Yıl sonu gelince bir muhasebe yapmak gerekli. Gerekli ama bunu yapacak güç de gerek. Maraş Katliamı, “Hayata Dönüş” Katliamı ile karartılan Aralık ayı, Roboski Katliamı ile çok daha karanlık.
Türkiye ölüm ve şiddet soluyor. Gündemde “ileri demokrasi” düzeninin ODTÜ saldırısı var. Saldırı sonrasında üniversite kimi binalar ve odalar girilemez durumda. “Milli tank Altay”, “Yaşasın Patriot füzeleri” vb. haberler yapan yandaş medya, ODTÜ’de saldırıya uğrayan öğrencileri suçlu göstermeye çalışıyor. Roboski Katliamı hakkında çıt çıkarmayan, yürekleri burkulmayan rektörler, ODTÜ’de saldırıya uğrayanları karalama kampanyasına katılıyorlar. İşte “ileri demokrasi” böyle bir düzen. Ölüm, şiddet ve yalan ile dolu.
Bu düzende Roboski Katliamı’nın sorumluları aranmıyor. Tam tersine, katliamı lanetleyenler, suçlularının kim olduğunu soranlar baskı görüyor, yargılanıyor. Henüz hukuki açıdan çocuk yaşta olsalar da, gözlerinin yaşına bakılmıyor.
* * *
Pozantı Cezaevi’nde tecavüze uğradıkları için “Pozantı mağduru” olarak bilinen üç çocuğa geçenlerde hapis cezaları verildi. Üstüne bir de para cezası kesildi. Yargılanmalarının bir nedeni, Roboski Katliamı’nı protesto etmeleriydi.
“Örgüt üyeliği”, “örgüt propagandası”, “kamu malına zarar verme”, “polise direnme”, “gösteri ve yürüyüş kanununa muhalefet etme” ve “tehlikeli madde bulundurma” gibi suçlamalarla tutuklananan çocuklar, 27 Kasım’da görülen karar duruşmasında suçlu bulundular.
S.E.’nin payına 20 yıl hapis ve 85 bin TL para cezası düştü. S.D.’nin payına ise 16 yıl hapis ve 65 bin TL para cezası düştü. H.A.’ya da 15 yıl hapis ve 65 bin TL para cezası kesildi. Bunların üstüne, mahkeme masraflarının da ceza alan çocuklardan tahsil edilmesine karar verildi.
Çocukların avukatı Eyüp Sabri Öncel, “Bunların rekor cezalar olduğunu,” belirtti ve “Çocuklara bu kadar ceza verilmesi kabul edilemez. Verilen cezalar Çocuk Hakları Sözleşmeleri ve AİHM’e aykırı. Cezalara itiraz edeceğiz ve temyiz edeceğiz,” dedi.
* * *
Roboski Katliamı’nı lanetleyenler, henüz hukuki açıdan çocuk yaşta olsalar da, tecavüze uğrasalar da, gözlerinin yaşına bakılmıyor. Haksızı haklı çıkarmak, “ileri demokrasi” düzeninin kuralı. Bu düzen tıpkı kadın düşmanı töre düzeni gibi çalışıyor.
Cuma günü gazetelerde yer alan bir haber, belki anlatmak istediklerimi daha iyi anlatabilir. Haberin başlığı şöyle: “Töre kurbanı H.D kefensiz gömüldü.”
17 Aralık’ta Diyarbakır’da aile meclisinin kararıyla alınıp Batman çayı kenarında infaz edilen 15 yaşındaki Hatice Daşlı’nın cenazesi, önceki gün 10 gün aradan sonra Batman Bölge Devlet Hastanesi’nden alınarak Diyarbakır’da toprağa verildi. Amcası Alaattin Daşlı tarafından alınan cenaze, polis araçları eşliğinde önceki gün akşam saatlerinde Diyarbakır’a ulaştı. Amca Daşlı, yeğeninin cenazesini toprağa verilmek üzere Yeniköy Mezarlığı’ndaki camiye bıraktıktan sonra ayrıldı.
Burada kılınan cenaze namazına Diyarbakır Sosyal Hizmetler İl Müdürü Oktay Taş ile kentteki kadın derneklerine üye yaklaşık 20 kadın katıldı. H.D.’nin cenazesi, namazın ardından omuzlarda taşınarak kepçe ile açılan mezara götürüldü. H.D., burada kadınların gözyaşları arasında toprağa verildi.
H.D.’nin kefen giydirilmeden ceset torbasıyla gömülmesi ise dikkat çekti. Töre kurbanı H.D.’nin gömülmesi sırasında aile fertlerinden hiç kimsenin olmaması dikkat çekti. Mezarlığa geldikleri öğrenilen Daşlı’nın amcası, annesi ve eniştesinin basına görüntü vermemek için ortaya çıkmadığı belirtildi. Bu arada, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in konuyla yakından ilgilendiği, süreci takip ettiği öğrenildi.
* * *
İşte size kısa bir yıl sonu muhasebesi. Türkiye haksızlık, şiddet, tecavüz, ölüm soluyor. Bunlara iktidardakiler ve destekçileri, “ileri demokrasi” düzeni diyorlar. Bu lafa gülmek gerek ama yürek buna izin vermiyor. Bu düzen çocuklar, kadınlar, emekçiler ve tüm ezilenler için acı ve gözyaşı demek. Muhasebe çok açık.

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et