Deli Dumrul Tank Üretimi Meslek Lisesi
Fotoğraf: Envato
Koç Grubuna bağlı Arçelik Buzdolabı fabrikasından 240 işçinin işten çıkarılması, Koç Holding’in 2006 yılında Milli Eğitim Bakanlığı ile imzaladığı ‘Mesleki Eğitimin Geliştirilmesi Protokolü’ çerçevesinde ‘Meslek Lisesi Memleket Meselesi’ sloganıyla pazarladığı mesleki eğitim projesi, Koç Topluluğu şirketlerinden olan Otokar’ın ana yükleniciliğinde ana muharebe tankının üretilmesinde bu ailenin oynadığı başlıca rol ve en son Koç Topluluğu ile Ülker’in başını çektiği bir uluslararası konsorsiyumun Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprüleri ile bazı otoyolların işletmesini almaları, aralarında bağlantı kurmaya çalışacağım gelişmeler.
Meslek lisesinin memleket meselesi olduğu söylenince, kastedilen, mesleki eğitimin bir ülkenin en önemli sorunlarından olduğudur. Meslek lisesi ve mesleki eğitim, bunları savunanların deyimiyle ara eleman ihtiyacını da karşılayacak olan süreçlerdir. Ara eleman ne demek? Tüm iş kollarında arada kalan işleri yapacak olan, yönetim ve karar mekanizmasına dâhil olmayan işleri yapan eleman demek. Bir kurumda yönetim ve karar mekanizmalarında bulunmadığınız zaman sizin adınıza plan yapılır, üretim ve maliyet hesaplama sürecinin bir nesnesi olursunuz, kurumun işine yaramadığınızda da işten atılırsınız. Tıpkı Koç Grubuna bağlı Arçelik buzdolabı fabrikasında olduğu gibi… İşten atılmanızın gerekçesi verimli çalışmamanız olabilir. Ya da bağlı bir şirketin kapanması nedeniyle size artık gerek duyulmadığı da söylenebilir. Ama hakkınızda plan yapanlara ve sizi yönetenlere karşı hakkınızı savunmak ve kurumunuzdaki süreçlerde kararın bir parçası olmak istediğinizde, örgütlendiğinizde ya da bağlı sendikanızın bir uygulamasına karşı geldiğinizde yani yine karar sürecinin bir parçası olmak istediğinizde de işten atılabilirsiniz. Bu fabrikada olduğu gibi…
Meslek lisesinin memleket meselesi olduğunu iddia edip ülke çapında projelere imza atmak isteyerek insana, emeğe, eğitime değer veriyormuş ve memleketi kurtarmak derdindeymiş gibi görünen bir sermaye grubunun sudan sebeplerle işçilerini işten çıkarması aslında bu meseleye hiç de bir memleket meselesi, bir toplumsal mesele gibi bakmadığının bir göstergesi. Kapitalist üretim biçiminde, işten atma eylemi,emekçi sınıfının üzerinde korku ve endişeye dayalı tedirginlik ve buna bağlı olarak da baskı yaratmaktan başka bir işleve sahip değildir. Krizmiş, maliyetmiş, verimlilikmiş, performansmış, bunların hepsi palavradır. Bir de üstelik çok küçük yaştan itibaren, mesleki eğitim masalıyla bireylerin üzerinde egemenlik kurmaya çalışacak projeler üretmek, gelecek nesillerin yaşam yolu üzerinde söz sahibi olmaya çalışmak (tıpkı ülkenin başlıca geçiş yolları, otoyollar ve köprüler üzerinde hâkim olmaya çalışmak gibi…), sermayenin amaçları doğrultusunda çalışması ve yeri geldiğinde de savaş makinasınahizmet etmesi için nesiller yetiştirmek tam da kapitalist üretim biçiminin işidir.
Düşünün ki, eğitime ayrılan bütçe ile savunma maskesiyle savaşmaya ayrılan bütçe karşılaştırılıp tartışma konusu yapılırken bir sermaye grubu hem savaş makinasına üretim yapsın hem de eğitime yatırım yapsın ve proje geliştirsin. Göze batan bir çelişki. Ve tabii ki de bir çelişki değil çünkü eğitim sisteminin militarist amaçlara hizmet boyutu düşünüldüğünde gayet de anlaşılabilir bir durum.
- Eğitimde reform… Kim için ve ne için? 15 Ekim 2016 00:26
- İhtisaslaşmış kölelik 17 Eylül 2016 00:11
- Meslek liselerinin devri? 10 Eylül 2016 00:56
- Mültecilik, kölelik midir? 03 Eylül 2016 00:54
- Özgürlük, adaletten başka bir şey değildir 06 Ağustos 2016 00:51
- İnsan olmak, demokrasi ve yabancılaşma 30 Temmuz 2016 01:00
- Demokrasi eğitimi ve demokrasinin neresindeyiz? 23 Temmuz 2016 00:51
- Vatandaş mı, yandaş mı, düşman mı? yoksa insan mı? 16 Temmuz 2016 00:51
- Yabancı öğretmen yetiştirme düzeni 09 Temmuz 2016 01:00
- Performans kaygısı 02 Temmuz 2016 01:00
- Maarif Vakfı Kanunu 25 Haziran 2016 00:51
- Başka bir seçenek hakkı için: ‘Yeter Artık’ 18 Haziran 2016 00:13