Sağcı
Fotoğraf: Envato
Ortadoğu’da kan gövdeyi götürüyor. Akan kanın iki temel nedeni var. Biri İsrail’in güvenliği, ki her insanın başka insanları rahatsız etmeden, öldürmeden güven içinde yaşam hakkı var ama güvenlik diye katliam yapma hakkı yok, diğeri esasen zaten birinci nedenle örtüşen petrol gelirinin paylaşımı. Bunun dışında konuşulan her şey hikaye. Yok Arap baharıymış, yok demokrasiymiş, yok bilmem ne projesiymiş.
Bu işle öyle bir günde kararlaştırılıp uygulanmıyor. Bu işlerden büyük paralar kazanan, paranın yanında dünyayı ve insanları kontrol etmenin, onları istedikleri şekilde tasarlamanın ve kullanmanın zevkini yaşayan derin sermaye durmadan düşünüyor, yeni projeler, sloganlar üretiyor. Ürettiklerini hayata geçirmek için tüm para ve silah güçlerini kullanmaktan, gittikleri yerlerde utanmaz bir işbirlikçi yönetim yaratmaktan çekinmiyorlar. Sistem yıkılmamak için elinden geleni sonuçları ne kadar yıkıcı ve insanlık dışı olursa olsun uyguluyor.
İşte bu yaşam tarzının siyasi altyapısını “sağcılık” oluşturuyor.
Bir insan “Ben sağcıyım” diyorsa, Siyonist (İsrailli ilerici, sosyalist güçleri, humanist Yahudileri aynı kefeye koymuyorum) yıkıma farkında olarak ya da farkında olmadan sahip çıkıyor. İstanbul’un ünlü caddesindeki sağcı tavuk dönerci Gazze’de katledilen Müslümanlar için Cuma namazında dua ederken Kürecik’teki radar üssünü, Suriye sınırındaki Patriot girişimini ülkenin savunması için faydalı zannedip, savunuyor. Fabrika’daki sağcı emekçi Kuzey Afrika’ya, Ortadoğu’ya kan ve ölüm getiren Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş başkanı olduğunu (Başkan da yeni muhafazakar Hristiyan eski ABD Başkanı Bush) övünerek söyleyen siyasileri ölümüne savunuyor.
Üniversite hocası sağcıysa, sağcı merkezlerde üretilen projeleri sonucu ne olursa olsun savunuyor. Nerelerde üretildiği belli olan ve üniversitelerin yıkımı anlamına gelen yasaları, yönetmelikleri “Madem bu yasalar iyi, neden gelişmiş ülke üniversiteleri buna benzer yasalarla yönetilmiyor, neden Almanya’da, ABD’de YÖK diye bir şey yok.” diye sormadan, eleştirmeden kabulleniyor. Siz istediğiniz kadar doğruları ortaya koyun, akıl ve bilimle desteklenmiş öngörülerinizi savunun, “Ben sağcıyım” diyen hocayı ikna etmeniz mümkün olmuyor.
Üniversite öğrencisi sağcıysa, sonucunu düşünmeden, harçlara karşı çıkan, yemekleri beğenmeyen, daha iyi koşullar talep eden, işçilerin maaşı az diyen arkadaşına işçi kadrosundaki güvenlik güçleriyle bir olup saldırıyor.
Sağcıysanız Fatih Camisinin bahçesindeki ağaç katliamına ses çıkartmıyorsunuz. Sağcıysanız Ege ormanlarının maden firmalarına peşkeş çekilmesine ses çıkartmıyorsunuz. Sağcıysanız Karadeniz yaylaları sizi hiç ilgilendirmiyor. İlgilendirmediği gibi “Elektrik lazım” diyen geri zekalıları haklı buluyorsunuz.
Sağcıysanız işinizi kaybedecek olsanız da özelleştirmeyi savunuyorsunuz.
Sağcıysanız “bilmek” değil, “inanmak” sizin için belirleyici oluyor. Büyük sermaye, emperyalist güçler bu nedenle sağcıları seviyor.
- Esaaad 12 Aralık 2024 05:18
- Zekai Çıngıllıoğlu 05 Aralık 2024 04:49
- Niye dövüyoruz? 28 Kasım 2024 04:37
- Kanal İstanbul 21 Kasım 2024 04:54
- Ormanlarımız için direneceğiz 14 Kasım 2024 04:31
- Zııt Erenköy 07 Kasım 2024 04:22
- BARIŞ 31 Ekim 2024 04:21
- Bölünmez bütün 24 Ekim 2024 04:41
- Martı başı 1 buçuk 17 Ekim 2024 04:28
- Öcü 10 Ekim 2024 04:50
- Siyaseten palavra 03 Ekim 2024 04:38
- Gömün 26 Eylül 2024 04:16