Dizi dizi inciyim, sansürde birinciyim
Bir konunun gündeme gelmesini istiyorsanız dizilerden birinde söz ettireceksiniz. Mesela, işten atılmış, ücretleri patronda kalmış tekstil işçileri ne yapsalar gündeme gelemiyorlar mı, ya öykülerini dizi yapacaksın, ya bir diziye onların öykülerini sıkıştıracaksın. Bu işçilerin patronu olan hatunun nasıl merdiven altından meslek odasına çıkabildiğinin öyküsü de diziye uygundur. Dizi olunca nasılsa “bu benim hayatımdır” diye ortaya fırlarlar, öcünü alırsın (Paranızı alacağınızın garantisi yok). Ancak yapılacak dizilerin birinin ayağına basması da şart. Ya ecdattan söz edecek, ya politikadan.
Televizyonda Ağır Roman-Yeni Hayat dizisi başlarken herkes çok heyecanlıydı. Romanın kahramanlarından biri, Gli Gli Salih, büyük olasılıkla romanın yazarıydı: Metin Kaçan. Öteki de yazarın ağabeyi karikatürist Hasan Kaçan. İlk romanını yayınlayan Metin Kaçan bu romanın özyaşam öyküsünden izler taşıdığını açıklamıştı. Tarlabaşı, Dolapdere ve yöresi kolera için uygun bir semt oluşundan dolayı romanda Kolera adıyla anılıyordu. Romanın kahramanı göçle gelmiş bir ailenin üyesidir. Suçlar semtin doğal yaşamının parçasıdır.
Romanın en çarpıcı yanı anlatımı ve diliydi. Anlatının adını bile doğru anlamak için iyi bir okur olmak gerekiyordu, mesela “ağır Roman” bir oyun havası ve oyundur. Roman, argonun incelikleriyle yazılmıştır. “Kevaşe” sözcüğünün “fahişe” anlamına geldiğini ama “kaltak”, “şıllık” ya da “kancık” sözcüklerinin anlamını da kapsadığını kolay keşfedemedim.
Ağır Roman-Yeni Hayat, Ağır Roman’ın devamıdır. Öykü, Kolera’nın kırk yıl önceki efsanesi Gli Gli Salih’in oğlu Salih Ceyar’ın hapisten çıkışı ile başlar. Salih Ceyar adam öldürmekten beş yıldır içerdedir.
Ceyar beş yıl içinde hayatın ne kadar zorlaştığını görür. Mahalle kentsel dönüşüm projesi yüzünden yok olma tehlikesi yaşamaktadır. İnşaat şirketleri iş makineleri ve yıkım ekipleriyle rant kapısı haline gelmiş Kolera’ya her geçen gün bir adım daha yaklaşmaktadırlar. Ceyar babasının mahalleli üzerindeki otoritesi ve koruyuculuğunun devamı olmaya çalışacak karanlık ve bilinmeyen güçlerin mahalleyi istilasını önlemek için, bu güçlere karşı savaş açacaktır. Bütün bunları yaparken hapiste tanıştığı Eylül ile eskiden beri kendisine âşık olan Kara Leyla’nın daha doğrusu iki aşkın arasında kalacaktır.
Ancak kader diye tanıdığımız sansür ağlarını iki ters bir yüz örmektedir, (bu örgüye Rusça güzel anlamında “haraşo” denir). İlk bölümdeki “kentsel dönüşüm” sözü biiplenir. Sonraki bölümlerde bu muzır sözlerin geçtiği cümleler montajda bizzat yönetmen (yönetmene göreyse yapımcı) tarafından kesilir.
Sonrasını anlatmak zor. Salih Ceyar’ın neyle uğraşıp savaştığını anlayamayan, “iyi saatte olsunlar”ın mahalleyi bastığını sanan izleyicilerin ilgisi, dizideki güzel kızlara rağmen azalır, ve yönetim diziyi istimlak edip, yayından kaldırır.
Bu arada Yeni Kapı adlı bir sokak tiyatrosu, Gogol’ün Palto adlı oyunundan aktör başına 6 aylık ceza aldı. Yargıç cezalarının birer ayını indirdi.
Dostoyevski’nin, “Hepimiz, Gogol’un ‘Palto’sundan çıktık” sözüyle tanınan bu öyküde, sıradan insanların çektiği sıkıntılar, karşılaştığı eşitsizlikler ve çektikleri acılar öykünün kahramanı Akakiy Akakieviç’in yaşantısıyla tüm çıplaklığıyla sergilenir. Bu yapıt yazıldığı ülkede (‘nda) büyük tepki aldı, Gogol insanını aşağılamakla suçlandı.
Rusya’da yaşanılan sosyal sınıf baskısının alt sınıf insanların üzerinde bıraktığı etkinin anlatıldığı öyküyü sahneleyenler, bizde “halkı askerlikten soğutmak” maddesinden yargılanıp cezalandırılmışlardı.
Kadere inanmazsanız, sizi sansür çarpar.
Evrensel'i Takip Et