23 Aralık 2012 10:24

Bizi güzel havalar ihya etmeyecek

Bizi güzel havalar ihya etmeyecek

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Geçen sabah bembeyaz bir kente uyandım ve işe giderken her gün önünden geçtiğim mendilci teyzenin gerçekten muhtaç olduğunu anladım.
Böyledir bu işler, eğer yeterli hayat tecrüben yoksa bu turnusol anları ancak bir şeyler gösterir sana. Hava sıfır derece, yerler karlı iken, profesyonel dilenci görmezsiniz mesela etrafta. Gerçekten muhtaç olan sokaktadır, sokakta kalmıştır…
Yürüdüm, devam ettim yola. Kartopu oynayan çocuklar gördüm. Ertesi gün okullar tatil edilecek, ne güzel, doya doya oynayacaklar karla. Bu düşüncelerden kalan tebessüm de uzun sürmedi. Çocukları hasta olmasın diye kollarından tutup eve sürükleyen anne babalar geldi gözümün önüne. Bu ülkede hasta olmak nereden baksan çok para. Ya da kıyafeti-ayakkabısı yeterli olmadığı için evde kalan, varsa pencereden bakan çocuklar. Ve ailelerinin çaresizliği, mahcubiyeti…
Kar, işte böyle bir dolu şey düşündürttü bana. Bu beyaz örtü, insanın ruh halini değiştiriyor anlaşılan. En çok da o yaşlı, mendilci teyze kaldı aklımda.
Hava güzelken herkes bir şeyler satabilir sokakta. Ama o soğukta, kar altında mendil satmaya çalışan mecbur olduğu için oradadır. Başka yolu yoktur yaşamasının…
Sınıf hareketi yükseldiğinde mesela, toplumsal hareketler yükseldiğinde, herkes solcu olabilir. Kendi çıkarını işçi sınıfının çıkarında görebilir, kaderini işçi sınıfı davasıyla birleştirebilir. Ama ya sınıf örgütlü değil, sendikalar zayıf, fraksiyonlar dağınıksa? O zaman kim çalışır sokakta, işyerinde, fabrikada?
İşte o zaman, gerçekten başka yolu olmayanları görürsünüz. Kurtuluşun biricik yolunu görenler, o yolda yürürler. Mecburdur
insan o zaman bir şeyler yapmaya. Ve yapar da…
Sonra, demokrasiyi gerçekten isteyen, ekmek gibi, su gibi ihtiyaç duyanla duruma göre demokrat olan da bir değildir. Şimdi herkes demokrat. Herkes ordu karşıtı. Herkes sivil. Herkes Kürt dostu.  Samimiyeti ölçmek için bir turnusol lazım. 1980 darbesinden sonra ne yaptın diye sorulmalı mesela. 90’larda ne yaptın?..
Velhasıl, davasına samimiyetle inanmış, adanmışlarla; “Nerede hareket orada bereket” şiarıyla yaşayan, rüzgâr oradan esiyor diye yelkenini onunla dolduranlar arasında da bir ayrım olacak elbette.
Varsın birileri safa gelmek için havaların düzelmesini beklesin. Bizi güzel havalar ihyâ etmeyecek. Güzel havaları biz getireceğiz.

* Bu yazı için 25 Ocak 2010 tarihli, “Güzel havalar demokratlığı” başlıklı Medyatik yazısından yola çıkıldı.

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa