01 Ocak 2013 10:50

Yeni bir yıla girdik mi?

Yeni bir yıla girdik mi?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Takvim hesaplarına bakmayın... 31 Aralığı 1 Ocağa bağlayan gece bitince “yeni” bir yıla geçtiğimize karar veriyoruz. Öyle kabul edilmesinin bir çok tarihsel sebebi var. Ama gerçekte, her şeyin aynen dünkü gibi devam ettiğini görünce, bunun neresi yeni demek hakkımız ortadan kalkmıyor.
Mesela, 29 mayıs 1453, yeni bir yılın başlangıcıdır. O çağın dünyasını değiştirmiştir; her şey bir gün öncesinden daha farklıdır. 7 Kasım 1917, başka bir yılbaşıdır! Sovyet Devrimi, uluslar arası ilişkilerden düşünce hayatına kadar her yönüyle dünyayı başka bir dünya yapmıştır. Yine mesela 12 Eylül 1980 başka bir yılbaşıdır! Türkiye siyasi tarihinin de, sosyal ilişkilerinin de, kültürel hayatın da değiştiği bir gündür. Ama 1 Ocak 2013 dümdüz bir takvim günüdür. Her şey dünkü gibi... Hatta her şey 2012’nin bütünü gibi...
Ortadoğu’da ve dünyada, yeni bir döneme girdiğimizi gösterecek olaylar, belki de 2013’ün içine ardı ardına sığacak. Suriye’de olabilecek değişiklikler önemli etkilere gebedir ve bu yalnızca bölgede değil, dünya çapında da yeni bir ilişkiler zincirini başlatabilecektir. Aynı şekilde, Abdullah Öcalan’la sürdürülmekte olan görüşmelerin sonuçları, Türkiye’nin bütün siyasi ve sosyal ilişkilerini  etkileyecek farklı sonuçlar doğurabilir ve bunun başladığı günü yeni bir yılın başlangıcı sayabiliriz.
Önümüzdeki günlerde (aylarda) Mısır ve Tunus yeni siyasal gelişmelere kapısı açık giriyor. Arap dünyasında demokrasi ve özgürlük ateşinin yeniden ve daha yüksek bir düzeyde alevlenmesini bekleyebiliriz. Latin Amerika, Chavez sonrası nasıl bir şekil alacak ve Amerikan tekelleri burada kaybettikleri yılları yeniden kazanabilmek adına hangi saldırılara kalkışacak, göreceğiz. Ama, dünyanın ağır ağır ısınan kazanında ateşin körüklendiği bir başka bölge burası.
Yine “dünya ekonomisi” bakımından kapitalizm artık alışkanlık yapan krizlerinden birini ya da bir kaçını yaşayabilir. Bir bütün olarak ele alındığında, siyasal ve ekonomik krizlerin çakıştığı noktalarda, yeni bir döneme girilmesinin olanakları doğabilir. Bu bakımdan dünya uzun sayılabilecek bir süredir değişim için gerekli gerilim unsurlarını biriktiriyor. Putin’in moda haline getirdiği deyimde söylendiği gibi, sahnede bir silah varsa, oyunun içinde o patlar! Sahnede bir silah var!
Rastlantıların her zaman tarihte önemli bir rolü olmuştur. Önceden öngörülebilen gelişmelerin yönünü ve hızını değiştiren beklenmedik olaylar yılbaşını daha da erkene çekebilir. Kuşkusuz, gidişatın yönünü ve hızını etkilemek isteyenlerin başvurabileceği komplolar bu cümledendir. Özellikle Türkiye gibi kararsız ve dengesiz gelişim yollarına sapması çok muhtemel ülkelerde, komplolar, siyasal hayatı beklenmedik biçimde değiştiren roller oynayabilir. Bunun heveslisi olan pek çok çevre ve gücün varlığı bilinmeyen bir şey değil. Fırsatlar ve olanaklar, bu tür girişimleri kışkırtabilir.
İşçi ve emekçi cephesinde, hayatın bütün güçlüklerinin daha da sınırları zorlayacak biçimde artacağını söylemek kehanet olmaz. Daha çok işçi işsiz kalacak, hayat daha pahalı olacak, sağlık ve eğitim daha da ulaşılamaz hale gelecek. Ama aynı zamanda, örgütlü mücadele için olanaklar ve fırsatlar çoğalacak. Daha örgütlü, daha mücadeleci bir emekçi hareketinin doğumuna tanık olmamız için sebepler yeterince birikiyor.
Birikenlerin toplamına ve ağırlığına bakınca, dünya ve ülke koşullarının 2013 içinde yeni bir yıla girmemizi sağlayacağına inanabiliriz. O gün gelince söyleyeceğimizi, şimdiden söyleyelim, hem de adet yerini bulsun: yeni yılınız kutlu olsun...

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa