'Onu okuma! Bunu oku!
Gün geçmiyor ki Türkiye’nin çeşitli illerinde kitap yasaklama, bazı kitapları ödev olarak veren öğretmenler hakkında soruşturma açıldığı haberi gelmesin! Biz, Yunus Emre’nin dizelerinin sansürlenmesi; Fareler ve İnsanlar ile Şeker Portakalı’nın yasaklanacak kitaplar olmadığı hakkında konuşa duralım; bu kez İzmir ve Bursa İnegöl’den iki haber geldi. İzmir’de Bilgin Adalı’nın, Zeynep Cemali’nin ve Muallim Naci’nin kitaplarını öneren öğretmenler hakkında “Türk örf, adet ve dini inançlarına aykırı bilgi vermek ve davranmak; bilimsel olarak çürütülen evrim teorisini ideolojik olarak zorla çocuklara empoze etmek” iddiasıyla soruşturma açıldı. Bursa İnegöl’deki bir okuldaysa, bir velinin şikayeti üzerine Kaymakamlık tarafından oluşturulan Komisyon, edebiyatımızın usta kalemi Muzaffer İzgü’nün Zıkkımın Kökü adlı kitabının 7. Sınıf öğrencilerine uygun olmadığına karar vererek bu kararı kitabı öneren Türkçe öğretmenine tebliğ etti.
Bu uygulamalar yeni değil, şaşırtıcı hiç değil. MEB Talim Terbiye Kurulunun bazı kitapları yasaklayıp bazı kitapları önerdiği dönemlerden başlayarak, MEB 100 Temel Eser listeleri döneminde sürdü. Bu listeleri hazırlayarak çocuklara “Bunları okuyacaksın!” komutu verildi. Şimdi de veli şikayeti bahane edilerek ülkemizdeki çağdaş yazarların yapıtları sansürlenmeye, öğrencilerine bu kitapları öneren öğretmenlere gözdağı verilmeye çalışılmaktadır. MEB kuruluşunun en yetkili ve sorumlu kişisi olan Bakan ise olanları “Alo 147 hattını arayan velilerin” şikayetiyle açıklıyor. Görülüyor ki velilerin şikayeti hep dünyaca ünlü edebiyat ustaları ve çağdaş yazarlar üzerine… Ancak, aşağıda örnekleyeceğimiz metinlerden nedense hiç kimse rahatsız değil. Oysa o metinlerin 6-7 yaşındaki çocukları nasıl etkileyeceğini, duygu ve düşünce dünyasını nasıl şekillendireceğini eğitimden birazcık anlayan herkes bilebilir. Örnekler çok fazla, ama biz birkaçıyla yetinelim.
İlköğretim 1. ve 2. sınıf öğrencileri için yayınlanan Sevgi Çemberi Dizisi’nde; Allah’ımı Seviyorum, Peygamberimi Seviyorum, Ailemi Seviyorum, Kültürümü Seviyorum, Dayanışmayı Seviyorum, Öğretmenimi Seviyorum, Okumayı Seviyorum adlı kitaplar bulunmaktadır. Tam sayfa resimlerle basılan kitapları incelediğimizde ölmek ve öldürmenin olumlanan bir biçimde anlatıldığını görürüz. Üzeyir Gündüz’ün yazıp Akçağ Yayınlarının yayınladığı dizideki Milli Kahramanlarımı Seviyorum adlı öyküde; Dede, Sarıkamış’ta donarak ölen askerlerin öyküsünü anlatır. Anlatıda geçen bazı cümleleri yorumsuz olarak aktarıyorum.
“O ana, yedi çocuğunu da ellerine kına yakarak kışlaya teslim etmişti. Şehit olan her yavrusunun ardından yüreğine taş bastı. Sabretti. Çünkü şehit anası olmak büyük bir şerefti.”
“Bak yavrum; insan ancak sevdiği bir varlığın uğruna kurban olur. Ölümü severek kabul eder. Ölüme gidişin sevincini de kına yakarak gösterir. Biz de koçlara kına yakarız ki Allah’a kurban olsun diye… Gelinlik kızlarımıza kına yakarız ki, çoluk çocuğuna, ailesine kurban olsun diye… Bir de yavrum, askere giden delikanlılara kına yakarız ki, vatana kurban olsun diye… Allah kısmet ederse, askerlik çağın geldiğinde senin de eline kına yakacağız.”
“Her anne bir kahramandır. Çünkü gerçek kahramanları Türk anneleri doğurur. Ciğerparesi olan çocuklarını, gerekirse, vatan için şehit olma bilinciyle büyütür.”
Nesil Çocuk tarafından yayınlanan İsmail Çolak’ın Hikayelerle Osmanlı Macerası dizisindeki Zaferlere Veda adlı kitaptaki Ispartalı Koca Halil başlıklı metinde de şu anlatım yer almaktadır. “Kahraman Halil, aldığı ağır darbeyle yaralanıp yere düşmüş, yine de pes etmemişti. Direnmeye devam etmiştir. Bir eliyle dışarı çıkan bağırsaklarını karnına itti. Diğer eliyle de koynundan bir kurşun çıkararak siper arkadaşı ve hemşehrisi Memiş’e uzattı.”
Severek şehit olmak, çocuklarını şehit olsun diye yetiştirmek, kurbanlık koyun gibi kınalayıp askere göndermek, bağırrsaklarını karnına itmek… 6-7 yaş çocuğu için yayınlanmış kitaplarda yer alıyor. Metinlerin anlatımındaki didaktikliği, edebi ve estetik değer taşımamasını söz konusu bile etmiyorum. Bu kitaplar çocuk gelişimine zararlı bulunmuyor da çocuğa yaşama sevgisi, direnç ve umut veren; ırkçı, ayrımcı söylemler içermeyen ve yazınsal değer taşıyan kitaplar zararlı bulunuyor!.. Günümüzde sıkça karşımıza çıkan dindar, kindar, ırkçı, ayrımcı insan tipinin nerelerden beslenip geldiğinin de ipuçları değil mi bunlar?
Evrensel'i Takip Et