Hoşaf
Fotoğraf: Envato
Duyarlıkları törpülenmiş bir topluma dönüştürüyorlar bizi. Kendimizi ifade ettiğimiz, kişiliklerimizle örtüştürdüğümüz dilimizden sözcükleri çalıyorlar. Ellerinden gelse insanların anadillerini yasakladıkları gibi sevgi, kardeşlik, eşitlik, hak, hukuk, paylaşmak, özveri benzeri sözcüklere de yasak getirecekler. Yerine de yazma ve konuşma diline post modern bir üslup kazandıracak yeni sözcükler türetecekler. Ülke imajına uygun ciddi. sert, yedi düvele meydan okuyan, korkusuz şoven bir dil. İnsanı, insan değerini, farklılıkları yaşamdan öteleyen bir dil. Düşünceyi zenginleştiren değil, yoksullaştıran ezberi temel alan bir dil. İçinde ötekiye nefreti barındıran, erkek egemenliğinden ödün vermeyen kirli savaşları barışa yeğleyen, kısaca “Şu Bizim Medya”nın hiç de yabancısı olmadığı bir dil. Böylece günde üç beş kez değişen ülke gündeminden kafası karışık yurttaşlar, doğruları öğrenebilme hakkından yoksun kalsalar da yeni medya jargonu sayesinde ne kadar ileri bir demokraside yaşadıklarını anlayıp mutlu olacaklar.
Sonbahar içeride siyasi çekişmelerle, dış politikada her gün biraz daha derinleşen siyasi krizlerle geçti. Dar gelirliler, emek insanları birbirini izleyen zamların olumsuz etkilerini çarşıda, pazarda, evde daha yakından duyumsamaya başladılar. İktidara bakarsanız ekonomik göstergeler harika. Ancak iktisadi göstergelerin de dikkate alınarak hazırlandığı bilinen ‘ kaliteli yaşam standartlarında ‘Türkiye’nin neden Venezüella’nın da aklında 51. sırada yer aldığını açıklamak da yine İktidara düşüyor herhalde. Evren ve Şahinkaya’nın yargılanma sürecini ülke demokrasisinin zaferi diye muştulamaya kalkışan ana akım medya ve kimi yazarlar,12 Eylül ruhunun yasalarla, polisiye uygulamalarla örtülü örtüsüz sansürle sürdüğünü görmezden geliyorlar. Cezaevlerinde çile dolduran gazetecileri konu etmekten kaçınıyorlar. Faili meçhuller üzerine bugüne dek somut bir adım atılmadığını bile bile susuyorlar. Açlık grevleri boyunca da sessizliklerini korudukları gibi. İktidarla ters düşmekten, çıkar ilişkilerini yitirmekten ödleri kopuyor. 24 Kasım Cumartesi günü Galatasaray’da toplanarak kayıplarını arayan Anne ve babalara, kayıp yakınlarına yurttaşların ilgisizliği de ilginç. Var olduğu sıkça yinelenen ileri demokrasiye rağmen 12 Eylül darbesinin toplumda yarattığı travma ve korku ikliminin, aradan geçen 30 yılda farklılık göstermemesi sosyal bilimcilerin masaya yatıracağı bir konu olmalı. Bireyler neden hala bu denli edilgin. Ve suskun. Kendi canları yanmadıkça başkasının acıları hiç mi hiç ilgilendirmiyor onları. Empati yapmak şöyle dursun bakmıyor görmüyorlar. O kayıp anneleri ki tam 400. kez umutla kayıplarının fotoğrafları ellerinde Galatasaray’a çıkıyorlar. Kararlılıkla seslerini devlet katına, siyasetçilere duyurmaya çalışıyorlar. Acılarını yüreklerine gömerek ama asla umutlarını yitirmeden.
Şairin dediği gibi umutsuzluk bize yasak, Barışın, sevginin, eşitliğin insanın insana kul olmadığı bir düzenin geleceğine olan inancımızı yitirmedik hiç. Gelecek güzel günlere olan kuvvetli umudumuzu da… Şair demişken Edip Cansever’in erken şiir döneminden sevdiğim dizeleriyle sonlayayım istiyorum yazımı.
Hoşaf
Sen insansın hoşaftan anlarsın
Biz de anlarız.
Ama sen üstün insansın yerin şurada
Bu hoşaf yalnız senin sofranda
Topluma su koyuvermek hoşafın işi
Senin o taraklarda bezin yok
Toplumla sağduyuyla işin yok
Tarihle mantıkla cebirle
Yok işin
Bu gidiş yalnız senin gidişin
Bu duruş benim değil senin duruşun
Bu yaşayış senin babanın yaşayışı
Düşün bir neydin ne oldun
Soyluyum dedin bizi yenlerimize baktırdın
Çalışın dedin bütün gün çalışmıştık
Yürüyün dedin yürümek değildi de neydi bu
Yüzüne baktık aldanmışız
Sen kiiiim
Hoşaftan anlamak kim
- Sabah esintileri 20 Kasım 2024 04:25
- Kayıp ülkem 13 Kasım 2024 04:05
- Samimiyetinizi sevsinler! 06 Kasım 2024 04:40
- Umut yaprakları 23 Ekim 2024 03:07
- Anılarda bir gezinti 16 Ekim 2024 04:47
- Çığlık 09 Ekim 2024 04:10
- İçe bakış 25 Eylül 2024 01:47
- Çivisi çıkmış toplumda çocuk olmak 18 Eylül 2024 04:28
- Çıkmaz sokak 11 Eylül 2024 04:44
- Çocuğun gördüğü düştür barış 04 Eylül 2024 04:10
- Orman Siyaseti 21 Ağustos 2024 04:24
- Akıncı ruhlar 14 Ağustos 2024 04:53