Muhteşem Yüzyıl'ın muhteşem medyası
Bu yazıyı geçen hafta yazmamız daha uygundu, ama önemsememiştik. Başbakan Erdoğan’ın gündemi değiştirip zaman kazanma, daha doğrusu zaman öldürme manevrası olarak algılamış ve : “Vah vah, demiştik, Tayyip Bey artık nelere muhtaç hale gelmiş, üç yıldır oynayan bir TV dizisinden medet umuyor.
Sonraki günlerde gördük ki, medyamız, Muhteşem Yüzyıl filminden daha muhteşem bir performans (!) sergiliyor. Bizim film hakkında ahkam kesmemize gerek yok. Bizim işimiz medyatik medyamızı (TV ağzıyla söylersek) mercek altına yatırmak.
Kamplaşmayı refleks haline getiren medya, Tayyip Bey ekseninde bölünüverdi. Muhafazakar diyebileceğimiz gazete ve televizyonlar topa pek girmedi. Tartışmaya girenlerin ortak paydası ise, Erdoğan’ın yargıyı göreve çağırmasına karşı gösterilen tepki oldu.
Örneğin, Radikal’den Cengiz Çandar, yargı konusunun yanı sıra, Başbakanın konuşmasını önemsemesine gerekçe olarak şu saptamayı da yaptı:
“Çünkü, ülkeye ‘tek tipleşme’yi dayatan, tepeden, keyfi, baskıcı ve ‘tekçi’ zihniyetin tohumlarının Başbakan tarafından yeşertildiğini ortaya koyduğu için önemli. ‘Muhteşem tehlike’ bu.”
Başbakanın Muhteşem Yüzyıl’a karşı yargıyı göreve çağırması ise, ayrı bir alan açtı. Gazetelerin ve yazarların önemli bir bölümü, Başbakan’ın yargıya çağrısını tehlikeli ve vahim bir müdahale olarak niteledi. Türkiye’de yargı konusu, deryalar dolusu ayrı bir sorun, bugün bu köşeye sığmaz.
Bu köşede yer alan görüşlerin dışında, biz de naçizane bir yorum sunalım. Başbakan bu çıkışıyla, arasının pek sıcak olmadığı Fettullah Gülen’e de bir mesaj gönderiyor. Çünkü, Hoca Efendi çok önceden bu diziyi “terbiyesizlik” olarak nitelemişti. Şimdi Hoca Efendi, Tayyip Bey’e daha sıcak ve güvenli bakar mı dersiniz?
ERDOĞAN’A DERSHANE
(İlk 5 alıntı 27 Kasım gazetelerinden)
* “46 yıllık ömrünün 30 yılının at sırtında geçtiğini söylediği Süleyman’ın 16 yılı haremlik! TV dizisi de bu önemi, 16 yıl saray entrikalarını ve Hürrem’in, Mustafa’yı boğdurarak, oğlu yetersiz Selim’i tahta geçirmeyi amaçlayan yalanlarını, düzmece oyunlarını, gece gündüz sofra başında ve tabii yatak odasında cilveleriyle Süleyman’a nasıl yutturduğunu anlatıyor. Yargıya diziyi engellemeyi emrettiğine göre; demek ki Muhteşem Sultan Süleyman dönemindeki Hürrem’in muhteşem entrikalarına da varis olmaya talip! Helal olsun!” (Cüneyt Arcayürek, Cumhuriyet)
* “Bizim tanıdığımız Kanuni’nin ömrü ‘avrat üstünde’ değil, ‘at sırtında’ geçti ve ‘cihat’la geçti. Yoksa Osmanlı toprakları “14 milyon küsur kilometrekare’ye çıkabilir miydi?” (Hasan Karakaya, Yeniakit)
* “Kimi Muhteşem Süleyman’ın çocukluğunu çeker. Kimi yaşlılığını. Kimi sadece bir gününü, kimi öldüğü seneyi. Bunlardan sadece birini tercih eden senariste/yapımcıya ne diyeceğiz? “Olmaz, sen Kanuni’nin bütün hayatını Belgesel gibi anlatmak zorundasın’mı? Dizilerde bunun olmayacağını, olmaması gerektiğini bir türlü anlatamadık” (Cengiz Semercioğlu, Hürriyet)
* “Doğrudur, Muhteşem Yüzyıl dizisinde bazı mübalağalar var. Ancak adı üstünde bu bir dizi, yani tarihi anlatan belgesel değil. Televizyon dizileri kurguya dayanır ve reytingi esas alır.” (Sabahattin Önkibar, Aydınlık)
