'Edebiyat Sokağı'nda yürürken...

Sokakları ve sokakta yürümeyi severim. Sokaklar evlerin kapılarının yaşama açıldığı, insanın dış dünyayla bağ kurduğu yerlerdir. Çocukluğumda sokaklar bizim oyun alanlarımızdı. Sokaklarda çocuk kahkahaları çınlardı; sonra annelerin eve çağıran sesleri duyulurdu. Hepimiz bu çağrıları duymazdan gelirdik. Çünkü sokakta, arkadaşlar vardı. Arkadaşlarla birlikte sokakta oynanan oyunun tadına doyum olmazdı.
Geçen hafta, bambaşka bir sokakta yürüdüm; yol arkadaşlarımsa üretken ve özverili eğitim emekçileriydi. Sokağın girişindeki tabelada “Edebiyat Sokağı” yazıyordu. Bu sokak, Bursa’nın Yıldırım İlçesi Arabayatağı mahallesindeki Hasan Ali Yücel İlköğretim Okulu’nun içindeydi. Köşedeki tabelayla, koridoru çevreleyen tuğla desenli duvarlarla ve sokak lambalarıyla, sınıf kapılarının açıldığı koridorlara sokak görünümü verilmişti. Duvarlardaki panolardan, ülkemiz ve dünya edebiyatının ustaları sokaktan geçen çocuklara gülümsüyorlardı. Çocuklarsa, kimini kitaplarından kimini de okul kitaplarındaki okuma parçalarından tanıdıkları yazarlara baktıktan sonra başlarını yine yukarı kaldırıyorlardı. Yüzlerindeki kocaman gülümseyiş ve meraklı bakışlarla başları yukarda yürüyorlardı hep. Çünkü koridorların tavanlarında tellerle ve maket kitaplarla dev bir enstalasyon çalışması yapılmıştı. Tellere açık olarak asılan 80’i aşkın kitap, koridorda uçan kuşlar gibiydi ve çocuklar onların hangi kitap olduğunu görmeye çalışıyorlardı.
Bütün bu anlatılanlara bakarak, Edebiyat Sokağı’nın varlıklı insanların çocuklarının eğitim gördüğü bir özel okulda açıldığını düşünmeyin… Edebiyat Sokağı’nın yapıldığı Hasan Ali Yücel İlköğretim Okulu, Bursa’nın göç alan bölgesinde, çoğunlukla emekçi ailelerin yaşadıkları bir mahallede bulunuyor… Açılışına çağrılı olduğum Edebiyat Sokağı Projesiyse, okul müdüründen öğretmenlerine dek bütün eğitimcilerin gönüllü olarak coşkuyla katıldıkları bir eğitim imecesi olarak gerçekleştirilmiş… Bu imeceye çevredeki bazı işyerleri de destek vermiş. Ama en çok eğitim emekçilerinin yaratıcılığıyla ve emekleriyle ortaya çıkmış. Öğretmenler okul koridoruna sokak görünümü verebilmek, kitapları tellere asabilmek, afişleri hazırlayabilmek için gece yarılarına dek çalışmışlar.
Bugüne dek gittiğim okullarda birçok farklı projeyle karşılaştım. Anlamlı, işlevsel ve eğitimcilerin özverileriyle gerçekleşen projeler bunlar. Ama okulun içinde bir sokak oluşturma fikri ilk kez çıktı karşıma. Bu ilginç projenin hedefi, çocuklara okuma kültürü kazandırmak… Proje kapsamında etkinliklerin yıl boyunca sürmesi ve her ay bir yazarla öğrencilerin buluşturulması tasarlanmış. Bu projenin ilk konuğu olarak;  bir salon dolusu çocukla kitaplar, okumak ve yaşam üzerine sohbet ederken, bir yandan da Bursa’da yaşayan yazar arkadaşlarım Şaban Akbaba, Güney Özkılınç ve eğitimci dostlarla bu etkinliği paylaşma sevincini yaşadım.
Geçen hafta neşeli çocuk sesleri arasında Bursa’daki Edebiyat Sokağı’nda yürürken sokakları düşündüm. Kimi geniş ve aydınlık, kimi dar ve karanlıktır. Kimiyse; bir yere gitmeyen çıkmaz sokaktır... Edebiyat Sokağı’nın ucuysa, okul kütüphanesine çıkıyor. Okul müdürü ve projeyi yürüten ekip, bunu özellikle tasarlamış. Edebiyat Sokağı’nda yazarları tanıyıp, havada uçuşan kitaplara ulaşmaya çalışan çocukların yolunu kütüphaneye çıkararak, onları kitapların aydınlık dünyasıyla buluşturmak istemişler. Bizim de özlemimiz bu değil mi? Yaşamın dar sokaklardan, çıkmaz sokaklardan kurtulup; ışıklı bir yola, geniş meydanlara, geleceğe akması...