Kocaman kaybederse Fenerbahçe kaybeder
Aykut Kocaman’ın istifasını geri almasının arkasından devre arası kampı için Antalya’ya giden Fenerbahçe’de şimdilik sular durulmuş gibi gözüküyor. Hafta arası spor muhabirleri ile yaptığı sohbet toplantısında, Kocaman, istifa etmesine gerekçe olarak, “ilk yarıda alınan 27 puanın izah edilemeyeceğini, bir de futbolculara o dönemde verilen yanlış cezaları” gösterdi.
Kuşkusuz bu gerekçeler, istifa kararında önemli bir rol oynadı. Ancak, sürekli anı yaşayıp, yakın geçmişini bile hatırlamayan bir toplumsal ortamda, sürekli, bazı noktaların altını yeniden çizmek gerekiyor. Bir kere, “Fenerbahçe ve Aykut Kocaman başarısız mıdır?” sorusuna verilecek yanıt tamamen “görecelidir”. 27 puanı açıklamakta güçlük çekmenin nedeni bu kadronun çok daha fazla puan toplaması gerektiğine duyulan inanç olabilir, ama sonuçta liderden sadece 6 puan geride bitirilen bir ilk yarı var. UEFA’da yola devam ediyorsun, gruplardan çıkmışsın; 29 yıl sonra kazandığın Türkiye kupasında, ertesi yıl, bütün büyük takımlar elenmişken yola devam ediyorsun. 2013 Ocak ayı itibariyle, 3 kulvarda iddiasını sürdüren tek memleket takımının ve onun çalıştırıcısının “başarısız olması” sadece bir algı bozulmasıyla açıklanabilir.
Son yıllarda revaçta olan acayip bir deyimi kullanarak, takımın oynadığı futbolda “ışık görmüyorum” diyenlere tavsiye ise; Stoch’un, 2012 dünyanın en iyi golü yarışmasında, Puşkaş ödülü kazanmasından sonra, Fenerbahçeli futbolcuların basında yayınlanan jeneriklik gollerine bakmaları. “Işık olmayan yerden” bu kadar “jenerik gol” çıkıyorsa orada da bir algı bozulması vardır elbet. Algı bozulması diyip geçmeyin, Türkiye’de medya eliyle “Yeniköy kasabı” ilan edilen Del Bosque, 2012 yılının dünyada en iyi teknik adamı oldu. Bu hafta “toptan” anlamayan yorumcuların bu konuya nasıl burun kıvıracaklarını ya da algı bozulmasına hizmet edeceklerini seyredin.
Kocaman’ın altını çizdiği ikinci nokta ise, hala halı altına süpürülmeye, nasıl olsa unutulacak diye beklemeye alınmaya çalışılıyor. Bu ülkede iki hakemin “yalan” rapor yazdığı tescillendi. Öyle kimsenin artık samimi bulmadığı mahkeme kararlarıyla filan değil. Bizzat, herkesin gözü önünde oldu olaylar. Fırat Aydınus, Caner “lan” dedi diye kırmızı kart gösterdi. Veysel “hayır ben dedim “dedi. Buna rağmen hakem raporu değişmedi. Aydınus, ek rapor verip özür dilerim diyeceği yerde ısrar etti. Caner “lan” dedi diye yazılan rapor “yalan” oldu.
Meireles olayı daha vahim. Halis Özkahya “tükürdü” diye rapor yazdı ve 11 maç ceza verdirdi futbolcuya. Toplamda 6 saatlik çekimlerde, Özkahya’nın üzerindeki tükürüğü kimse tespit edemedi. Tahkim cezayı kaldırmak zorundaydı, kaldırdı. Kaldırmasaydı da rapor yine “yalan” olacaktı.
Hala 3 Temmuz sürecini küçümseyerek yorum yapanlar bu iki olayı “hakem hatası” ile açıklamaya devam etsinler. Hakemliği bırakmazlarsa, ben bu iki hakemin bundan sonra nasıl maç yöneteceklerini merak ediyorum? Kimileri, 3 Temmuzu yok varsayıp, bir de “artık futbol yazamıyoruz” dedikleri zaman, “yalan hakem raporu” üzerinden 4-4-2’yi mi tartışalım diyesi geliyor insanların.
Kocaman’ın istifasındaki en temel neden, 3 Temmuz darbesinin son dönemlerinde yalnız kalmasıydı. Yargıtay sürecini bekleyen Fenerbahçe yönetim kurulunun, sessiz kalmayı tercih etmesi, onlar sessiz kaldıkça “düşüne birde biz vuralım” mantığında hareket edenlerin akıl almaz boyutlara varan saldırıları, istifada etkili oldu.
İstifanın geri alınmasının perde arkasında ise herkesin tekrar taşın altına elini sokacağı sözü önemliydi. Kocaman’ın en büyük transfer “içteki kaynamanın durması” olacak saptaması, bu açıdan önemli. Fenerbahçe taraftarı hiç kendisini küçümsemesin. Bu ülkede hukuk reformları adı altında Özel Yetkili Mahkemeler kaldırılıyorsa, Fenerbahçe taraftarlarının hakkını herkesin vermesi gerekir. Gelecekte Türkiye’nin siyasi tarihini yazacak olanlar; Topuk yaylasını, 10 Temmuz Bağdat caddesini, Beşiktaş Adliye önünü, Çağlayan Adliyesinin biber gazını ve plastik mermilerini ve 12 Mayıs Kadıköy’de yaşananları, kayda geçirecekler.
Aykut Kocaman kazanırsa Fenerbahçe taraftarıyla kazanacağının farkında, taraftar da Kocaman kaybederse Fenerbahçe’nin kaybedeceğini fark etsin yeter…
GÜNÜNYAZILARI
EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çayırhan’da çakal sofrası
AKP iktidarının özelleştirmek istediği Çayırhan Termik Santrali ve maden işletmesinin ‘adrese teslim’ ihalesi bugün gerçekleştirilecek. İşçiler ve kamuoyu özelleştirmeye karşı çıkarken, adrese teslim ihaleye sicili kabarık patronların katılması bekleniyor. Çayırhan’ı yutacak sofrada IC İçtaş, Cengiz, Kolin, Limak, Alagöz, Ciner, Yıldızlar SSS var. Ödenmeyen işçi ücretleri madenin satış fiyatından fazla!
317.36 milyon TL: Yunus Emre Termik Enerji Santralinin son 3 ayda ürettiği elektriğin değeri
204.9 milyon TL: Aynı dönemde 1000 işçinin ortalama ücretlerden patrona 'maliyeti'
0 TL: Şirket 2021, 2022 ve 2023 yıllarında hiç vergi ödemedi

Özel yetkilendirilmiş TBMM komisyonu gündemde

'Ömrümüzü verdik, emekli bile olamadık'

Ukraynalı Gazeteci Guz: Ukrayna, ABD desteğini korumak için çıtasını düşürecek

Evrensel'i Takip Et