24 Kasım 2012

Bir polisiye: Tango İstanbul

Çocuk emeği sömürüsünün sürüşü, sendikal hakların fiili engellemelerle karşı karşıya kalışı, iş sağlığı ve güvenliği yasasının iş kazası denilen iş cinayetlerini engelleyemeyişi, işsizlik sigortası fonu neye yarıyor sorusuna yanıt veremeyişimiz... Vergi gelirlerinin dolaylı vergi ağırlıklı oluşunun yarattığı sosyal adaletsizlik... Gündemimiz bunlar bence. Açlık grevlerine değinmiyorum, atılmışa benzer bir adım var. Gürültü etmeyelim.
Bir diğer can yakıcı sorun: Milyonlarca işçinin, milyonlarca çalışanın en temel sorunu olan asgari ücretin belirlenmesi. Var olan asgari ücretin, açlık sınırı altında olduğunu herkes biliyor, 2013 bütçesindeki artış oranının da (yüzde 3) bir iyileşme sağlamayacağı açık.
Taşeron işçilerinin sorunlarını ve verimlilik adına az işçiyi çok çalıştırmaya dayalı uygulamayı da katarsak köşe yazarlarının “söylesem faydası yok, sussam gönül razı değil” diye tanımladıkları durumu yaşıyoruz. Kendimi “vekilim Levent Tüzel Mecliste bütün bu konuları gündeme getiriyor işte” diye avutayım. Yaşıma güvenip bir kitaptan söz edeyim.
Kitabın yazarı Esmahan Aykol. Polisiyeleri 9 dilde yayımlanan bir polisiyeci. (Bir kitabı göçle ilgili: Savrulanlar). Fotoğrafını yayınlasam aydınların, kadınların eylemlerinden yüzünü mutlaka anımsarsınız. Onun polisiyelerinin başkişisi bir kitapçı. Kuledibi’nde yalnızca polisiye satan bir kitapçı dükkânı çalıştırıyor. Elli yaşlarında bir Alman kadın: Kati Hirşel. Musevi. Tombulca, çünkü sigarayı bırakmış... En iyi arkadaşı bir eşcinsel erkek. Türkiye’de yaşama sebebi, Hitler döneminde babasının bu ülkeye gelmiş olması. Polisiye okuya okuya her olayda kuşkulu bir yan arıyor, çoğunlukla haklı da çıkıyor.
Esmahan’ın yeni kitabı Mephisto Kitaplığından yayımlanan Tango İstanbul.
Kendi adıma Kati Hirşel’e bayıldığımı söyleyebilirim. Bir defa tipi ve yaşı kıskanacağım gibi değil. İkincisi kitap düşkünü. Televizyon seyretmez. Memnun olması / edilmesi güç, huysuz. Tam bir Alman dakikliği var (Esmahan da Almanya’ya gide gele Türkiye’yle ilgili sağlam bir eleştirel anlatım edindi. Bu cümleyle onun yaşamının yarısını “dışarıda” geçirdiğini vurgulamak istedim). Sonra çözdüğü cinayetlerden öyle kan revan cinayetler hatırlamazsınız. Her olay Türkiye’nin bir başka yanını çerçeveler. Bu kez Kati Hirşel Babıali’ye ya da basın dünyasına karşı.
Tango İstanbul’da ilginç ayrıntılar var: İşsiz güzel bir kadın gazeteci, nasıl edinildiği kuşkulu lüks bir daire, pahalı tablolar, eşyalar. Gazetecinin bilgisayarından silinmiş, kayıtları bulunamayan romanıyla kimliği bilinmeyen sevgilisi Tango İstanbul’un merak uyandıran ayrıntıları. Bu gazeteci bir kafede birden baygınlık geçirse ve götürüldüğü hastanede yoğun bakıma alınsa... Geceyi beraber geçirdiği kişi de bir başka hastanede aynı durumda olsa durumu merak etmez misiniz? Üstelik kızcağız uyarıcı kullanıyor, bu tip uyarıcıların uyuşturucu olduğunu bilirsiniz. Erotik yanı ağır bir film kaseti de var ortalıkta (9,5 Hafta) bir iki de şantaj kaseti.
Bundan sonrasını anlatmayacağım, merak ediyorsanız, kitabı alıp okursunuz. Etmiyorsanız söyleyeyim, hep aynı katille karşılaşıyorsunuz ama bu kez katil uşak değil.

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et