28 Aralık 2012 11:32

Noel'den yeni yıla mesaj trafiği

Noel'den yeni yıla mesaj trafiği

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Hıristiyan dünyası hafta başından bu yana Noel havasında. Katolik ve Protestan mezhepleri 24 Aralık’ı 25 Aralık’a bağlayan geceyi Hz. İsa’nın doğum günü olarak kutluyor. Ortodoks mezhebi ise 6 Ocak’ta Noel’i kutlayacak.
Noel, Avrupa’da dini öğelerinin yanı sıra artık bir kültürel gelenek haline de gelmiş. Kentin en eski pazar yerlerinde Noel Pazarları’nın açılması, aile bireylerinin, arkadaşların karşılıklı hediyeler alması ve bunları çam ağacının altına dizmesi, birlikte yemek yemesi, küskünlerin barışması, daha hümanist ve misti bir havanın öne çıkmasıyla dikkat çeker.
Her ne kadar, Noel gibi dini bayramlarda ağır bir mistik hava esse de, Katolik ve Protestan mezheplerin eşit oranda olduğu Almanya’da en büyük “mezhebi” hiç bir mezhebe bağlı olmayanlar oluşturuyor. Din Bilimleri Medya ve Enformasyon Dairesi tarafından yapılan araştırmaya göre 80 milyonluk Almanya’da halkın yüzde 37’si kendisini hiç bir dini mezhebe mensup görmüyor. Ama buna rağmen Noel Bayramı’na bir şekilde eşlik ediyor.
Bu yılki Noel mesajlarında en çok ülkedeki “sosyal bölünmüşlük” öne çıktı.
Hem Katolik hem Protestan hem de eski bir papaz olan Cumhurbaşkanı Joachim Gauck’ın mesajında, ülkedeki sosyal uçuruma dikkat çekerek, buna bir çarenin bulunması istendi.
Hatta Alman Başpiskoposlar Konferansı Başkanı Robert Zollitsch işi biraz daha ileriye götürerek, “Yoksullar sürekli geride kalıyor ve zenginlik sürekli daha ez kişinin elinde toplanıyor. Bu tehlikeli bir gelişmedir” dedi. Servetin bir avuç zenginin elinde toplanması, milyonlarca insanın yoksulluk içinde hayatını sürdürmek zorunda kalması gerçeği elbette ilk kez Noel Bayramı’nda gündeme gelmiyor ya da kiliseler ve cumhurbaşkanı tarafında ilk olarak dile getirilmiyor.
Uzunca bir süredir bu gerçek Almanya’da “toplumun vicdanı” olan kurum ve kuruluşlar tarafından dillendirilmiyor.
Çünkü sınıflar arasındaki uçurumundaki derinlik ya da makastaki açılma kör olmayan herkes tarafından net bir şekilde görülüyor.
8 milyona yakın insan bir işte çalıştığı halde ailesini geçindirecek düzeyde bir gelire sahip olmadığı için devletten yardım alıyor. Hükümetin rakamlarıyla söylemek gerekirse halkın yüzde 15.1’i yüksek derecede yoksulluk riskiyle karşı karşıya. Bu demektir ki, Almanya gibi Avrupa’nın en zengin ülkesinde 13 milyon insan yoksulluk içerisinde yaşamını sürdürmek zorunda.
Sosyal adaletsizliğe kaştı verilen mesajlar, hükümet cephesinde adeta “üç maymun” edasıyla karşılandı.
Hatta, hükümet Noel Bayramı sırasında, önümüzdeki genel seçimlerden sonra hangi alanlarda ne türden kısıtlamaların yapılacağına dair sır gibi sakladığı bir plan üzerinde çalışıyor.
Dahası, geniş kapsamlı özelleştirme planları bile hazırlanmış.
Yani; toplumun vicdanı Noel Bayramı’nda adıl paylaşımdan yana atarken, hükümet temsilcilerinin derdi paylaşımdaki adaletsizliği nasıl derinleştireceğindeydi.
Benzer bir duruma yeni yıl mesajlarında da tanık olacağız.
Nerede olursa olsun, halkın en büyük dileği “dünyada barış” olurken, egemen sınıflar, emperyalist devletler ve onların işbirlikçileri “savaş” planları üzerinde çalışmaya devam ediyorlar.
Ne zaman hangi ülkenin vurulacağının hesaplarını, kime ne kadar silah satacaklarının görüşmelerini yapıyorlar.
Sonra da çıkıp hiç utanmadan sıkılmadan “yeni yılın barış getirmesi” temennisinde bulunacaklar.
Tam bir iki yüzlülük örneği.
Dileklerin bile kirletildiği bir düzende yaşıyoruz.
Bu nedenle Noel ve yeni yıl vesilesiyle bu düzenin temsilcileri tarafından geleceğe dair verdikleri “iyimser mesajlar”ın tümü ikiyüzlülük ve sahtekarlıktan başka bir şey değildir.
***
İnsanlığın en büyük özlemi olan barış ve sosyal adaletin kirletilmediği, suiistimal edilmediği bir yıl dileğiyle, bütün Evrensel okurları ve dostlarının yeni yılı şimdiden kutlu olsun.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa