Savaşa hayır, patriotlar gelmesin, üsler sökülsün

Türkiye savaşa sürükleniyor. Almanya, Hollanda ve Amerikan devletleri birbiri ardına Türkiye’ye Patriot füze rampaları yerleştirme kararı aldı. Patriotlara bu ülkelerin askeri birlikleri eşlik edecek. Gerekçe, Türkiye’nin “olası füze saldırısından korunması!” Bu tümüyle yalana dayanan bir gerekçe. Hükümetin yedeklediği cehalet bir yana bırakıldığında, bilinçli olarak bu gerekçeye sarılan herkes ülkeye ve tüm milliyetlerden halkına düşmanlık yapıyor.
Türkiye 1952’den beri NATO üyesi. NATO üyeliği ve ABD işbirlikçiliği Türkiye’ye hiçbir şey kazandırmadı. Kaybettirdiği ise parayla ölçülemez. Kaynakları yağmalandı; toprakları emperyalist üslerle doldurularak olası savaşların ateş rampasına dönüştürüldü.  İncirlik, Pirinçlik yetmedi. Atom başlıklı Amerikan füzeleri yetmedi. Kürecik’e füze istasyonu, Awacs uçakları ve Patriot füzeleriyle takviye devam ediyor. Ne için? İran ve Rusya bunu “savaş nedeni” saydıklarını açıkladı. Yalan mı, hayır!
Hazırlığı yapılan ABD ve komutasındaki NATO’nun “Doğu”ya karşı hedefi; İran ve Rusya’nın etkisini kırmak üzere savaşı  Suriye’den başlatmaktır. El-Kaideci-Selefi milislerin Amerikan-Türk-Fransız-Suudi gericiliği tarafından füze, tank, uçaksavarlar dahil ağır silahlarla donatılarak Suriye üzerine salınması, öncü kol savaşıdır. Bu ülkeler, bölge politikalarının Rusya, İran ve Çin karşısında mevziler kazanması için Suriye’yi düşürmek istiyor. Libya’daki vahşeti, Irak’ta milyon üzerindeki insan katlini emperyalist strateji ve politikaların piyonluğunu üstlenmiş olan AKP ve hükümeti üzerinden başarıyla uyguladılar. Ülke, “NATO toprağı” olarak satılığa çıkarılmış durumda. Karşılığı iktidar primi, tekelci zümre çıkarı. Bir de ağızlara sakız “bölge lideri ülke” oyuncağı. Bazen Mursi’ye, bazen Erdoğan’a tevdi ediliyor. Ölçü, Amerikan çıkarlarına sadakat; işgal ve katliam ortaklığı. Bunu yapana iktidar komisyonu ve palazlanma hakkı doğuyor.
Ateşi körüklenen savaşın tüm bölgeyi aleve boğma olasılığı oldukça yüksektir. Büyük güçlerin ve onları izleyen diğerlerinin, bölgenin birbirleriyle problemli ülkelerinin, çeşitli ulus, din ve mezhep gruplarının savaşına genişleme ihtimali, yol açacağı yıkım ve vahşetin tahmin edilemez boyutlarına işaret sayılabilir.
Böylesi bir savaşın kundakçılığını ancak bölge halklarının ve genel olarak insanlığın düşmanları göze alabilir. Bunlar gizli-saklı değildir. “Müslüman kanı dökme”ye gelen emperyaliste, “Müslüman’ı savunuyoruz” riyakarlığıyla eşlik edenler, Libya’da neye yol açtılarsa, Irak ve Afganistan’da hangi tür yağma ve yıkımı gerçekleştirip halkların saflarındaki yarılmaları daha da derinleştirdilerse, Suriye ve ardından mümkünse İran’da ve hedef olan diğer ülkelerde de aynısını yapmaya çalışıyorlar.  
Durdurulmaları şarttır. AKP hükümeti savaşacaksa, başbakanı ve bakanlarıyla, milletvekilleri ve çanak yalayıcı medya silahşörleriyle ABD ‘yanki’sinin ardına saf tutsunlar. Türkiye’yi savaşa sürükleyen politikaları geçersiz kılmak için ise mücadeleyi yükseltmek ve yaymaktan başka yol yoktur. Bugün gerekli olan tüm yabancı askeri üslerin sökülmesi, patriotların engellenmesi, NATO ve Amerikan uşaklığına son verilmesidir. Bu mümkündür. Yüz binlerce emekçi alanlara çıktığında ne emperyalist haydutlar ne de onların koçbaşlığına soyunmuş işgal heveslileri emellerine ulaşabilir.