16 Ocak 2013 10:10

Popo ısıtmalı makam aracı

Popo ısıtmalı makam aracı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

“Yeni Yükseköğretim Yasa Taslağı 05.11.2012 tarihinde başta üniversiteler olmak üzere kamuoyunun görüş ve önerilerine sunulmuştur.”

Bu metin bir süredir üniversitelerin elektronik sayfalarının duyurular bölümünde yer alıyor. Sanırsınız ki, hocalar, öğrenciler, ilgililer, ilgisizler bu metni satır satır okuyacak, madde madde tartışıp görüş ve önerilerini YÖK’e sunacaklar ve YÖK gelen görüşler doğrultusunda gerekli düzeltmeleri, eklemeleri, çıkartmaları yapacak. Yasa tasarısını en geniş uzlaşma zemininde netleştirip yasalaşması için Meclise gönderecek. Meclisteki vekiller de “Madem yasa tasarısı en geniş akademik katılımla yazılmış ve düzenlenmiş” deyip yasayı kabul edecekler.

Türkiye’de akademisyen sayısı yaklaşık 100 bin. 3 milyon üniversite öğrencisi var. Merak ediyorum acaba tasarıyı destekleyenlerin kaçı bu yasa tasarısı ile ilgili bilgi sahibi. Kaç yandaş bu tasarıyı okuma zahmetinde bulundu. Tasarıyı destekleyenler “Mademki bizimkiler hazırladı, iyidir” in ötesinde bir fikri katkıda bulundular mı?

Bilgisayar canavarı gençler bir şekilde elektronik zırhları delip, gizli odalara girme becerisine sahipler. Onları görünce aklıma buz kalıplarına Alman markı döküp, su karşılığında Alman sigara makinelerinden sigara tokatlayan birinci kuşak zeki gurbetçilerimiz geliyor. Belgeler ortada. Ele geçen belgeler üniversitelerde yaratılan “Şımartılmış tek adam” yönetiminin kurumsallaşamamış üniversitelerdeki padişah benzeri yönetim biçiminin usulsüz ve haksız örnekleriyle dolu. Kimi öğrenci haklarını bankalara pazarlayıp nemalanmış, kimi yerli malı (?) otoyu poposuna layık görmediğinden, promosyon paralarıyla bir yurt daha yapacağına, yemek ücretlerini düşüreceğine, lüks otolara yatırmayı uygun bulmuş. Bunlar daha bilinenleri. Bakalım arkasından neler gelecek. İşin bu kadar bozulmasının ve kokmasının tek nedeni üniversitelerde “Şımartılmış tek adam” yönetimi. Kadro açma, kadroya atama yetkisine, soruşturma açma ya da açmama yetkisine sahip ve akademik başarılarının ne olduğunu dahi bilmediğimiz bu rektörlerin redhack belgelerine konu olmasında şaşılacak bir şey yok. Ancak dikkat çekici olan YÖK Denetleme Kurulu diye bir kurulun olması. Kağıt üzerinde baktığınızda Denetleme Kurulu üniversitelerden gelen yolsuzluk ihbarlarını, şikayetlerini inceleyip Başkana gereği için bildiriyor. Sonrası başkana bağlı. Soruşturma açma yetkisi onda. Gerçi işin hukuk ayağı da var ama ört ki ölem. Denetleme Kurulu gelen ihbar mektuplarını soruşturma görevini tekrar ilgili üniversite rektörüne vererek işi daha başından yandaşlaştırıyor. Ama şimdi ortaya dökülen belgelere bakınca Denetleme Kurulu iyi ki varmış diyesi geliyor insanın. Hiç değilse şikayet ve ihbarlar bir yerlerde birikiyor.

Ancak yeni yasa taslağı bunun da önlemini almış. “Hack” lenen Denetleme Kurulunu kaldırmış. Bu tasarı yasalaşırsa, yolsuzluk, haksızlık devam edecek. Popolarının her an sıcak olması gereken tek adamlar popolarına uygun koltuk ısıtmalı makam arabalarını öğrenci haklarından alacak ve yandaşlar dışında kimse bilmeyecek.   

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa