23 Kasım 2012 11:44

Patriot hesapları tutar mı?

Patriot hesapları tutar mı?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Şu tesadüfe bakar mısınız, Türkiye’nin NATO’dan istediği “Patriot”un Türkçe’deki karşılığı “Yurtsever”. Tercümesiyle söylersek Türkiye, NATO’dan Suriye’nin füzelerini önleme iddiasıyla “Yurtsever” savunma sistemi talep etmiş...
Hem de yurdunu işgalcilere karşı korumak isteyen Suriye’ye karşı.
Bu durumda sormak gerekmiyor mu; ülke topraklarını, meclisin onayını dahi alma gereği duymayan Erdoğan mı yoka ülkesini dış güçlere karşı savunmak isteyen Esad mı yurtsever?
Avrupa basınında bile aklı başında, eli vicdanında olanlar şu günlerde en çok şu soruları soruyorlar:
Suriye füzeleriyle, savaş uçaklarıyla Türkiye topraklarını bombaladı mı da bizim mi haberimiz yok? Bombalamış da NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip ülke gereken cevabı mı vermemiş?
Bu gerilim ortamında Suriye’nin Türkiye topraklarını bombalaması, eğer bir provokasyon yoksa, gerçekçi mi?
Bu soruların yanıtları “hayır” olduğuna göre Patriotların Türkiye’ye verilmesinin arkasında askeri nedenlerden çok siyasi nedenler bulunuyor. Açıktır ki; Patriotların talep edilmesi, büyük bir savaş hazırlığı anlamına geliyor.
Anlaşılan o ki; Mart 2010’dan bu yana Esad rejimini Türkiye, Katar, Suudi destekli işbirlikçiler güçler eliyle deviremeyen emperyalist devletler, gelinen aşamada, Suriye’ye askeri müdahale için somut adımları Patriot aracılığıyla atıyorlar.
En azından bunu planlamış bulunuyorlar. Türkiye ise cephe ülkesi olmayı kabul etmiş bulunuyor.
Hafta başından bu yana olup bitenlerin seyrine baktığımızda sanki NATO (Almanya aracılığıyla) Patriotları Türkiye’ye zorla vermişe benziyor.
Çünkü, Türkiye kamuoyu Ankara’nın NATO’dan Patriot talep edeceğini Erdoğan’dan değil, Alman gazetelerinden öğrenmiştir.
Dahası, bir kaç hafta önce bir ajans tarafından gündeme getirilen Patriot talebine, Erdoğan, “NATO’dan sınıra füze talebimiz olmadı, iddialar asılsız. Bu füzeyi alma konusunda karar verecek merci biziz. Benim böyle bir şeyden haberim yok. Bu dışişleri kim. Böyle bir şeyden haberimiz yok. Sağır duymaz uydurur cinsinden Reuters böyle bir haber yapıyor. Bizim böyle bir talebimiz olmamıştır” demişti. (7 Kasım 2012, Hürriyet)
Demek ki, sağır sultanın bile duyduğunu en son Erdoğan duymuş!
Patriot konusundaki tartışmalar ve gelişmeler süreci yönetenin Türkiye değil NATO’daki karar verici ülkeleri olduğunu gösteriyor. Erdoğan şimdi bunun üzerini örtmek için komutanın Türk askerinde olacağında ısrar ederek işi kurtarmaya çalışıyor.
Gönderilmesi planlanan Patriotların önemli bir bölümün Alman malı olması nedeniyle, bu konudaki en hararetli tartışma doğal olarak bu ülkede yaşanıyor. Hükümeti oluşturan muhafazakar ve liberal partiler, “gün dayanışma gündür” diyerek Patriotların gönderilmesinden dem vuruyorlar.
Soysal demokratlar ise ilk etapta “Bu da nerden çıktı?​” dese de ilerleyen günlerde Patriotlarla Alman askerlerinin Türkiye’ye gönderilmesinde yeşil ışık yakmış durumdalar. Bir yeşil ışık da Yeşiller’den geldi. Bir tek Sol Parti net bir şekilde karşı çıkmaya devam ediyorlar.
Yine Alman halkının büyük bir bölümü de askerlerin Türkiye’ye gönderilmesine karşı. Bir ankete göre halkın yüzde 58’i Patriotların Suriye askeri bir müdahale için gönderileceğini düşünüyor.
Ama Merkel Hükümeti, halka kulak verme yerine Alman sermayesinin bölgedeki çıkarlarına göre hareket edecektir. Zira, Patriot daveti, Alman askerlerini bir kez daha Anadolu topraklarına basıp, bölgedeki çıkarları genişletme için bir fırsat olarak görülüyor.
Tarihte, Türk-Alman “silah arkadaşlığı”nın büyük yenilgiler ve hüsranlarla sonuçlandığını biliyoruz. “Silah arkadaşlığı”nın yenilenmesini de ifade eden bu adım tehlikeli olduğu kadar Türkiye ve Almanya halklarının da aleyhindedir.
Bu nedenle Patriot planını Türkiye’de ve Almanya’da savaşa karşı mücadeleyi yükselterek engellemek mümkündür.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa