Adam ve kızları
Fotoğraf: Envato
Ama ne kırgınlık ne şaşkınlık görüyoruz burada. Ne öfke ne sorgu. Hüzün kısmen. Öyle bakmışlar dünyaya yani, öyle çözdükleri bir meseleye işte, öyle bildikleri, öyle sevdikleri.
Sadece ruhlar değil bedenler de temrinli hasrete. Herkes kendi meşrebince durmuş deklanşöre basılırken. Fotoğrafın çekilirken o anın hemen ertesinde yapacağın neyse, gelir oturur pozuna. Bir yerinden yerleşir bedeninin geometrisine. Ne kadar gülersen gül ya da ne denli katı, kaskatı olursan ol, yıkılacaksan birazdan, çökeceksen o deklanşör anının hemen ardından, görünür o. Görünür bu da. Işık hızında hareket edebilir duygular yani.
Adam ve kızları da belli etmiş zaten.
Belli yapacakları. Belli olacaklar. Öncesini ve sonrasını bilmesek de adam ve kızlarının hikayesinin, anlardık fotoğraftan. Adam sağlam duracak.
Sağlam duruyor belli. Sol elini yumruk yapıp sıktığında neyi sıktıysa, yumruğunu neye sıktıysa, bakışlarından o fışkırmış. Böyle bir dinamiği var pozunun. Hasreti bile sıkmış olabilir yumruğunun içinde, hasrete bile sıkmış olabilir o yumruğu. Ama yıkılmayacağı, çökmeyeceği besbelli. Bu fotoğrafa da bu yeter.
Adamın solundaki kız yerini biliyor, bulmuş. Bizim o kır saçlar, o fırça bıyık ve o geniş göğüsle bir devrimci ikonografisi gördüğümüz bedende, o sığınacağı yeri hemen seçmiş. Adamın omzu. Dünyaya bakarken en çok tercih ettiği yer. O omuz nerdeyse orada kalmaya kararlı.
Birazdan gitmek zorunda değilmiş gibi, birazdan kalkmak zorunda, “sen git, sen çekil, ben iyiyim” der gibi bakıyor dünyaya.
Adamın sağındaki kız, bize göre sol, hiç de niyetli değil dünyayı da bırakmaya, adamı da. “Kalk hadi, bak benim gitmem lazım” der gibi eğreti oturuyor. Velazquez’in tablolarındaki figürler gibi bu kız. Tuvalin, burada ise kadrajın, dışına taşan bir figür.
Yaslanacağı bir omuz değil, girip yürüyeceği bir kol gerek ona belli. Adamın koluna girmiş, yürüyecek. Öyle hazır dünyaya. Öyle dünden hazır. Şimdi de işte dünündeki adamı alıp bugünden yarına, daha iyi bir yere gitmek istiyor onunla.
Adam ve kızları arasındaki dinamik o kadar güçlü ki, bu üçünün arkasındaki figüre bakmıyoruz bile. Ama bu dinamik onu bir kenara savurmadığına göre iyi biri olmalı. İyi olsun zaten. Adam ve kızlarının yanı başında hep iyiler olsun.
Fonu, mekanı ise görmüyoruz bile. Umrumuzda değil. Devlet umrumuzda değil. Dünyanın en esaslı ışığı insandır. Ona bakarız biz.
Bazen siyaset nasıl güzel görünür, nasıl güzel bir hikayesi olur. Adam ve kızları ne güzel.
- Barikat, neşe, dans 08 Haziran 2013 07:22
- Konferansın ufkundaki yeni toplum 31 Mayıs 2013 10:35
- Süreç için bir öneri daha 20 Nisan 2013 09:37
- Heimatkrankheit ya da vatan hastalığı 07 Nisan 2013 05:27
- İktidar olarak köşe yazarı 23 Mart 2013 10:48
- Chávez’e bakmanın bir yolu 10 Mart 2013 05:56
- Süreç ve strateji: Bir öneri 23 Şubat 2013 07:43
- Felsefeden gelen cevap 09 Şubat 2013 09:36
- Sağcı ve entelektüel 05 Ocak 2013 12:29
- Böyle geçti bir yıl Türkiye ömürlerinden 29 Aralık 2012 06:12
- Mahremiyet ve gösteri 15 Aralık 2012 07:50
- Anatomipolitikadan biyoiktidara salınan sarkaç 08 Aralık 2012 08:35