23 Aralık 2012 11:15

ODTÜ ve Menderes ile Erdoğan

ODTÜ ve Menderes ile Erdoğan

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Gül’le Erdoğan arasında farklılık varmış. Gül başka düşünüyormuş Erdoğan başka. İyi olur tabii. Farklı düşünmeleri iyidir. Makasın açılmasında da fayda vardır. Birlik olmamaları olmalarından evladır. Çıkar çelişmeleri olacaktır, üstelik kaçınılmazdır. Ama encamı bellidir. Aynı dünyanın, Başbakanın sevdiği tabirle aynı ideolojinin mensuplarıdırlar sonuçta. Sadece Türk-İslam sentezcilikleri değil... Sadece Akıncılık günlerinden kalma yakınlıkları değil... Bunlar da vardır, ama asıl ortak yanları üst sınıftan olmalarıdır. ‘Yukarı’ya mensup olmaları, ‘yukarıdan’ bakmalarıdır. Geçelim.
Bir de halk vardır ve asıl olan halktır. Herkesi ve herkesin birbirine yakınlığıyla uzaklığını halka göre, halka yakınlık uzaklıklarına göre değerlendirmek gerektir.
ODTÜ, geçmişten günümüze değiştirilip halktan uzaklaştırılmak için çok uğraşılmış bir üniversitemizdir. AKP’nin bile üç bakanı, 13 vekili ODTÜ’lüdür. O övünülen Göktürk-2 uydusunda ODTÜ’lülerin kol ve kafa emeği vardır.
Ancak ODTÜ’yü asıl ODTÜ yapan halkçı ve devrimci geleneğidir. Haksızlığa isyanıdır. Zorla gericiliği ve gericiliğe boyun eğmeyi kabullenmemesidir. Ne denli değiştirilmeye çalışılırsa çalışılsın, ODTÜ, ayağa dikilmeyi başarır. Zamanında atanmış rektörü kabullenmeyen öğrencisi, öğretim üyesi, işçisiyle yekpare ODTÜ, kendi adayı Erdal İnönü’yü rektör yapmayı başarmıştı. Bugün de sıkılı bir yumruk gibi tek ses tek soluk davranmayı bilmiştir.
Erdoğan 3000 polis ve 200’den fazla korumasıyla üniversiteyi basar gibi –gibisi herhalde fazla– Göktürk’ün atılışını izlemeye gelmiştir. Bir grup öğrenci protesto etmek isteyince ‘dur’ bile denmeden gaza boğulmuşlardır. Başbakan çantalarında molotoflarla geldiklerini söylemiş, ancak molotofa rastlanmamıştır. Taş sopa gerçekten yoktur, ama Başbakana bakarsanız, polise de öğrenciler saldırmıştır. Bu hunhar saldırı öğrencileri birleştirdiği gibi, öğretim üyelerini de öğrencilerini sahiplenmeye götürmüştür. ‘Öğrencime dokunma’ demişlerdir. Bütün üniversite de; bir günlük boykot. Ve üniversitelerden destek. ODTÜ’nün geleneğidir, haksızlığa, zorbalığa tepkidir.
Ama herhalde öğrenciler ‘darbeci’ ‘askeri vasiler’den olmalılar ki, ‘derin demokrat’ Başbakan verip veriştirmeye girişmiştir. Derin bir ‘yazıklar olsun’ çekerek ‘böyle öğrenci’den yakınmıştır. ‘İlimden nasibini almamak’tan söz ederek ‘bize böyle hocalar lazım değil’ buyurmuştur. Her şeyi bilmekte, ilimden de hocalar değil, ama o anlamakta, o yargılamaktadır. Zaten kuvvetler ayrılığına da ihtiyacı yoktur! Yargı ya da kadı da kendisidir, sadrazam ya da doğrusu sultan da. Monarşide zaten parlamento gereksizdir!
Arkasından ‘terörist’ suçlamasıyla gözaltılar gelmiştir. Deniz fotoğrafları suç unsuru olmuş, ‘kimden talimat aldınız’ soruşturmaları yapılmıştır.
ODTÜ, kırılma noktasıdır. Yazın bir tarafa. Hocası, öğrencisiyle bütün bir üniversiteyi ayağa kalkmaya itmişlerdir. Bir ay önce de yeni YÖK düzenlemesine Siyasal Bilgiler Senatosu altına imza atılacak netlikte tepki vermiştir.
Zamanında Menderes de üniversiteyle çatışarak sonuna gelmiştir. Halkla karşıtlığı üniversiteyle zıtlaşmasında yansımıştır. Üniversitelere atlı polislerle saldırmıştır. Kuraldır, sonraki öncekinin izinden yürür. İtibarı iade edilmek üzeredir, ama sonunun kötü olduğunu herkes bilmektedir. Devrilip gitmiştir.
Bakmayın Haber-Türk anketinin % 50 göstermesine. İnişe geçilmiştir. Tek sorun odur ki, halk muhalefeti örgütsüz ve dağınıktır.
Herkes yerli yerine: Menderes size Deniz bize.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa