'Engelsiz tribün' 'engelsiz spor'
Yayıncı kuruluştan görüntü alamayan bir kesim spor medyası, işi artık kahve muhabbetinin ötesine taşımaya başladı. Birçoğu hayatında spor sahalarının yanından geçmemiş, şifreli yayın nedeniyle maçları kahve köşelerinde seyredip, bu programlardan aldıkları argümanlarla bütün haftayı birbirleriyle tartışarak geçiren post-ergen bir kitleyi hedefleyen yayınlar, izlenebilirliklerini arttırabilmek için sürekli nefret tohumları ekmekten çekinmiyorlar.
Sneijder’in bir gülüş görüntüsünü defalarca gösterip saatler boyunca Fenerbahçe’ye gelecek mi gelmeyecek mi tartışması yapanlar; Aykut Kocaman’ın farklı bir bağlamda söylediği sözleri, Fatih Terim’e, Aykut Hoca böyle dedi siz ne diyorsunuz diye müzevirlik yaparak polemik üretmeye çalışanlar; Fenerbahçe Arena spor salonunun imar, iskan ve ruhsat durumunu sabaha kadar konuşanlar bu hafta yine ekranları doldurmuştu. Spor, futbol bu konuların neresinde diye sormayın? “Çakma” gündemlerle, belli odaklarla kol kola reyting ve manipülasyon peşinde olanlar çoktan sporun, futbolun gerçek sorunlarından koptular.
“Çakma” gündemleri bir tarafa bırakırsak, geçtiğimiz 3 Aralık, Dünya Engelliler Günüydü. Dünyada 650 milyon engelli var. Dünya nüfusunun neredeyse %10’u. Memleketimizde ise bu sayının 10-12 milyon arasında olduğu tahmin ediliyor. Yaşam koşulları zaten zor olan bu yurttaşlarımızın yaşamını kolaylaştırmak için, kamu-özel fark etmeden, göstermelik girişimler dışında, hemen hiçbir şey yapılmıyor. Büyük şehirlerde görme engelliler için yapılan kabartma yollar ya esnafların tezgahlarının ya da bizzat belediyelerin koyduğu levhaların işgali altında. Tekerlekli sandalyeli bir yurttaşın, kaldırımları kullanarak bir yerden bir yere gitmesi neredeyse imkansız. İlköğretim okulları, üniversiteler, hastaneler, işyerleri, devlet dairelerinin hemen hepsi, engelli yurttaşları yok varsayarak tasarlanmış yapılar. Bu duyarsızlıklar bütün hafta boyunca konuşuldu. Ancak işin birde spor ayağı var. Ne yazık ki, statların ve spor salonlarının durumu da farklı değil. Birçok statta, spor salonunda engelli taraftarlar için ayrılmış yer yok. Fenerbahçe stadı gibi engelli yurttaşlara yer ayrılan sahalarda ise, zemine yakın olan bölümlerin önünde bekleyen emniyet güçleri ve özel güvenlik nedeniyle engelli taraftarlar maçları doğru düzgün seyredemiyorlar. Oysa statlarda, spor salonlarında, engelli taraftarlar için “engelsiz tribün” inşa etmek çok da zor olmamalı. Bu işin engelli sporsever ile ilgili bölümü.
Engelli sporcuların durumu da farklı değil. Engelli sporcular, ancak uluslararası bir başarı kazandıkları takdirde, medyada küçük de olsa bir yer buluyorlar. Bedensel Engelliler Spor Federasyonuna kayıtlı 3.500’e yakın engelli sporcu var. Memleketimizdeki engelli sayısı düşünülünce bu sayının çok düşük olduğu görülecektir. Badmintondan yelkene, oturarak voleyboldan okçuluğa, ampute futboldan tekerlekli sandalye basketboluna kadar, 14 branşta faaliyet gösteren genç sporcular, büyük zorluk ve yokluklara rağmen önemli başarılara imza atıyorlar. 2012 Londra Paralimpik Oyunlarından 10 madalya ile dönen engelli gençler ya da 2012 Dünya Ampute Futbol şampiyonasında 3. olan takımımız spor programlarının bırakın gündemine girmeyi tek cümleyle söz edilmeye bile değer bulunmuyor. Sadece bu durum bile bu programları yapanların sporsever olmadığının en önemli göstergesi değil mi?
Engelli gençlerin sportif mücadelesinde en çok ilgiyi çeken branş ise hiç kuşkusuz tekerlekli sandalye basketbolu. 2003 yılında kurulan Beşiktaş ve 2005 yılında kurulan Galatasaray tekerlekli sandalye basket takımlarının da faaliyet gösterdiği bu branşta heyecan hiç eksik olmuyor. Beşiktaş ve Galatasaray kulüplerini bu önemli adımları nedeniyle kutlamamız gerekiyor. Birçok amatör branşta Avrupa’da önemli başarılar kazanan Fenerbahçe’nin de bu konuda duyarlılık gösterip, tekerlekli sandalye basketbol şubesi açması hiç kuşkusuz bu ligin heyecanını daha da arttıracaktır.
Aslında daha fazla sayıda engelli gencin spor yapmasını sağlayacak olanakları belediyelerin yaratması gerekiyor. Ne yazık ki, İstanbul başta olmak üzere, belediyelerin önemli bir kısmı, vergi gelirlerini, kendi adlarına çeşitli liglerde yarışacak seyircisiz takımlara harcamayı tercih ediyorlar. Asli görevleri olan spor alt yapısına yatırım yapmak yerine, profesyonel futbolculara yüzbinlerce dolar aktaran belediyelerin, anlamsız tutumu ayrıca tartışılmalı.
Bütün bu “çarpıklıkları” tartışmak yerine, “sahte gündemlerin” peşinde koşanların sahiden sporu sevdiğini düşünüyor musunuz?
EVRENSEL'İNMANŞETİ
317.36 milyon TL: Yunus Emre Termik Enerji Santralinin son 3 ayda ürettiği elektriğin değeri
204.9 milyon TL: Aynı dönemde 1000 işçinin ortalama ücretlerden patrona 'maliyeti'
0 TL: Şirket 2021, 2022 ve 2023 yıllarında hiç vergi ödemedi

Özel yetkilendirilmiş TBMM komisyonu gündemde

'Ömrümüzü verdik, emekli bile olamadık'

Ukraynalı Gazeteci Guz: Ukrayna, ABD desteğini korumak için çıtasını düşürecek

Evrensel'i Takip Et