Kuyruklu yalan
Fotoğraf: Envato
Birisinin yalan söylediğini nasıl anlarsınız? Doğrusunu biliyorsanız, yalan söylendiği açıktır size göre. Ama doğrusunu bilmiyorsanız? Bir bilene sormak en iyisidir… Fakat bunu yapamazsanız, güç sahiplerinin ustaca yönettiği çirkin bir manipülasyonun, bilgi kirliliğinin ve nefret dolu bir propagandanın parçası olmaktan kurtulamazsınız.
***
Sayın Başbakan, partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısında hapisteki gazeteciler hakkında demediğini bırakmamış yine. “Yaratılana, yaratandan ötürü duyduğu o büyük sevgiyi” farklı cemaatlerin etkisi altında aldığı “dindar eğitimle” dönüştürerek içinde biriktirdiği “o büyük kini” akıtmış tüm toplumun üzerine bir kez daha…
“H.D. isimli şahıs güya gazeteci. Mahkum olduğu suçlar ne biliyor musunuz? MLKP terör örgütüne üye olmak, kaldığı hücre evinde değişik çapta ateşli silahlar bulundurmak, resmi belgede sahtecilik, Kadıköy’de marinaya patlayıcı koymak, silahlı banka soygunu. Suçlar bunlar, bu gazeteci. Böyle gazeteci olur mu? Bir başka şahıs; M.G, mahkum olduğu suçlar: DHKP-C üyesi olmak, resmi belgede sahtecilik, bir polis memurunu, bir bekçiyi katletmek, şehit etmek, polise silahlı saldırı, polislerle silahlı çatışmaya girmek, yaralamak ve öldürmek. İşte size bir gazeteci daha. Arkadaşlar, böyle gazeteci olur mu? Bunlar CHP Genel Başkanı ve yanındakilere göre gazeteci ve o örgüte göre de gazeteci. E.S, mahkum olduğu suçlar: TKPML, TİKKO ve PKK örgüt üyesi olmak, emniyet müdürlüğü ekiplerine silahlı saldırı, silahla yaralamak, örgüt adına haraç toplamak. İşte bunlar CHP Genel Başkanının gazetecileri, yanındakilerin sunduğu gazeteciler, bu örgütün ifade ettiği gazeteciler. Herhalde benim buradaki gazeteci kardeşlerim de böyle gazetecileri tanımamışlardır, tanımazlar, bilmezler.” (16 Ocak 2013)
***
1) Başbakanın H.D olarak bahsettiği kişi Hatice Duman’dır. Adalet Bakanlığının TGS’ye gönderdiği 5 Ağustos 2011 tarihli resmi yazıya göre “basın kartı sahibi” olduğu belirtilen Hatice Duman hakkındaki suçlama “Yasa dışı silahlı örgüt kurmak veya katılmak.” Tıpkı, aynı resmi yazıda “Basın kartı sahibi olmadığı” belirtilen Mehmet Haberal hakkındaki “Silahlı terör örgütü kurma veya yönetme” suçlaması gibi. Ya da aynı resmi yazıda “basın kartı sahibi” olduğu belirtilen Hüseyin Soner Yalçın, Ahmet Şık veya Nedim Şener hakkındaki “Silahlı terör örgütüne üye olma” suçlaması gibi.
TGS’nin yayımladığı hapisteki gazeteciler listesiyle ilgili olarak, Adalet Bakanlığının 25 Ağustos 2011 tarihinde yaptığı açıklamanın ekindeki tablolara göre ise (ki bu açıklama ve tablolar Bakanlığın İnternet sitesinden kaldırılmış); Hatice Duman hakkındaki suçlama “Yasa dışı silahlı örgüt kurma ve katılmak (MLKP), anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkışmak.” Görüldüğü gibi ortada Sayın Başbakanın söylediği gibi “Kaldığı hücre evinde değişik çapta ateşli silahlar bulundurmak, resmi belgede sahtecilik, Kadıköy’de marinaya patlayıcı koymak, silahlı banka soygunu” gibi suçlamalar yok.
Atılım gazetesi sahibi ve yazı işleri müdürü olduğu dönemde hakkındaki asılsız iftiralarla tutuklanan Hatice Duman, “Anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüsten” ömür boyu hapse mahkum edildi.
2) Başbakanın M.G olarak bahsettiği kişi Mustafa Gök’tür. Adalet Bakanlığının TGS’ye gönderdiği 5 Ağustos 2011 tarihli resmi yazıya göre “Basın kartı sahibi olmadığı” belirtilen Mustafa Gök hakkındaki suçlama “Anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkışmak.”
