Sezen, Recep ve Mehmet Beyler
Birçok konu vardı, yazacağım. Eskişehir’den, Türk tipi hellaliklere; AKP Lideri’nin tek bir sözüne inanmayışımdan, Milâs’a; eğitim komedyasından, sağlık tragedyasına vb. konulara kadar… Amacım, günler geçtikçe eskiyen konuları bir kez daha anımsatmaktı. Ne işe yarıyorsa!..
Ama geçen hafta okuduğum 3 gazete haberi, diğer konuları ezdi, geçti… İşte benim “Top 3 haber”im:
SEZEN CUMHUR ÖNAL
Sezen Cumhur Önal’ı yayıncılık öncesi dönemimde de, sonrasında da çok sık dinlerdim. İyi bir sunucuydu. Hele o “Kadife sesli şarkıcı Nat King Cole”un plakları çalmadan önce yaptığı sunumlar yok muydu, neredeyse tüm radyo dinleyicilerinin diline düşmüştü.
Geçenlerde, yeni albümüne kaynak sağlanması için AKP Bakanı İdris Naim Şahin’e bir mektup yazar. Mektubun girişi şöyle: “Muhterem beyefendi, selam olsun evvel emirde. Türkiye dünyanın en önünde, İstanbul, 7 iklimin gönlünde… Sayın Cumhurbaşkanı Gül’ün ve Sayın Başbakan Erdoğan’ın bereket ömrüne. Yedi iklimde, adımızı yazdırdılar altın harflerle. O 7 iklimin en güzel ezgilerine, sözler yazmak varmış kaderimde.” Sonra 12 şarkı ve İstanbul görüntülerinin yer alacağı 6 klibin bulunduğu “Özlerim İstanbul’u” adlı albümün 360 bin liraya mal olacağını belirtmiş ve şöyle demiş: “Nefes alma payım gittikçe, şarkılarım küfleniyor eski 45’liklerde. Hayattayken görmek isterim gözlerimle, toplansın bir CD’de, yüksek himmetinizle.” (Milliyet, 19.12.2012)
Açık söyleyeyim, önce çözemedim, “Kafa mı buluyor S.C.Önal?” diye düşündüm. Dünyanın en önünde olmak, 7 iklimde altın harflerle adımızın yazılması bana pek ciddi gelmedi. Hapiste en çok gazetecisi olan ülkenin, Uludere katliamının yaşandığı ülkenin, Deniz Feneri olayının olduğu ülkenin, yağma edilen/talan edilen ülkenin vb. yığınla olumsuzlukların olduğu ülkenin altın harflerle adının yazılması, sahiden komik geldi bana. Ama AKP Bakanı İstanbul Valiliği’ne göndermiş isteği. Demek inanmışlar. Neyse, İl Genel Meclisi toplanmış, 360 bin yerine 50 bin lira ödenmesi kararlaştırılmış bu yıkama/yağlamaya.
Şimdi Sezen Cumhur Önal’a bir iş düşüyor. Tek klip yapsın, “Paranız buna yetti. Bâki selam,” diyerek AKP Bakanı’na göndersin…
RECEP TAYYİP ERDOĞAN:
AKP’lilerin Başbakanı’nın yaptığı her şey olay oluyor, gazetelere yansıyor ve söylediği her söz gündemi kaplıyor. Tamam, anladık, iktidar partisinin başındaki kişidir, ama medyanın olur olmaz şeyleri sayfalarına taşıması da bence çok yanlış.
İşte bunlardan biri: AKP’lilerin Başbakanı ve elinde şemsiyesi, fotoğraf böyle. Ve haber: “Erdoğan’ın Coelho’yu karşılamaya giderken şemsiyesini kendisinin taşıması dikkati çekti.”
Ve sonra Recep Bey, “Padişahlık yetkisi istiyor,” diye kızıyor bazıları. Adam haklı, şemsiyesini bile kendisinin taşıması haber olduktan sonra…
MEHMET GÖRMEZ:
Kendileri AKP döneminin Diyanet İşleri Başkanı olurlar. Şöyle demiş bir konuşmasında: “Başbakanlığımızı milletimizin sırtında bir yük gibi göstermeye çalışmak hiç kimsenin haddi de değildir, hakkı da yoktur.”
Sağlık Bakanlığı bütçesi 2 milyar 490 milyon lira olurken, Diyanet’çilere 4 milyar 604 milyon lira ayrılırsa, yalnız Meclis değil, dolaylı/dolaysız vergilerle Diyanet’çilerin aylıklarını sağlayan vatandaşlara da düşer bazı şeyleri konuşmak.
Neyse… Bu arada aklıma takıldı, “Kürtaj Fetvası” bile veren Diyanet Başkanı, acaba neden Yozgat Müftü Yardımcısını görevinde tutuyor? Bu Müftü Yardımcısı ne mi yapmıştı? Bir Cuma vaazında, “Düğünlerde, karısının, kızının oynamasına ses çıkarmayan deyyustur. Başbakan’ın kızı, Cumhurbaşkanı’nın eşi başörtülü. Sen de eşinin başını örttüreceksin.” demişti. Halkın parasıyla cukkayı doğrultuyor adam, sonra da “Deyyus” diyor ve Diyanet, bünyesinde tutarak bir çeşit onaylıyor olayı.
Hep söylüyorum, yine söyleyeceğim: Diyanet bütçesindeki 4 milyar 604 milyon lira içinde, domuz eti satışlarından, alkollü içki satışlarından, faizden ve Toto, Loto, İddia gibi çeşitli kumar oyunlarından gelen vergilerden, KDV’lerden, ÖTV’lerden bir miktar var. Aylıkların verilmesinden tutun birçok işe harcanıyor bu paralar. Nasıl yorumluyorsunuz?
Sezen Bey, Recep Bey ve Mehmet Bey için söyleyeceklerim bu kadar…
EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp
Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.
Evrensel'i Takip Et