişkiler ve mücadele 27 Aralık 2024 04:19
- Romanya seçimleri, TikTok ve AB'nin demokrasi anlayışı 20 Aralık 2024 05:25
- ‘Suriyeliler gitsin mi, kalsın mı’ tartışması üzerine 13 Aralık 2024 04:24
- Avrupa'da 'siyasi kriz' hayaleti dolaşıyor 06 Aralık 2024 06:40
- Almanya'yı savaşa hazırlıyorlar 29 Kasım 2024 06:45
- Kiev'deki hesap Moskova'ya uyacak mı? 22 Kasım 2024 04:30
- Bir Almanya gerçeği: İşçilere yoksulluk, CEO’lara zenginlik 15 Kasım 2024 04:12