Recep Erdoğan'dan neşeli sözler
AKP’lilerin Başbakanı Recep Erdoğan gerçekten çok espritüel bir insandır. Bugüne kadar yaptığı konuşmaları okuyun, içinde, şöyle ya da böyle bir espri vardır…
Örneğin, bundan birkaç ay önce yeni eğitim-öğretim yılının açılış töreni için Denizli’ye gitmiş ve Cedide Abalıoğlu Anadolu İmam Hatip Lisesinde bir konuşma yapmış. Seçmeli din derslerini eleştirenlere ağır bir dille yanıt veren Bay Erdoğan, konuşmasının bir yerinde aynen şöyle diyor: “Bunlar Kur’an’dan acayip kaçarlar. Ciddi manada rahatsız olurlar. Çünkü bunlar hayatlarında Kur’an’ı mezarda okutmak için düşünmüşler…”(Evrensel, 18.9.2012) Şimdi Recep Bey’in bu sözlerini duyan herkes, kendisinin Kuran’a büyük bir yakınlık duyduğunu, onu “acayip” kucakladığını sanır. Acaba gerçekten öyle mi, yoksa yukarda söyledikleri bir espri mi?
Bakın Allah, Kuran’da ne diyor: “Ey inananlar! Yapamayacağınız şeyi ne diye söylersiniz? Allah katında en nefret edilen şey, yapamayacağınız şeyi söylemenizdir.” (Saf Suresi, 2. ve 3. Ayet)
AKP’lilerin Başbakanı, bundan 10 yıl önce, daha Meclis’e gelmeden şöyle diyordu: “Dokunulmazlıkları kaldıracağız.” Sonra aynı sözleri birkaç yıl daha söyledi. Sonuç? 10 yıl geçti aradan, dokunulmazlıklar kalkmadı.
Recep Bey’den bir başka espri daha: “10 yıl boyunca hiç kimsenin hayat tarzına karışmadık, hiçbir baskının arkasında, yanında, tarafında olmadık. Tam tersine, herkesin hayat tarzına her zaman saygı duyduk, her zaman garanti altına aldık. AK Parti Türkiye’yi normalleştiren, tedirginlikleri bertaraf eden, refahı, adaleti, özgürlükleri, hakkı ve hukuku kendisine şiar edinmiş bir partidir. Hiç kimsenin yaşam tarzına da bundan sonra asla müdahale etmeyeceğiz. Hiç kimsenin yemesine, içmesine, giyimine, kuşamına, yaşayışına karışmadık, tercihlerine karışmadık, yarın da karışmayacağız. Herkesin yaşam tarzı bizim teminatımız altındadır. Değil yüzde 50, yüzde 90’la bile iktidar olsak, yüzde 1’in hakkını, hukukunu, tercihlerini korumak bizim boynumuzun borcu olarak kalacaktır.” (Milliyet, 1.10.2012)
Recep Bey, makineli tüfek gibi, hadi yenilerin adıyla Patriot’lar gibi espri bombardımanı yapıyor. Acaba kendisi bunları söylerken içinden gülüyor muydu?
Ucu sonunda İstanbul’a da gelen “Alevi evlerinin işaretlenmesi”nden, kadınların, gençlerin, emekçilerin, aydınların, öğretmenlerin, çevrecilerin protestolarından falan söz etmeyeceğim. Çünkü artık tüm dünya biliyor ki, siz ve takımınız, “Sadece benim/bizim söylediklerimiz doğrudur ve istediğimizi yaparız,” diyor. Evet, herkes biliyor bunu.
Tiyatrolara karıştınız, Noel Baba’ya karıştınız, gençlerin müzik şenliğinde bira içmelerine karıştınız, hepsini bir yana koyun, Arda’nın saçına bile karıştınız. Bir tek Neşe’nin kepek sorunu kaldı, karışmadığınız…
Bir başka örnek. Esad üzerine şöyle diyor: “Babamız dahi olsa, eğer zalimse beraber yürümeyiz. Çünkü zulme rıza, zulümdür.” (Milliyet, 30.12.2012) Bu kelâm da espri yüklü.
Binlerce kişilik “Koruma Ordusu”yla birlikte gittiğiniz ODTÜ’de öğrenciler basit bir protestoya yeltendiler. Hooop ordunuz saldırdı… Ya diğer olaylar? “Hakkı, hukuku, özgürlükleri şiar edinmiş parti”nin başındaki kişi olarak siz, Bakanınız İdris Bey ve silahlı güçleriniz biber gazından, gaz bombasına kadar birçok saldırı aleti kullandı, kullanılmasına göz yumdu. Kuran’da Şuara Suresi’nin 130. ayetine bir göz atsanız derim…
“Hak, hukuk, özgürlük” ve öte yanda işkenceler. Yine Kuran’dan bazı sureler ve ayetler: Yunus Suresi, 39. ayet, 54. ayet / Hud Suresi, 58. ayet, 44. ayet/ Nahl Suresi, 85. ayet / Meryem Suresi, 72. ayet / Şuara Suresi, 227.ayet / Lokman Suresi, 11.ayet / Zümer Suresi, 24. ayet, 54. ayet / Mümin Suresi, 18. ayet / Şura Suresi, 21.-22.ayetler, 40.-42.-45.ayetler… Ve Cin Suresi, 15.ayet. İzninize sığınarak bu ayeti aynen yazacağım: “Fakat gerçekten sapıp, zulmedenlere gelince, onlar cehenneme odun olurlar.” Ve bir ayet daha, Yunus Suresi, 27. ayetten: “Kötülükte bulunanlar zillete düşerler. Onları Allah’a karşı savunacak hiç kimse yoktur. Yüzleri, sanki gecenin kapkaranlık parçalarıyla örtülmüştür. Onlar cehennemliktir, orada ebediyen kalırlar.”
Recep Bey’in espri yüklü sözleri bana bunları anımsattı, n’apayım? Recep Bey’e de ufak bir notum var: Bırak Kuran’dan acayip kaçsınlar. Kaçmazlarsa eğer, Kuran’ı ciddi ciddi okurlarsa, Hz. Muhammed’in emekçiler ya da adam kayırma, kadrolaşma üzerine hadislerini öğrenirlerse, işte o zaman yandı gülüm keten helvası…
EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp
Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.
Evrensel'i Takip Et