13 Ocak 2013 11:41

Işıl Özgentürk’ün kafası biraz karışık…

Işıl Özgentürk’ün kafası biraz karışık…

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Işıl Özgentürk, Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde 8 Ocak’ta yazdığı “Bir Zamanlar ‘Halkların Kardeşliği’…” yazısında “ezilenlerin kardeşliği”nin bu ülkenin en güçlü sloganı olması temennisini dile getiriyor. Aynı temenniyi biz de paylaşıyoruz. Ancak yazarımızın bu iyi niyetli temennisi kavramları ve sorunları birbirine karıştırmasını engellemeye yetmiyor maalesef. Özgentürk söz konusu yazısında “halk”ı ve “sınıf”ı birbirine karıştırmakta, Türkiye’de sosyalistlerin BDP’ye  “Türkiye ezilenlerinin partisi” olması beklentisiyle destek verdiklerini söylemekte ve “ezilenlerin kardeşliğinin  Kürtlerin etnik milliyetçiliğe sürüklenmesi” nedeniyle engellendiğini iddia etmektedir.

Özgentürk, daha yazısının başında yaptığı “ ‘halkların kardeşliği’ derken sınıfsal bir kardeşlikten de söz ediyorduk” değerlendirmesiyle kafasının karışık olduğunu gösteriyor. Halk, içinde farklı sınıf ve katmanları barındıran bir topluluktur, dolayısıyla halkların kardeşliği sınıfsal bir kardeşlik değildir. Yani ortak ulusal-kültürel değerler ötesinde halk içindeki sınıf ve katmanların çıkarları farklıdır. Zaten Özgentürk de yazısında Kürt işçisi ile Kürt burjuvazisinin ve Türk işçisi ile Türk burjuvazisinin çıkarlarının farklı olduğuna dikkat çeken sorular da soruyor. Ancak Özgentürk’ün ilk bakışta sınıfsal görünen bu bakış açısı, ülkemizde hem halkların kardeşliği, hem de işçilerin birliği bakımından belirleyici bir önem taşıyan Kürt sorunundaki çarpık değerlendirmeler nedeniyle sınıfın çıkarlarına zarar veren bir politik platforma kaymaktadır.

Yazar, “Kürt hareketini başlatanların etnik ayrımcılığa sürüklendiği”ni söylüyor.  Oysa bu değerlendirme tam da gerçeklerin ters yüz edilmesi anlamına geliyor. Neden mi? Çünkü Cumhuriyet rejimi kurulurken M. Kemal, Kürtleri “iki kurucu halk”tan biri olarak görmüş ve “Kürtlere muhtariyet verilmesinden” söz etmişti. Ama bilindiği gibi cumhuriyetin kuruluşundan sonra benimsenen ulus-devlet politikası nedeniyle Kürtlerin varlığı yok sayıldı. Dolayısıyla bugün Kürt ulusal hareketini etnik ayrımcılıkla suçlamak, en hafifinden ülkede egemenlerin uyguladığı baskıcı –inkârcı-milliyetçi politikaları aklamaktır. Kürtler, etnik ayrımcılık yapmak bir tarafa kendilerini yok sayan egemenlere karşı hak eşitliği mücadelesi vermektedir.  Bu bakımdan bu mücadele ayrımcı değil, ayrımcılığı ortadan kaldırmaya yönelik bir mücadeledir ve yine bu nedenle demokratik bir karaktere sahiptir.

Yazımızın başında da söyledik; Özgentürk’ün Kürt ve Türk işçi-emekçilerin sınıfsal sömürü ve ezilmişlikleri konusunda söylediklerine katılıyoruz. Ancak bir kez daha belirtmek gerekir ki bugün “ezilenlerin kardeşliği” için her şeyden önce “halkların eşitliği”nin sağlanması zorunludur.  Aksi halde milliyetçi-şoven politikalar sınıfın birliğini ve halkların kardeşliğini engellemektedir.

Sosyalistlerin (en azından bizim) “BDP’ye destek vermesinin nedeni” yazarımızın sandığı gibi  “Türkiye ezilenlerinin partisi olma umudu” da değildir. BDP ve önceli partiler Kürtlerin ulusal talepleri için mücadele eden partilerdi ve sosyalistler demokrasi mücadelesinin en kararlı savunucular olarak bu partilerle birlikte-ortak mücadeleyi sürdürüyor. Çünkü hak eşitliği mücadelesine karşı ulusal baskı politikalarını desteklemek sınıf mücadelesini savunmak adına “burjuvazinin ekmeğine yağ sürmektir.” Başka bir değişle milliyetçilik sınıfın birliğini baltalar ve ezilenlerin ortak mücadele etme zeminini ortadan kaldırır. Yoksa bugün Özgentürk’ün söylediği gibi Türk işçiler milliyetçi-şoven propagandanın etkisiyle Kürt’ü kendilerine düşman olarak görmeye ve kendi sınıf çıkarları yerine egemenlerin politikalarına yedeklenmeye devam eder. Öte yandan,  Kürt işçi-emekçiler için de bu milliyetçi-şoven politikalar, ulusal talepleri sınıfsal taleplerden daha yakıcı hale getirir.

Özetle bugün Kürtlerin hak eşitliğini savunmak sınıf kardeşliğiyle çelişmez, aksine sınıf kardeşliğini savunmanın olmazsa olmazıdır.  Ve bu nedenle ülkemizde “ezilenlerin kardeşliği”ne giden yol önce “halkların hak eşitliği”nden geçmektedir.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa