Muhafazakar kapitalist ve Mursi Erdoğan -1
Fotoğraf: Envato
AKP ve hükümeti, on yıl boyunca, başlıca iki alanda önemli değiştirmelere imza attı: Dini ideolojinin toplum yaşamına etkisini artırdı, ve iktisadi-toplumsal politik uygulamalarıyla tekelci burjuvazi yararına düzenlemeleri ileri boyutlara taşıdı. Bu süre boyunca muhafazakarlık iddiasını sürdürmeyi de ihmal etmedi. Yönetici eliti ve çanak yalayıcıları bu uygulama ve değiştirme politikalarını “muhafazakar demokrat bir parti ve hükümet”in yönetiminde, “İslami muhafazakarlık ve demokrasinin bir arada olabilirliği ve zaferinin kanıtı” olarak propaganda ettiler. Eskiyen, gelişmenin önüne ayak bağı olan “gelenek” ve ilişki biçimlerinin, ideolojik anlayış ve önyargıların toplum yaşamına ikamesi için yapılanlar, ilerleme ve demokrasinin daha ileriden tesisi çabaları olarak reklam edildi.
Kapitalizmin uluslararası dayanakları ve içeride, büyük çoğunluğu kendi hakları ve çıkarlarının zıttına politikalara ve ‘dünya görüşü’ne angaje edilmiş, aldatılmış ve yönlendirilmiş; hurafe ve önyargılara inanan yığınsal destek, bu parti ve hükümetinin, toplumu ve devlet kurumlarını yeniden düzenleme-kendi çıkar ve anlayışlarına göre ‘dizayn etme’de yol almasını sağladı. Nihayetinde, burjuva devriminin topal kaldığı, burjuva aydınlanmasının orta çağcıl anlayışlar ve dini telkinlerle iç içe yürüdüğü, hak ve özgürlük uğruna mücadele yerine itaat kültürünün hakim kılınıp tesisinin zorunlu ve ulusal varlık için elzem gösterildiği bir ülkede, bunun sürdürülmesini esas alan politikaların, itirazlara rağmen, ciddi bir toplumsal dayanağı da bulunuyordu. Dışarıda ise, dışarıdanlığı artık ciddi olarak ileri sürülemeyecek kadar bağımlılık ağlarıyla “içselleştirilmiş” uluslararası sermaye, ABD gibi dünya gericiliğinin kumanda mevziindeki devlet başta olmak üzere NATO askeri gücünden ve Avrupa sözde demokrasisinin sırt sıvazlamasından alınan güç vardı. Bu destek için, emperyalist strateji ve çıkarlara kesin bir teslimiyet ve biat tek koşuldu. Nitekim, Irak ve Afganistan Müslümanlarının emperyalist çıkarlar için yerlerde süründürülmeleri operasyonlarına verilen “muhafazakar demokrat “ ve de “İslami” hizmete karşılık, Erdoğan, “Güvenilir müttefik” ve “Musevi üstün cesaret madalyası”yla taltif edilmiştir. Kapitalist çıkar ve rant payı üzerine çelişkilerin kaçınılmazlığına ve arada danışıklı dövüş babından bağırma çağırmalara rağmen, madalyalar boyunlarda asılı duruyor. Bu bir yana, İzmir’e NATO Karargahı kurulması, Kürecik’e füze radar merkezi, ülkenin yarısına Patriot bataryaları yerleştirilmesiyle, Sarkozy Fransa’sıyla birlikte “Müslüman Kaddafi”yi linç ettirip yönetimini yıkmak, Esat yönetimini yıkarak Suriye’yi İran ve Rusya’nın etkisinden çıkarıp Amerikan payandası yapmak için El Kaide-Selefi çetelerini silahlandırıp koordine etmek ve ABD’nin ‘ileri karakolu’ olarak çalışmak, yeni madalyaları bile hak ettirir önemli “muhafazakar” hizmetlerdendir!
Aktüel soru şudur: hem muhafazakar, hem İslamcı, hem kapitalist olununca, ortaya çıkan sonuçlar beklenmedik türden mi olmuşlardır? Bunları da makalemizin devamında ele alacağız.
- Kaosun geniş mezarlığı 12 Aralık 2024 05:20
- ‘Suriye pastası’ ve duvarların dışına bakmak! 05 Aralık 2024 06:50
- Değişim; nasıl ve hangi yönde? 28 Kasım 2024 06:45
- Kürtçe eğitim Türkiye’yi böler mi? 14 Kasım 2024 04:52
- Bahçeli’nin çağrısı Kürt gerçeğinin neresinde? 07 Kasım 2024 05:41
- Sorun yoksa, telaş niye? 31 Ekim 2024 06:54
- Çürümenin toplumsallığı ve çürüyeni yönetme politikası 24 Ekim 2024 12:47
- İktidarın ekonomi kriterleri 26 Eylül 2024 05:56
- Vicdansızlık! 19 Eylül 2024 05:15
- Derin ve lağımlı bataklık! 12 Eylül 2024 05:58
- Sağın gücü ve işçilerin ‘kör noktası’ 05 Eylül 2024 05:28
- Malazgirt, Bahçeli, HÜDA PAR vs. 29 Ağustos 2024 05:40