4 Aralık 2012

Zor ama imkansız değil!

Topkapı Şişe Cam Fabrikası kapanıyor. Daha doğrusu patron, fabrikanın kapandığını bu yüzden de artık işçilerin başının çaresine bakmasını söylüyor. Ama gerçekte taşınıyor fabrika, kapanmıyor. Çünkü Şişecam, Eskişehir’e taşıyor buradaki üretimi. Ve orada yeni fabrikada yeni işçilerle çoktan çalışmaya başlamış, daha işçi de alınacak ama patron Topkapı işçilerini Eskişehir’e götürmek istemiyor.
İşçiler ise işten çıkarılmalarını kabul etmiyorlar. Çünkü Topkapı Şişecam işçileri ortalama 15-16 yıldır Şişecam’da çalışan ve orta yaşlarını aşmış işçiler. Bu işçilerin başka yerlerde yeni iş bulmaları çok kolay değil. Bu yüzden de işçiler, “Madem fabrika taşınıyor öyleyse biz de Eskişehir’e gidelim” diyorlar. Ancak patron, “Hayır, sizi Eskişehir’e götürmem” diyor.
Peki patron bu 15-20 yıllık iş deneyimi olan işçileri neden götürmüyor Eskişehir’e?
Bunu, Topkapı Şişe Cam’ın 25 yıllık işçisi Kazım Kafta açık seçik anlatıyor: “Patron,... Şimdi bana diyor ki 25 yıl ben seni kullandım artık git. Emekliliğime 3 yıl kaldı. Nereye gideyim ben? ... Diğer fabrikalarda buradaki sayının fazlası kadar açık var zaten. Sendika çok büyük bir hata yaptı bunu telafi etsin. Oraya (Eskişehir’deki yeni fabrikaya) 300’e yakın eleman alındı. Sendika sessiz kaldı. İşveren kendine göre teşvikten yararlanarak eleman aldı ama buradakileri yok saydı. Devlet de suçlu. Oradaki insanlardan 5 yıl sigorta primi alınmayacak. Patron onun için yeni işçi almayı tercih ediyor.”
Burada patronun yeni işçi almayı tercih etmesini sağlayan düzenleme, 2009 sonunda, “İşçiler müjde, artık sigorta primini de devlet ödeyecek!” diye duyurulan düzenlemede saklı. Bu düzenlemeye göre, “eğer patron 29 yaşından küçük yeni işçi alırsa”, bu işçilerin patron tarafından ödenmesi gereken sigorta primi bölümünü İşsizlik Sigortası Fonu’ndan ödeniyor. Yani gerçekte işçiye müjde gibi verilen düzenleme gerçekte 29 yaşından büyük işçileri vuran bir saldırıya dönüşüyor.
Hükümet yaptığı bu düzenlemeyle;
1-) Eski ve nispeten daha yüksek ücretli işçinin işten çıkarılıp yerine yeni işçi alan patronları yeni işçi için beş yıl süreyle sigorta primi ödemekten kurtarıyor. Ayrıca kredi imkanlarını da genişletip kolaylaştırıyor.
2-) Patronun sigorta primi payı fondan karşılanarak aslında çalışan işçilerden yapılan işsizlik kesintisini patronun cebine koyarken ayın zamanda çalışan işçiyi işinden eden mekanizmayı da yine işçiden kestiği primle yağlıyor.
Örneğin Şişecam işçisinden yıllardır kesilen işsizlik kesintisini Şişecam patronunun cebine koyan bu düzenleme ile Topkapı Şişecam işçisi işinden ediliyor.
Tipik bir “işçiden yana” AKP Hükümeti düzenlemesi! Böylece Hükümet, patronu desteklerken de parayı patronun cebine koyuyor, işçiyi desteklediğini söyleyip ona göre önlem alıyorum derken de parayı patronun cebine koyuyor. Emme basma tulumba gibi!
Elbette burada, işçinin de herkesin de aklına, “Sendika ciddi bir tutum alsa bunu önleyebilir miydi?​” sorusu geliyor.
İşçilerin düşüncesi “önleyebileceği” doğrultusunda. Üstelik bunun daha önce örneği de var. Beykoz Şişecam kapatılıp taşındığında oraya işçileri de götürülmüştü. Ama şimdi yeni işçilerin sigorta primlerindeki patron payının işsizlik fonundan karşılandığı için patron eski işçiyi götürmektense yeni işçi almayı tercih ediyor.
Hangi patron etmez ki?
Topkapı Şişecam işçisi, bir yandan patronun kâr hırsının öte yandan da sendikanın yeterince sahip çıkmamasının kıskacında bulunuyor.
Ancak işçiler, sendikayı mücadeleci bir hatta hareket etmeye zorlayabilir, diğer fabrikalardaki Şişecam işçilerini de yanlarına alırlarsa ve diğer sendikaların da desteğini sağlayabilirlerse bunu başarabilirler elbette!
Zor ama imkansız olmayan bir mücadele!

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et