Gençlik neyin izinde?

“Gençlik şühedanın izinde.” Böyle diyor Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın kampanyası.
10 bin genç bulup, bunları 3-6 Ocak 2013 tarihleri arasında Kızıl Çubuk köyü ile Yukarı Sarıkamış köyü arasında yürüteceklermiş.
8.4 km’lik yürüyüşte Sarıkamış’ta yaşamını yitiren 90 bin asker anılacakmış. Yürüyüşe dair bir de klip hazırlanmış. Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç gözyaşlarıyla izlemiş; basın metni öyle diyor. PR çalışmasına gel hele!
Pazar akşamı oynanan Trabzon-Galatasaray maçında da futbolcular sahaya bu kampanyanın pankartıyla çıktı. Lig TV spikeri televizyonda, Suat Kılıç twitter başında bu reklamı yıkayıp yağladı.
Peki, ‘Sarıkamış Faciası’ neydi?
Emperyalist savaşta(1. Dünya Savaşı), Almanya’nın güdümündeki Enver Paşa ve Osmanlı’nın, bir yandan Almanya’yı rahatlatmak, diğer yandan Paşa’nın Türkçü emellerine uygun olarak Kafkas cephesinde üstünlük sağlama arayışı...
Tamamen Alman emperyalizminin işaretiyle girişilmiş bir “çevirme ve kuşatma” harekatı!
Sonuç 90 bin askerin tek kurşun dahi atamadan, çaresizce ölümü...
Peki, AKP’nin Sarıkamış hassasiyeti neden özellikle son birkaç yıldır zirve yaptı?
AKP dış politikada, Davutoğlu’nun yüzü olduğu “Stratejik derinlik” politikası uyarınca konjonktürel olarak “komşularla sıfır sorun”dan, komşusu Suriye’deki halk hareketini emperyalizm adına yedekleyen besleme çetelerin hamiliğine; “Suriye bizim iç meselemizdir” çizgisine ve bunların hepsini şemsiyesinde barındıran “Yeni bir Ortadoğu doğuyor. Bu yeni Ortadoğu’nun sahibi, öncüsü olmaya devam edeceğiz(Ahmet Davutoğlu)” politikasına geldi.
AKP, ABD emperyalizminin sadık hizmetkarı rolünü kaybetmeden, hatta “Bölge’de ABD kazanırsa AKP kazanır, AKP kazanırsa ABD kazanır” denklemini hayata geçirecek şekilde bir yandan Ortadoğu’da diktatörlere karşı ayağa kalkan halkların mücadelesini saptırma ve yedekleme; diğer yandan nihai hedefi İran olan emperyalist projenin vurucu üssüne, koçbaşılığına soyundu.
AKP içeride ve dışarıda savaş politikasının pervasız bir yürütücüsü konumuna geldi ve bütün politikalarını bunun üzerine bina etti.
Ve elbette gençliği ve yerine göre ucuz iş gücü, yerine göre “çok çocuk doğurması gereken bir yaratık” rolüne indirgediği kadını da buna göre şekillendirmek istiyor.
Bunun için “dininin, kininin ve namusunun” bekçisi bir gençlik arzuluyor.
Bunun için emperyalizmin çıkarları uğruna Sarıkamış’ta ölmüş on binlerce askerin yolunu gençliğin rotası yapıyor.
AKP’nin istediği gençlik, “Şüheda(şehitler)”nın, Sarıkamış’ta ölen on binlerin izinde filan değil.
AKP’nin istediği gençlik bölge halklarının özgürlük mücadelesine karşı emperyalizmin koçbaşılığına soyunmuş ve içeride olduğu gibi dışarıda da savaşması ve ölmesi beklenen bir gençlik.
Bunun için Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç 10 gün kadar önce “Bugün aynı tribünlerde 90 dakika yan yana duramayanlar, yarın aynı cephede aynı bayrak altında omuz omuza olacaklar” diyebildi. Her şeyden bu kadar eminler.
Gençliği ve halkı avcunun içinde gören AKP artık bu denli pervasız.
Velhasıl “Gençlik şühedanın izinde” kampanyasında bir aldatmaca, bir “gizli mesaj” bile yok. AKP, gençliği tıpkı Sarıkamış’ta emperyalizmin çıkarları uğruna ölmüş on binler gibi görüyor. Onları o on binler gibi savaşa sürmek istiyor.
Gençlik ve Spor Bakanlığı’nı da bu politikanın propagandasının önemli bir aracı olarak görüyor.
Onların planı, stratejisi net, gençliğin cevabı da öyle olmalı.