Adalet Bakanlığının 25 Ağustos 2011 tarihli basın açıklamasının ekindeki tabloya göre Mustafa Gök hakkındaki suçlama “Silahlı terör örgütüne üye olmak (DHKP-C).”
Başbakanın dediği gibi “Resmi belgede sahtecilik, bir polis memurunu, bir bekçiyi katletmek, şehit etmek, polise silahlı saldırı, polislerle silahlı çatışmaya girmek, yaralamak ve öldürmek” gibi suçlamalar burada da yok.
Emek ve Adalet Dergisi Ankara Temsilcisi olduğu dönemde tutuklanan Mustafa Gök, “Anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkışmaktan” ömür boyu hapse mahkum edildi.
3) Başbakanın E.S. olarak bahsettiği kişi Erdal Süsem’dir. Adalet Bakanlığının TGS’ye gönderdiği 5 Ağustos 2011 tarihli resmi yazıya göre “Basın kartı sahibi olmadığı” belirtilen Erdal Süsem hakkındaki suçlama “Anayasal düzeni zorla değiştirmeye kalkışmak.”
Adalet Bakanlığının 25 Ağustos 2011 tarihli basın açıklamasının ekindeki tabloya göre ise Erdal Süsem hakkındaki suçlamalar “TKP/ML TİKKO silahlı terör örgütünü yönetmek, polis memurundan gasbettiği silahla bir kişiyi öldürmek, polisle çatışmaya girerek ateş açmak.”
Bu konuda, ayrıntılı bir yazıyı “Adalet Bakanına açık mektuplar” başlığıyla 13 Ocak 2012 tarihli Evrensel gazetesinde yazmıştım. İlgilenenler arşivden girip okuyabilirler. (http://evrensel.net/news.php?id=21106)
Biz bu iddiaları Erdal Süsem’in kaleminden çürüttüğümüzü zannediyorduk. Belki de o nedenle Sayın Başbakan, tam bir yıl aradan sonra, 16 Ocak 2013 tarihinde yaptığı açıklamada, Erdal Süsem hakkında daha önce olmayan iddiaları gündeme getirdi: “TKPML, TİKKO ve PKK örgüt üyesi olmak, emniyet müdürlüğü ekiplerine silahlı saldırı, silahla yaralamak, örgüt adına haraç toplamak”. Sürekli olarak kendini yenileyen bir iddianame... Tıpkı Ergenekon davasında, KCK davasında olduğu gibi.
Erdal Süsem’in, örgüt üyeliği Plan ve Bütçe Komisyonunun 12 Kasım 2012 tarihli toplantısında Sayın Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç tarafından da gündeme getirilmiş, CHP milletvekilleri bu iddialara itiraz etmiş, hatta CHP Milletvekili Melda Onur’un “Kusura bakmayın da üç örgüte üyelik olmaz. Yanlışınız var Sayın Bakan” ifadesi tutanaklara da geçmişti.
***
Ortada Türkiye’yi yakan ciddi bir basın ve ifade özgürlüğü sorunu varken, bu kadar çok sayıda gazeteci, yazar, aydın, bilim insanı, avukat, sendikacı, belediye başkanı ve öğrenci, yalnızca düşüncelerinden dolayı, Terörle Mücadele Kanunundaki katalog suç tanımları kapsamında cezaevine konulmuşken; sorunu çözmek için gayret sarf etmek yerine, siyasi polemik yapmaya, sayıları çarpıtmaya, yalan söylemeye neden gerek duyulur ki?
Herhalde sorunu çözme niyet ve iradesi olmadığından...
İnanma halkım, inanma.
İktidar gücüyle tepinenler, bu yalanı her mevsim söyler!
- Silah bırakılır, kalem asla 16 Mayıs 2013 09:21
- Anayasa askıya alındı, Recepyasa yürürlükte 09 Mayıs 2013 09:35
- Toplumun evrensel değerleri 18 Nisan 2013 10:13
- Akil insan dedem 04 Nisan 2013 09:49
- Çamur banyosu 28 Mart 2013 11:10
- Sanık ayağa kalk 14 Mart 2013 10:55
- Kim batsın, kim kalsın? 07 Mart 2013 10:04
- Yarasa mı? Terörist mi? 28 Şubat 2013 09:12
- Devleti yıpratan hükümet 22 Şubat 2013 04:00
- Hükümeti yıpratan yargı 14 Şubat 2013 09:53
- İfadelerin sefaleti 07 Şubat 2013 09:52
- Palavra ya da palaver 31 Ocak 2013 10:15