* “Dizilerde olup bitenler hayal mahsulü, kurgu.Yani? Gerçek değil. Misal, dizide bir erkek bir kadına aşık olduğunda gerçek hayatta da olmuyor. Tıpkı dizide ölen birinin gerçek hayatta ölmediği gibi! (Candaş Tolga Işık, Posta)
* ”Ancak Muhteşem Süleyman’ın da yaşamını at üzerinde cihan fethi ile geçirdiğini inatla savunan kişiye ‘Bu dediğinizde hakikat payı elbette çoktur. Ancak lütfedip kerem buyurursanız, Sultan Süleyman Hazretlerinin dört sultan ve çeşitli cariyelerinden olan 13 şehzadenin mader rahmine düşmesi için zaman bulduğu da bir gerçek değil midir?’ dersek her halde Silivri’de soluk almayız. Yoksa şehzadeleri leyleklerin getirdiğine mi inanıyor! (Orhan Birgit, Cumhuriyet)
* “Tayyip Erdoğan, Muhteşem Süleyman dizisindeki kötü Kanuni tiplemesi için “Bizim böyle bir ecdadımız yok’ diyor ama, kendisine dikte ettirilen Amerikan kararları ile Battal Gazi’nin doğduğu topraklara Amerikan üsleri kurduruyor. Hem de Müslüman ülkelere karşı. Oysa burası Battal Gazi’nin, Hıristiyan Bizans’a karşı oluşturduğu bir üstü. Battal Gazi kimin ecdadı Tayyip Bey? (Arslan Bulut, Yeniçağ, 29 Kasım)
Şeytanın sesi: Silivri’yi boylarsanız, büyüklerimize ders vermenin ne demek olduğunun dersini alırsınız, haberiniz ola!
ÖZLÜ SÖZLER
Muhteşem Yüzyıl külliyatından derleme bir demet sunuyoruz.
* “Biz de bu diziden hoşlananlardan değiliz, halkın deyimiyle ‘en baba padişah’ sanki bir saray zamparası, çapkın, hovarda, gücü kuvveti ‘Hürrem’e teslim. Neticede bir roman, bir senaryo, yazanın hayali. ( Hasan Pulur, Milliyet)
* “Peki sonuçta ne oldu? ‘Harem görüntülerinden rahatsız olduğunu’ söyleyen halkımız ‘Muhteşem Yüzyıl’ı izlemeye devam etti. Etti ama bu dizi sonrasında hem televizyon sektörünün hem de izleyicinin tarihi konulara ilgisi arttı.” (Eyüp Can, Radikal)
* “Gerçeğin reytingi her daim düşük olur. Alayişin, palavranın iddianın reytingleri de hep yüksektir. ‘Muhteşem Yüzyıl’ dizisi de ikince kategoriye girer.” (Selahattin Duman, Vatan)
* “Para için tarihe ve tarih yapmış büyük hatıralara kıyan bu ve benzer diziler, bir sosyal faciadır ve endişe ederiz ki sinsi bir planın mahsulüdür.” (Rahim Er, Türkiye)
* “Erdoğan’ın Kanuni Sultan Süleyman çıkışını öğrendiğim an şu duyguya kapıldım. Başbakan hızla ‘Evrenleşiyor’ “ (Ertuğrul Özkök, Hürriyet)
* “Ne o öyle! Koskoca Kanuni Sultan Süleyman bile istediği kadınla rahat rahat birlikte olamıyor. Bu nasıl şeriat!” (Dilek Önder, Vatan)
* “Tartışın, tartışın, yayından kaldırıldıktan üç ay sonra hiç kimsenin hatırlamayacağı ‘lagar’ bir televizyon dizisini başbakan beğense ne olur, beğenmese ne olur, bunu tartışın.” (Engin Ardıç, Sabah)
EVRENSEL'İNMANŞETİ

Peşkeşe ‘dur’ de!
Çayırhan Termik Santralinin özelleştirilmesi için alınan ve genelde mal değerinin yüzde 10 düzeyinde belirlenen geçici teminat bedeli 250 milyon TL oldu. Bu bedel madenin sadece 3.5 günlük kazancına denk geliyor. Satışa karşı direnişi sürdüren madenciler, ‘Yağmayı durduralım’ çağrısı yaptı.
Evrensel'i Takip Et