09 Aralık 2012 07:37

Küllerinden doğan Ankara Sanat Tiyatrosu

Küllerinden doğan Ankara Sanat Tiyatrosu

Fotoğraf: Envato

Paylaş

1964 yılı ilk kitabım Gecekondu’nun yayınlandığı yıldı. 1965’se 1958-59’den sonra en çok oyun seyredebildiğim yıllardan biri. Mesela Sermet Çağan’ın Ayak Bacak Fabrikasını seyretmek için Ankara Sanat Tiyatrosu’na (AST) gidiyorum, günübirlik Ankara’ya. Taşkızak’tan Varlık Yayınlarına yeni transfer etmişim. Cumartesi akşamı Harem’den Gazanfer Bilge’nin Ankara Otobüsüne biniyorsun, alt tarafı 15 lira. Sabah Ankara’dasın. Rüzgârlı sokakta biraz gazete atmosferi koklayıp, Piknik’te kahvaltı ettikten sonra doğru TİP genel merkezi. Gösteri saatinden önce AST’nin kapısına gittin mi, ilk gençliğine dönüyorsun, Gençlik Tiyatrosu’nun, Yenikapı’daki Kemal Bey’in kahvesinin kadrosu büyük bölümü orada: Tunca Yönder, Ayberk Çölok, Ayton Sert, Savaş Dinçel, Rana Cabbar... Onlar yoksa Güner Sümer oradadır ya da Asaf Çiyiltepe. Ve kapalı gişe oynanan oyunu, oyun başlarken savcı ya da emniyet müdürü için ayrılmış seçkin yerlerden birine (Ya en ön koltuklardan biri ya loca) kurulup seyredebilirsin. AST’ın Tarihçesi Ankara Sanat Tiyatrosu, 6 Aralık 1963 tarihinde Asaf Çiyiltepe ve arkadaşları tarafından ‘daki ‘nun devamı olarak kurulmuştu. Elbet her şeyiyle devrimci- ilerici bir tiyatro olarak tasarlanmıştı. Takım oyunculuğuna dayanan, öncü sanat tiyatrosu anlayışını koruyan AST’nin Genel Sanat Yönetmeni önce Asaf Çiyiltepe’ydi. 1967 yılındaki Doğu turnesi sırasındaki kazada Asaf’ın ölümüyle bu sorumluluğu Güner Sümer üstlendi.  Güner Sümer’in yönetimi sırasında sanatçıların greve gitmeleri ve görüş ayrılıkları yüzünden, tiyatro bir bunalım dönemi geçirmişti. 1972 yılında da Bertolt Brecht’in yazdığı ‘ın yönettiği Hitler Rejiminin Korku ve Sefaleti oyunu nedeniyle, tiyatro sıkıyönetim tarafından kapatıldı. Kapatılma kararında Oktay Arayıcı’nın Seferi Ramazan Bey’in Nafile Dünyası da yer alır: AST’nin oynadığı oyunlar bugüne kadar tetkik edilmiş, özellikle Nafile Dünya ve Hitler Rejimi sebebiyle kasıtlı ve maksatlı olduğu açıkça belirmiş olduğundan topluluğun faaliyeti sakıncalı mütalaa edilerek süresiz olarak kapatılmıştır.” (Ankara Sıkıyönetim Kumandanlığı 6134/14267 sayılı ve 4 Nisan 1972 tarihli bildirimi.) AST kapatıldıktan sonra, ‘Ankara Tiyatrosu’ adıyla ve gezici etkinliklerle varlığını sürdürmeye çalıştı.  yılında yeniden Ankara Sanat Tiyatrosu adını aldı. Güner Sümer’den sonra Sanat Yönetmenliği’nde hemen anımsanacak ad Rutkay Aziz’dir. Bugün de tiyatronun danışma kurulundadır. 1974–1975 sezonunda Gorki’nin romanından Brecht’in oyunlaştırdığı Ana’yı Rutkay Aziz rejisiyle sahneleyen AST yine sıkıyönetim tarafından yasaklandı, oyuncular mahkemeye verildi, tiyatro binası kapatıldı. AST kadrolarını yetiştirmesiyle bir okul özelliği taşır. Son yıllarda AST’nin kötü duruma düştüğü haberleri içimizi burkuyordu. Orhan Aydın yeni yazısında, Çankaya Belediyesinin belirli bir desteğinden sonra AST’nin emekçilerinin çabasıyla yeniden küllerinden doğduğunu müjdeliyor: “Daha dış kapıdan girer girmez yenilik adeta haykırıyor. (...) En önemlisi ise, Aziz Nesin ustanın Zübük adlı oyunu ile başlayan seyirci tırmanışının Selamün Kavlen Karakolu ile doruğa tırmanması. Yücel Erten ustanın Aziz Nesin’den derleyip sahnelediği oyun AST’nin ve bizlerin yüzünü güldürüyor. Her şey eskiye o güzelim günlere dönüyor, seyirci gişe önünde kuyruk, aylık biletler tükeniyor, içerde çoğalan alkış sokağa taşıyor.” Yeni doğuşun umudumuzu kışkırttı AST, hoş geldin.

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa