20 Aralık 2012 08:47

Kaç kişiye beddua ettiniz?

Kaç kişiye beddua ettiniz?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

K aç kişi olduğumuzu çok merak ediyorum.  Sorun bakalım     Adalet Bakanlığına; hapisteki “terörist” gazetecilerin kaçı beddualı?
Sorun bakalım Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına, Basından Sorumlu Başbakan Yardımcılığına; Türkiye Açık Hava Hapishanesinde kaç kişi sizin bedduanızı aldı?
Sevmediklerine “beddua” eden Basından Sorumlu Başbakan Yardımcısı şunları söylüyor:
“Bu sayının 4 bile olması önemli, 6 bile olması önemli. (…)  Bizim için sayı önemli değil. Bir gazetecinin bile yazdıklarından, çizdiklerinden, gazetecilik faaliyetlerinden dolayı içeride tutulmasını büyük üzüntüyle karşılıyoruz.” (15 Aralık 2012)
Siz saymayınca, sanki hapisteki gazetecinin “gazetecilik” sıfatı da siliniyor. “Gazetecilik faaliyetinin” ne olduğuna siyasi iktidar mı karar veriyor? Bu insanlar hakkındaki kanaati, sizin gözyaşlarınız ve beddualarınız mı belirliyor? Siz üzülünce toplumca üzülelim; sizin beddua ettiğinizi toplumca linç edelim, öyle mi?
Adalet Bakanı da Meclis kürsüsünden şu açıklamayı yapıyor:
“Gazetecilik faaliyetinden dolayı cezaevinde olan varsa, onların sorunlarını çözmek için burada beraberce çalışalım. Gazetecilikten dolayı cezaevinde olanlar için, ortak akıl, çözümler üretebiliriz…” (12 Aralık 2012)
Peki, niye sayılarla polemik yaparak, o raporu ya da şu örgütü kötüleyerek bu ülkenin insanlarına zaman kaybettiriyorsunuz?
Ortada bir utanç tablosu var mı? Var... Utancınızın ağırlığını bu sayılarla mı azaltacaksanız ya da artıracaksınız? Sayılara takılıp kalırsanız, soruna doğru teşhis koyamadığınız gibi tedavi yöntemini de bulamazsınız.
Söylediğimiz gayet açık: Düşüncelerinden dolayı binlerce gazeteci, yazar, aydın, bilim insanı, sendikacı, siyasetçi, avukat, öğrenci hapiste. Bunun sebebi Terörle Mücadele Kanunu. Meslektaşlarımızın gazetecilik çalışmaları; yazarların, aydınların düşünce açıklamaları, bu kanun hükümleriyle “terörist faaliyet” olarak yorumlanıyor.
O halde, sözü yalanlarla süslemeden, kimseye beddua etmeden, Terörle Mücadele Kanunu’nu kaldırmayı deneyin. Siyaseten tümünü kaldıramıyorsanız; sadece TMK 6 ve 7’nci maddelerinin kaldırılmasına da –şimdilik- razıyız. Ama bu hükümleri kaldırırken, aynı içerikleri başka kanunlara, başka hükümlere ikame etmeyin. Türk Ceza Kanunu’ndaki basın ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan 27 maddeyi de değiştirin. Parlamentoyu ve hükümeti görev çağırmamızın sebebi bu!
Bu kanun değişikliklerini yaptıktan sonra hâlâ düşüncelerinden dolayı hapiste olan bir gazeteci kalacak mı hep birlikte görelim. Bu fırsatı, bu toplumdan niye esirgiyorsunuz?
***
Siz, fikirlerinden ve mesleki faaliyetlerinden dolayı hapiste olan bu kişilerin çektiği acılar karşısında üzülüyor musunuz gerçekten? Yoksa “daha beter olsunlar” diye “beddua” mı ediyorsunuz? Gözyaşlarınız üzüntünüzü mü, sevincinizi mi anlatıyor?
Onların yerine kendinizi koyun; “polis katili, bekçi katili, banka soyguncusu, gaspçı, terörist” iftiralarıyla yıllarınızı hapiste geçirseydiniz ne yapardınız? Dağa mı çıkardınız? İsyan mı ederdiniz? Yoksa sabırla, metanetle, kendinizi savunmaya, hapisteyken de hapisten çıktıktan sonra da gazetecilik yapmaya devam mı ederdiniz? Onlar dağa çıkmayıp, “düz ovada” siyaset yapmaya devam ediyorlar. Siz ne yapardınız?
Ülkenin her alanda demokratikleşmesi için somut adımlar atmak yerine, onların duygularını sömürmeniz karşısında size en iyi cevabı bu duygu sömürüsünün muhatabı verdi: “Empati yapacağınız çok alan var.”
Hapishanedeki fikir suçlularına, insanlık dışı uygulamalara, meydanlardaki işçilere, işyerleri önündeki direniş çadırlarına, üniversite yerleşkelerini sis bulutu gibi kaplayan biber gazlarına, havalarda uçuşan polis coplarına, sorumlu olduğunuz medya kuruluşlarındaki mezalime şöyle bir baksaydınız; ama önyargılarınızdan ve kindar duygularınızdan arınarak içten baksaydınız; iktidarınızın yarattığı bu insanlık ayıbının ağırlığını sayılarla ölçmekten vazgeçerdiniz.
Nabza göre şerbet vermekten başka bir anlam ifade etmeyen ağlama ve beddua hezeyanlarınız ne yazık ki size bu fırsatı vermiyor. Bu ülkeye, bu topluma yazık ediyorsunuz.

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa