17 Aralık 2012

O(nlar) beşi seviyor beş öldürüyor

Kapitalizmin geldiği aşamada patronlar da onların temsilcileri (siyasi partiler) de konsolide oldular. Bir yandan da toplumsal yaşamın muhafazakârlaştırılması için var güçleriyle çalışıyorlar. Bu süreç doğal olarak sınıfa, insana rağmen yürütülüyor. Buna karşın kitleselleşebiliyorlar. Çünkü insanların özgürlük alanları üzerinde aktif ve yoğun etkide bulunabiliyorlar. AKP, bizdeki yüzü. Türkiye’de, 2002 genel seçimlerinden bugünlere değin önceden bildiğimiz hükümet-iktidar-devlet ayrımı tümüyle ortadan kalktı. Hükümet de, iktidar da, devlet de tek; AKP.
Türkiye’de nüfus politikaları, nüfusun belirli bir düzeye gelmesi, hızlı nüfus artışının anne ve bebek sağlığında yarattığı sorunlar da dikkate alınarak, 60’lı yılların ortalarından itibaren hızlı artışın engellenmesi yönünde düzenlendi. Başarılı da olundu. Anne ve bebek ölümleri benzer gelir düzeyindeki ülkelerdeki kadar olmasa da geriledi. Kırda yaşayanlar kentlerde yaşayanlardan, yoksullar varsıllardan daha çok sayıda çocuk sahibi. Bu durum sağlığın daha kötü olduğu bu gruplarda daha da kötüleşmesine neden oluyor.
Temmuz 2007 genel seçimlerinden günümüze, pek çok alanda geriye-tersine-dönüşümlerin yaşandığına tanık oluyoruz. Bunlardan birisi, Başbakan Recep Erdoğan tarafından açıklandı: “Doğura bildiğiniz kadar doğurun… Çocuğu veren rızkını da verir.” Bu sözler, farklı zaman ve mekânlarda birkaç defa ısrarla yinelendi. Bu açıklamalar, Sağlık Bakanı, çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı ve de profesörü Dr. Recep Akdağ tarafından da sessiz kalınarak onaylandı. Başbakan, nikâh törenlerinde önceleri üç, şimdilerde beş çocuk talebinde bulunuyor. Bu ifadeler, Türkiye’de nüfus politikalarının değiştiğini, ne pahasına olursa olsun sayının artırılması hedefini gösteriyor. Yedekler ordusu azalmamalı, aksine artmalı ki emek pazarında patronların hâkimiyeti sürebilsin. İşçi, köylü, yoksul çocukları bir dilim ekmek için birbirleriyle yarışsınlar. Ölümü göze alabilsinler. Patronlar para kazanmaya devam edebilsinler. Engels’in de yazdığı 1840’ların İngiltere’si gibi.
AKP, nüfus politikalarını ne pahasına değiştirdi? Sorumuzun yanıtını, doğrudan sağlık başlığında arayacağız.
Pek çok araştırmada annenin gebelik ve doğum sayısıyla bebeklerinin ölüm riski arasında ilişki olduğu ortaya konmuştur. Bu bulgulardan bir tanesi, anneleri daha önce çok sayıda doğum yapmış olan bebek ve çocukların daha yüksek ölüm riskine maruz kaldıklarıdır. Yüksek doğum sırası, üç veya daha fazla doğum yapıldıktan sonra doğan bebekler için kullanılmaktadır. Bu doğumlar kaçınılabilecek doğumlardır. Bunun içindir ki, konuyla ilgili çalışmalar kaçınılabilecek doğumları konu almakta ve bu alanda yaşananları ortaya koyup, bunlar engellenebildiğinde toplumun kazanacakları üzerinde yoğunlaşmaktadır.
Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması, 2008 verilerine göre, 2004-2008 yılları arasında bin bebeğimizden 17’si birinci doğum gününden önce öldü. Annesinin 7. ve daha sonraki doğumunda dünyaya gelen bebeklerden ise 47’si öldü. Bu verilerin ayrıntıları üzerinden hesaplamalar yaptığımızda annelerin 2.-3. doğumdaki bebeklerine göre, 4.-6. doğumlarındaki bebeklerinin birinci doğum gününden önce ölme riski 1.8 kat (%80), 7 ve sonrası doğumlarındaki bebeklerinin ölme riski 2.1 kat (%110) daha fazla.
Sağlık Bakanlığı’nın resmi katkılarıyla yapılmış bu araştırmalar ve bilgiler ortadayken Başbakan’ın açıklamaları ve Sağlık Bakanı’nın sessizliğini nasıl açıklayacağız? Ülkemizde bebek ölüm hızındaki azalma rahatsızlık mı yaratıyor? Yoksa daha fazla acılı, yaslı anne ya da aileye mi gereksinim duyuluyor? Ya da kime ne sözü verdi(ler)?

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Metal tokat

Metal tokat

Renault işçileri, yaşadıkları sorunlar karşısında patronların yanında duran şube yönetimine karşı harekete geçti: Delege sayısının 3 katı aday çıktı, seçimlere katılım rekoru kırıldı, şubenin belirlediği adaylar geride kaldı. 200 bin metal işçisini ilgilendiren MESS grup sözleşmesi öncesi Metal Fırtına’nın amiral gemisi Renault’da yapılan seçimler sendikal bürokrasiye tokat oldu.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
12 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et