28 Aralık 2012
DİĞER YAZILARI
Bir kuşağın katilleri 21 Haziran 2014
Kapanmasın kirpiklerin 14 Haziran 2014
Şiire saygıyla 7 Haziran 2014
Zinciriye şairleri 31 Mayıs 2014
TÜYAP Diyarbakır 24 Mayıs 2014
Vicdan göçüğü 17 Mayıs 2014
Sanat bir yürüyüştür 10 Mayıs 2014
Dünyanın gülü Mayıs 3 Mayıs 2014
Ortak vicdan 26 Nisan 2014
O gün 19 Nisan 2014
YAZI ARŞİVİ

Ben Bedran Encü’yüm; 13 yaşındaydım... Gövdemin sağ üst parçasını bulmuş babam, yırtık elbiselerimin cebinden 20 lira para ve bir de kek çıkmış, acıkırsam yiyecektim.
Ben Serhat Encü’yüm;
Şekerden hayallerim vardı benim, bombaladılar!
Sevmeyi yeni öğrenmiştim, “annemin tandır ekmeğinin buğusu gibi...” şiirler biriktiriyordum. Onu görünce “Roboskî’nin buz gibi suyunu içmişçesine serinliyordu ateş yüreğim!”
Ben Celal Encü’yüm, 2012’yi görsem 17 yaşıma girecektim;
Yoksulluk 8. sınıfa kadar okumama müsaade etti. Ondan sonrası ben diyeyim “sınır ticareti” siz deyin “kaçakçılık”...
Sizin hiç tebessümünüz çalındı mı? Benimkini çaldılar!
Ben Hüseyin Encü’yüm
Anneme hep ‘Senin sözünü dinleyen bir gelin getireceğim’ diyordum. Affetsin. Bırakmadılar. Bir dağ sırtında bombalarla bedenimi parçaladılar.
Ben Cemal Encü’yüm;
Eğer katletmeseydiniz bu yıl 18’ime girecektim.
Ben Yüksel Ürek’im;
Üzerime bomba yağdıran pilot kimdi, ben yaşta çocuğu var mıydı, kendi çocuğunu benim yerime koydu mu çok merak ediyorum; sahi, bir baba bir çocuğu bombalayabilir mi?
Ben Adem Ant’ım;
Garibe ile nişanlıydık. Ne yana baksan kayalık olan bu coğrafyada cennetâsa bir yuva yeşertecektik. Zenginlikte gözümüz yoktu. İki göz odalı bir evimiz, iki de çocuğumuz olsun, karın tokluğuna yaşayalım yeterdi...
Ben Aslan Encü’yüm;
…Hikayem; bir ailenin çıldırtan yası, bir köyün gençsiz bırakılışıdır. 34’den biri bu dağlarda bombalandı. Bu dağlarda tarih bir acıyı daha yazdı. İşte böyle bilinsin. Aynen böyle...
Ben Hamza Encü’yüm;
Otopsi raporuna “aidiyeti bilinmeyen kol ve bacak” olarak geçtim ben! 80 kiloluk Hamza’sının on kilosuna iki gün sonra kavuşabildi anam!
Bedenimin 70 kilosu Roboskî’nin dağına bayırına savruldu. Anam her dağa, her taşa fatiha okumasın da ne yapsın?
Ben Hüsnü Encü’yüm...
Yanındaki kardeşi ile beraber katledilen biriyim.
Çocuk hasreti ile toprağa düşen biriyim.
Ben Bilal Encü’yüm;
Yaşım 16. Bir ailenin umudu, zor bir hayatın kahır dolu sonuyum...
Ben Mahsun Encü’yüm;
Bir sene kalmıştı okulu bitirmeme…
Akrabalarımızla aramıza bir gecede çekilen sınır, yüzyıllardır yaptığımız ticaretin adını da “kaçakçılık” olarak değiştirdi, siz de inandınız... Ne diyeyim, canınız sağolsun
Ben Karker Encü’yüm;
Annem Karker, kimliğim Selahattin dese de aslında ben 34’den biriyim. Katledilen ve cenazesi en son kaldırılanım. Özlemlerimi soğuk toprağın bağrına gömen ve katırıyla ölenlerdenim.
Ben Savaş Encü’yüm;
14’ünde toprağa düşmüş bir fidanım ben...
Ben Şivan Encü’yüm;
‘İnsanın anayurdu çocukluğudur’ derler; anayurdumda, anayurdumdan vurdular beni...
Ben Şerafettin Encü’yüm;
12’imde gülüşünü kaybettim annemin, sarılışını...
Bir yaz günü başlayan hikâyem, bir kış günü kaçak yolunda bitiverdi.
Hepi topu 18 sene işte.
Ben Şêrvan Encü’yüm;
Dokuz kardeşin ikincisi, erkeklerin ilkiydim, şimdi “otuz dördün biri” diyorlar bana...
Ben Fadıl Encü’yüm;
Ben Fadıl Encü’yüm; üç gün aradılar beni, vücut parçalarım bulunamadı, birçoğu gibi ben de eksik gömüldüm... Saatim sol kolumla beraber kayboldu bulursanız kardeşime verin...
Ben Orhan Encü’yüm;
Katırın boyu kadar yoktu boyum, boylu boyunca yatan bir ölü de olamadım... Parçaları tutmayan bir yapboz gibi, hiçbir parçam vücudumun hiçbir yerine uymadı. Benim diye topladıkları parçaların çoğu bombanın isabet ettiği zavallı katırımındı...
Bacaklarımı çok aramış bulamamış;  “kök saldı” toprağa bacaklarım,  “kökümüzü kurutamasınlar” diye...
Ben Özcan Uysal’ım;
Ben Osman Kaplan’ım;
Ben Nadir Alma’yım;
Ben Seyithan Enç’im;
Ben Mehmed Ali Tosun’um;
Ben Salih ürek’im;
Ben Muhammed Encü’yüm;
Ben Salih Encü’yüm ;
Ben Erkan Encü’yüm;
Ben Vedat Encu’yüm....
Ben Zeydan Encü’yüm;
Ben Selman Encü’yüm;
Ben Cihan Encü’yüm;
Ben Nevzat encü’yüm;
Ben Selam encü’yüm;
Belki kızacaksınız ama bir çift sözüm var;
Eğer beni öldüren bombalar adaleti de öldürmediyse,
Adalet talep ediyorum.
Herkesin hakkı değil mi adalet?

*Yukarıdaki yazı bianet.org sitesindeki Roboski Mektuplarından alınmıştır.

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kamu işçisi hedefte

Kamu işçisi hedefte

Ücretleri baskılayan Erdoğan-Şimşek programının yeni hedefi toplu sözleşme sürecine giren 600 bin kamu işçisi. Sendikal bürokrasi eliyle işçiden kaçırılan sözleşme taslağı, iktidar medyasına sızdırıldı. “Taleplerimizi karşılamıyor” diyen işçiler öfkeli. Ekonomide, iç ve dış politikada sıkışan Saray iktidarı, toplumu yönetebilmek için yasaklara, gözaltılara ve tutuklamalarla sarılıyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et