Allah'ın hesabı ve affı
Günlük siyasette inanç dünyasının dilini kullanmanın kolaylaştırıcı tarafı ve getirileri olabileceği gibi ciddi riskleri de vardır.
Konunun etik boyutu ise başlı başına bir değerlendirme konusudur.
Başbakan Erdoğan’ın dokunulmazlıklarla ilgili BDP milletvekillerine verdiği mesajda “Allah bizi affetmez” sözleri, yine PKK ile ilgili “Örgütün bir hesabı var ama Allah’ın da bir hesabı var” sözleri, bu açıdan üzerinde durulmaya değer bir yaklaşımı yansıtmaktadır.
Elbette herkes siyasette kullanacağı dili tercih hakkına sahiptir. Daha seküler bir dil, daha ideolojik bir dil, din dili ya da daha insani değerler vurgusu siyasetçiye kalmıştır.
Tartışılması gereken bu dilin iç tutarlılığı ve toplumda oluşturacağı psikolojik yansımalardır.
Eğer referanslarınız geleneksel İslami yaklaşıma dayanıyorsa onun “af ve hesap” konusunda Allah’a atfettiği tutum son derece nettir. Kimin neden affedilemeyeceği, nasıl bir aftan söz edildiğini azıcık biliyorsanız, bu yetkiyi Allah adına kullanmak ya da Allah’ın iradesi üzerine söz söyleme yetkisini kendinizde görmekten çekinirsiniz.
Yine Allah’ın hesabı diye kendi korku ve hesaplarınızı dışa vuran sözler sarf etmekten sakınırsınız.
Siyasette bu dili tercih etmenin kaçınılmaz sonuçları olur. Bunu göze almışsanız başka ama bunun farkında olmadan ahkam kesiyorsanız sonuçlarına da katlanmak zorunda kalırsınız.
Toplumun büyük ekseriyetinde karşılık bulduğu hatta kabul gördüğünü sandığınız değerler ve semboller üzerinden politika yapmanın İslam ahlakı açısından ne ifade ettiğini bir kenara bırakıyorum. Kuran, bu tür kişisel hesaplarla Allah’ı kendine kefil gösterme eğilimlerini oldukça ağır bir dille kınamaktadır.
Belki daha önemlisi bu yaklaşımın toplumda doğuracağı etkidir. Sizin gibi düşünmeyen ama Allah’a inanan insanlarda nasıl bir çağrışım yapacağını ve nihayet sizin referans kaynaklarınızı kabul etmeyen toplum kesimlerinde ne tür bir algının şekilleneceğini dikkate almak zorundasınız.
Bir gün size, “Müttefiklerinizin Ortadoğu’da bir hesabı var ama Allah’ın da bir hesabı var” derler. “Allah Roboski’de öldürülen çocukların katillerini saklayanları affeder mi?” diye sorarlar.
GÜNÜNYAZILARI









EVRENSEL'İNMANŞETİ

Ağır sömürünün ramazan sofrasına yansıması: İftarda da açlık!
İş cinayetlerinin ve kazalarının sıradanlaştığı, ucuz emeğe dayalı çalışma hayatının iftar sofralarına yansıması da ağır. Geçirilen ağır iş kazalarına aldırış edilmeden yapılan onca mesaiye rağmen, ‘bereket ayı’ denilen ramazanda iftar sofrasına bereket uğramıyor!
Evrensel'i Takip Et