Samimiyet sınavı

“Nerelidir? Nerdedir? Nereye gidiyor? olmasın. Dünya baştanbaşa hepimizin olsun.”
Bu mısraları yazan Cîgerxwîn, barış, kardeşlik ve insanca yaşamın çağrısını yapıyordu elli yıl önce.
Önceki gün de Diyarbakır’da da aynı çağrı tekrarlandı.
Diyarbakır’da yüz binler üç PKK’lı kadının cenazesini kaldırırken taşınan bir pankartta, “Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmaz”yazılıydı.
Bu şimdiye kadar alışık olmadığımız bir gerçekliğin dile getirilişidir.
Bir cenaze töreninde bu pankartın açılması elbette önemlidir ve dikate alınmalıdır. Zira insanların duygularının sele dönüştüğü bir ortamda barışın savunulması ve barışa dair olan özlem ve isteğin dile getirilmesi geleceğe daha bir inançla bakmamıza da yeterli nedendir.
Biz edebiyatçılar her zaman barıştan ve kardeşlikten yana olmuşuz. Bu dünyanın her yerinde böyledir. Kimse savaşı kutsayan bir tek mısra, öykü ya da roman gösteremez. Çünkü edebiyatçı, daha genel anlamda yaratımla ilgilenen kişi hep daha iyi daha güzel ve yaşanılır bir dünyanın özlemi ve hülyasını görür, bunu eserlerinde işler.
Kürtçe edebiyat üreten yazar ve şairlere baktığımızda bu gerçeği daha açık bir şekilde görürüz. Yüz yıldır inanılmaz baskı ve katliamlara maruz kalmış olan Kürtler her zaman kalemlerini barıştan ve kardeşlikten yana kullanmışlardır. Halepçe’de beş bin Kürt kimyasal silahla katledilirken de şairler barışa vurgu yapmış, savaşın anlamsızlığını haykırmıştı;

“Birlikte yürüdük ölüme baba, anne, kız kızan
böğürtlen, yeni sararmış başak, kurnaz tilki…,
o ilk kez kokusunu ciğerlerimize çektiğimiz gazınızla.
Bir karış daha mı büyüdü çocuğunuz?
Bir tomar daha mı çoğaldı paranız?
Yoksa ağaçlarınız mı daha çok meyve verdi?
Ama kesin olan bir şey var
Barış beş bin kilometre uzaklaştı yurdundan!”
Keza Cîgerxwîn;
“birbirinize anlatın acı ve dertlerinizi
Birleştirin aklınızı ve yüreğinizi
Barışın sorumluluğunu üstlenin birlikte
Önemsemeyin farklılığını renk, ses ve elbiselerinizin”
BDP Eş başkanı Selahattin Demirtaş, “3 şehidimizin başında barış iradesini ortaya koyuyoruz… Kana doymuş bu topraklarda artık çiçekler açsın” diye haykırıyor.
Diyarbakır’da düzenlenen cenaze töreninde hiçbir taşkınlığın ve olayın olmaması, Kürtlerin barışa olan özlemlerinin ne kadar güçlü ve samimi “samimiyet sınavı”nın başarıyla geçildiğinin de işaretidir. Umarım “Bu bir turnusol kağıdıdır, bir samimiyet sınavıdır” diyen Sayın Başbakan, Diyarbakır’dan yükselen bu  barış çığlığına, bizi barışa bir adım daha yakınlaştıracak somut adımlarla cevap verir.
Diyarbakır, geleceğe ve barışa dair ümidimizi artırmıştır.
Bu ümitler için şair, Bêwar Îbrahîm;
“Herkes
Bir destan yaratsın
 Ümitlerinden…
Barışa
Ve aşka dağıtsınlar,
Yeni baştan
Yaratmak için
Sevincin ülkesini…”
Bu dizelerin ete ve kemiğe büründüğü günlerin uzakta olmaması dileğiyle…