Yeni yılımız kutlu olsun!
Fotoğraf: Envato
2011’e girerken verilen vaatlerin, daha iyi bir dünya için yapılan dileklerin hiçbirinin bir işe yaramadığı bir 2012 geçirdik.
2012’nin başındaki dünyadan daha kötü, savaş etkenlerinin daha yüksek, emperyalist müdahalelerin daha tehlikeli; yağma, sömürü ve işsizliğin daha da büyüdüğü bir dünyadır 2013’ün başındaki dünya!
Elbette bundan sorumlu olanlar, dünyanın daha iyi bir dünya olmasını dileyen milyarlarca insan, halklar, işçi sınıfı değil. Tersine bu “daha kötüye giden dünya”nın sorumlusu, dünyayı yöneten uluslararası tekeller, onların politikacıları, diplomatları, ekonomistleridir. Bu yüzden de “daha iyi bir dünya” dileğinde bulunanlar, dünyanın gidişatına piyango bileti almak dışında da müdahale etmeleri gerektiği gibi bir sorumluluklarının olduğunu hatırlarlarsa, yeni yıl dilekleri daha anlamlı olacaktır.
Dünya böyle de, Türkiye’de durum 2012’nin başına göre bugün daha iyi midir; yoksa daha kötü mü?
Başbakan, yandaş basını ve AKP propagandacıları “daha iyi” olduğunu, Türkiye’yi “çağı atlamış”, sorunlarını çözmüş, güçlü bir ekonomiye sahip bir ülke yaptıklarını iddia etmektedirler. Ama bunlar sadece iddiadır.
Gerçek ise şöyledir:
2011’in son iki gününü Cumhurbaşkanı Gül, Diyarbakır’da geçirmişti. Sorunun çözülmesi için hükümetin iradesinin ve kendisinin de 2009’da “iyi şeyler olacak” diye başlattığı sürecin hâlâ canlı olduğunu göstermek için, “İyi şeylerin daha çok olması lazım. Ancak bunun için asla şiddet, terör, kan, kavganın olmaması gerekir” demişti. Bugün ise yılbaşına iki gün kala Urfa’da konuşan Başbakan “Bu memlekette sadece Kürtlerin mi sorunu var. Herkesin sorunu var!” diyerek, nereden nereye gelindiğini göstermiştir. Nitekim 2012, “iyi şeylerin olduğu bir yıl” değil, iki taraftan ölümlerin arttığı, Kürt legal partisinin yöneticilerinin, belediyecilerin, sendikacıların, avukatların, gazetecilerin tutuklanmasına devam edildiği ve tutuklu sayısının 10 bine ulaştığı yıl olmuştur.
Gelinen yer iyiyse, Türkiye’de iyi şeyler olmuştur!
2011 ve 2012’yi kapsayan dış politikanın sıcak merkezi olan Türkiye’nin Suriye politikası çökerken, Irak ve İran’la ilişkiler de Suriye politikası mecrasına doğru hızla sürüklenmeye başlamıştır. Artık dünyanın gözünde Türkiye bölgede savaş kışkırtıcısı, emperyalist radar ve füze üslerine yataklık yapan batı emperyalizminin “bölgesel gücü” olmuştur. Ama bunu yaparken de kendisi tamamen kuşatılmış bir ülke haline gelmiştir.
Bu gelinen yer iyiyse Türkiye iyi şeylerin olduğu ülke olmuştur!
Ekonomide, iyi olan sadece rant sahiplerinin, büyük sermaye firmalarının durumudur. Emekçilerin durumu 2012’ye göre daha kötüleşmiş, zenginleri daha zengin yoksulları daha yoksullaştıran emme basma tulumba bütün hızla 2012’de çalışmıştır.
Emekçiler için bu durum iyiyse, Türkiye’de iyi şeyler olmuştur!
Eğitim, sağlık, yerel hizmetler başlıca hizmet alanları kârlılık esasına göre işleyen kamu hizmetinin ticari mala dönüştürüldüğü bir yolda hızlı adımlar atılmıştır.
Halk için bunlar iyiyse Türkiye’de 2012’de iyi şeyler olmuştur!
Eğitimin içeriği, üniversiteler, ilerici, demokrat kültür sanat alanı da muhafazakar ve dini değerlerin baskısıyla kuşatılmış bulunmaktadır ki; 2012’de bu alanda “geriye doğru” son derece belirleyici adımlar atılmıştır.
Eğer bu adımlar iyiyse Türkiye’de 2012’de iyi şeyler olmuştur!
Elbette dünyanın bu kötü hali bile yeni yılda daha iyi bir dünya için adımlar atılacağının önünü kesemez.
Hele de dünyayı ve Türkiye’yi yönetenlerin politikalarının hızla çöküş sürecine girdiği ve çöktüğü; özgürlük, demokrasi, sömürüsüz, baskısız ve savaşsız bir dünya isteyenlerin, yeni bir dünya kurmak isteyen bizler için yeni yılı kutlamak için pek çok neden vardır.
Bu umutlarla tüm okurlarımızın, yeni yılı direniş ve grev alanlarında, her çeşitten mücadele mevzilerinde karşılayanların yeni yıllarını kutluyoruz.
- ‘Devlet benim’ demek yetmedi; ‘Türkiye benim, İslam benim’ diyor 28 Ağustos 2018 01:00
- Korkak kim, cesur kim; gerçek nerede? 24 Ağustos 2018 01:00
- 'Çocuk istismarı'na karşı mücadele 09 Nisan 2018 01:00
- İfade özgürlüğünün ne ‘alanı’ ne de ‘sınırı’ kaldı! 15 Şubat 2018 00:55
- Doların yükselişinin faturasını kim ödeyecek? 04 Aralık 2016 05:44
- Mücadeleye daha ileri bir bilinçle devam! 23 Kasım 2016 00:59
- Kılıçdaroğlu barışı mı savunuyor çatışmayı mı? 20 Ağustos 2016 00:58
- ‘Muhatap millet’ demek ‘muhatap yok’ demektir! 27 Ocak 2016 01:00
- Haritadan silerek birlik mümkün mü? 11 Kasım 2015 01:00
- Mücadeleyi yenileme zamanı! 07 Kasım 2015 00:56
- Bir kez daha; Birimizin derdi hepimizindir! 06 Kasım 2015 01:00
- ‘Sistem’ dayatıp ‘fiili başkanlığa’ razı etmek! 05 Kasım 2015 01:00