12 Ocak 2013 08:39

Nefret söylemi bir anlık gaf mıdır?

Nefret söylemi bir anlık gaf mıdır?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Oysa ben, Türkiye’de “Solcuyum/ İlericiyim” diyen pek çok insanın da ırkçılıkla, dışlayıcılıkla, nefretle bağını büsbütün kesebildiğine inanmakta zorlanıyorum.
Irkçılık, kurgulanmış ve icat edilmiş bir tarihin, icat edilmiş gelenekler toplamının dokularında vardır. Ve ondan kopabilmek, uzak durmaya çalışmak yetmez. Irkçılıkla, nefret kavramıyla açık, geniş, derin bir yüzleşme, hesaplaşma yapmak ve bunu bir yaşama tarzı haline getirmek gerektiğine inanıyorum.
Uluslararası Hrant Dink Vakfı’nda toplanabilen bir grup insan, “Basındaki nefret söylemini” saptamayı ve teşhir etmeyi de işlerinin arasına aldı… Bu çalışma grubu kendini şöyle tanımlıyor: “Uzun yıllardır Türkiye medyası milliyetçi ve ayrımcı söylemin etkin kaynaklarından biri oldu. Bu gazetecilik türünün toplumdaki kutuplaşmaya dikkate değer bir ‘katkısı’ oldu. Geçtiğimiz yıllarda yaşanan bazı nefret suçları incelendiğinde, medyanın bu katkısı daha anlaşılabilir olacaktır.  …
Hrant Dink’in öldürülmesinin ardından, onun hayallerini, ideallerini ve mücadelesini sürdürmek amacıyla kurulan Uluslararası Hrant Dink Vakfı’nın temel amaçlarından biri toplumdaki kutuplaşma ve düşmanlığın sona ermesine katkıda bulunmaktır. Nefret söyleminin tanımı ve sınırlarıyla ilgili ortak bir anlayış geliştirilmesi, sorumlu gazeteciliğin teşvik edilmesi ve nefret söylemini önleyici ve caydırıcı tedbirlerin neler olabileceği konusunda öneriler geliştirilmesi, bu amaca giden yolda önemli bir adım olacaktır.”
Ben, Evrensel gazetesi okurlarının bu çabayı yakından izleyebilmeleri, dahası bu çabanın aktif bir parçası olmaları, için www.nefretsoylemi.org adresini ziyaret etmelerini öneriyorum.
Bugün, her türlü katılıma açık olan bu çalışma grubunun seçtiklerinden bazılarına yer vereceğim:

Baydemir’den Kiliseye 1 milyon Sinan Yavuzoğlu/ Akit

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla restore edilen Surp Giragos Kilisesi’nde yapılan ayini haberleştiriyor:
Kilisenin restorasyonu için bir trilyon harcandığını ve bu paranın Müslümanların cebinden çıktığını birkaç kez vurguluyor. “Kürtleri kendi safına çekmek isteyen ve “Zerdüştlük ve Yezidilikle organik bağları bulunduğu ortaya çıkan BDP’nin” bu hareketinin hiç şaşırtıcı bulunmadığı”nı söylüyor. Bu ifadelerle, Zerdüşt, Ezidi ve Ermeni kimlikleri açık bir şekilde düşman olarak lanse ediliyor. “İslam düşmanı BDP Hıristiyanlarla hep iç içe oldu.” gibi ifadelerle Müslüman-Hıristiyan karşıtlığı kuruluyor. …

Bıçak kemiğe dayandı, kemik mi kaldı dayansın / Kocaeli Gazetesi

Kocaeli Gazetesi, PKK ile gerçekleşen çatışmaların ardından Saadet Partisi İlçe Başkanı Cevdet Çepil’in konuyla ilgili sözlerini haberleştiriyor. Çepil, terör belasının ancak doğuda İslam’ı yeşertmekle çözüleceğini ve aslında Kürt sorunu diye bir sorun olmadığını iddia ediyor. Ardından, “PKK’nın içinde Müslüman olmadığını, PKK’nın yüzde yüz 100 Ermeni ve kızıl Kürt denilen ateist topluluklardan oluştuğunu” savunuyor. Çepil, bu ifadeleriyle terör eylemlerini Müslüman olmamakla bağdaştırıyor ve özellikle Ermenilere ve ateistlere yönelik düşmanlığı körüklüyor. Gazete, bu ifadeleri sunuş şekliyle Çepil’in ürettiği nefret söylemine ortak oluyor.

2015 saldırı hazırlığı Arslan Tekin / Yeniçağ

“Ermeni diasporasını, Erivan’ı, diaspora uzantısı (veya bizatihi diaspora) Agos gazetesini, mütemmim cüzü “nefret söylemcileri” ni bir tarafa bırakalım, bu malûm grubun Türkler içindeki uzantıları (“Hepimiz Ermeni’yiz!” grubunun kalem oynatıcıları) 1915 tehcirinin, 100. yılı 2015 için ön alarak hızlı bir giriş yaptılar.” diyerek AGOS’u diaspora uzantısı olarak nitelendiriyor.

“‘Hepimiz Ermeni’yiz!’ diye sokaklara düşenlerin tek derdi “Türk”le. . . Her sokağa düşüşlerinde kinlerinin, nefretlerinin şiddetini daha artırıyorlar. Tavırları tamamen siyasîdir; başkalarının emellerine hizmettir. Meselenin en acı (veya anlamlı) tarafı, bunların PKK ve diğer kanun dışı sol/ sosyalist/ komünist/ bölücü/ yıkıcı gruplarla iç içe olmalarıdır.” Tekin hangi gerekçelere dayandırdığını bildirmeden sıraladığı bu iddia ve ithamlarıyla Ermenileri ve kendisinden farklı düşünen herkesi düşman konumuna yerleştiriyor, hedef gösteriyor.

Emir Somer/ Sabah

Emir Somer tarafından bireylerin cinsel yönelimleri ön plana çıkarılarak yapılan haber, trans bireyleri suç işleyen ve suça eğilimli olarak lanse ediyor. Aynı haberde, “Biz bu sitede yıllardır kira ödeyip kalıyoruz. Bazılarımızın tapusu var. O site bizim ikamet adresimiz ve orada yaşam hakkımızı kullanıyoruz. Fuhuş yapmadık ve yapmıyoruz” açıklamalarına yer verilmesine karşın, haberin bütünü trans bireylerin fuhuş yaptığı ve çevrenin bundan rahatsız olduğu üzerine kurgulanıyor. Haber bu içeriği ile söz konusu grupları hedef gösteriyor ve bu gruplara yönelik olumsuz algıyı pekiştiriyor.

Mehmet Şevket Eygi / Milli Gazete

“PKK’nın gerçekte bir Kürt hareketi olmayıp bir Ermeni ve Siyonist hareketi” olduğunu söylüyor. “TC’nin içinde, köşe başlarında kaç Kripto, kaç Pakraduni var?​” ve “İsimleri Müslüman olan şu şu şu kişilerin Yahudi ve Ermeni Kripto olduklarını bilen kaç kişi vardır?​” Eygi, söz konusu etnik ve dini kimlikleri ‘terör’ ile ilişkilendiriyor. Eygi, bu üslubuyla, Ermenilere ve Yahudilere yönelik düşmanlığı körüklüyor.

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa