22 Nisan 2011 10:34

Libya’da Suriye için hazırlanıyor

Libya’da Suriye için hazırlanıyor

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Son 50-60 yıl içinde hep aynı oldu. Saldıracağı ülkenin bir açığını yakalayan (Yeteri kadar büyük açığı yoksa yalan istihbarat raporlarıyla saldırı bahanesi yaratan)  emperyalist güçler, önce insanlığı, demokrasiyi, o ülkenin halkını korumak ve kurtarmak iddiasıyla diplomatik girişimlere başlarlar. Sonra önce el altından sonra da açıkça “insani amaçlı” “silah yardımı” başlatılır. Bu da yetmez, silahların kullanılmasını öğretmek ve sadece “eğitim amaçlı” “uzmanlar” gönderilmeye gelir sıra. Her aşamada, “asker göndererek bir müdahale yapılmayacağı” da eklenir. Ve sonunda, artık “asker çıkarmaktan başka yol kalmadığı” propagandası başlar. Artık arkası gelmez bir savaş ve yıkım başlar. Ülkenin komşuları da bu savaşa göre mevzilendirilerek, amaca varmaya çalışılır. Ama bu amaca her zaman, hatta çoğu zaman da varamazlar. Vietnam’da, Afganistan’da, Irak’ta, ... hep böyle olmuştur.

Libya’da şimdi, bu klasik sıralamanın, “uzman gönderme” ve “Libya’ya asker çıkarma diye bir şey söz konusu değil” aşamasına gelinmiş bulunuluyor.

Son günlerde artan biçimde “Libya’da askeri bir başarı elde edilemediği, Kaddafi’nin teslim olmasının böyle sadece havadan müdahale ile mümkün olmadığı”na dair haberler yoğunlaşmıştı. Bu haberlere paralel olarak, İngiltere’nin, sonra da Fransa ve İtalya’nın artık açıkça “uzman askerler gönderip isyancıları eğitecekleri ve Kaddafi’yi böylece yenecekleri” propagandası aşılarak, bu ülkeler “uzman gönderme” kararı aldılar. ABD ise Avrupalı müttefiklerinin Libya’da bir batağa saplanmasını keyifle izliyor! Ve bu üç ülkenin Libya’ya “uzmanlar” göndermesine destek verdiğini açıklıyor.

Çünkü NATO tarafından 19 Mart 2011’den beri Libya’yı havadan bombalayarak “Kaddafi rejimini devirme”, en azından “Libya’yı bölme” girişimi, başarısızlığa uğramış görünüyor.

Çünkü BM Güvenlik Konseyinin kararına dayanak olarak öne sürülen “Sivillerin yaşamalarını koruma amacı”na dayanarak başlatılan hava saldırılarının, Kaddafi’yi zayıf düşürmediği gibi, “Sivil kayıpların azalmadığı”, her gün haberlere yansımaya başladı.

Saldırın ilk günlerinde; yok “Kaddafi kaçtı”, yok “Libya hava gücü imha edildi”, “Tankları topları kıpırdayamıyor; kıpırdayan vuruluyor”, “İsyancılar Trablus’u kuşattı; Kaddafi’nin elinde birkaç mahalle kaldı”, ... haberleriyle “Üç beş gün içinde Kaddafi bitirilecek” havası yayan uluslararası haber ajansları, şimdi tamamen provokatif karakterli “İsyancıların imdat çağrıları” haberleri üstünden bir propaganda yürütüyorlar. Ki; bu propagandaya bakarak bile, saldırgan güçlerin yakında Libya’ya muharip askeri birlikler göndermenin de zeminini oluşturmaya çalıştıklarını söylemek abartı olamaz.

Gelinen noktadan bakıldığında, saldırının ilk günlerinde “kolay zafer marşları” çalan savaş korosu, şimdi karamsarlığın batağında, “bozgun marşları” çalıyorlar.

Bir yandan uçuşa yasak hava sahasını denetleyen, öte yandan da Libya’ya denizden yapılan ambargoyu denetleyen Türkiye’nin durumuna gelince; Türkiye bugün, NATO’nun sadık müttefiki olmaktan da öte onun öncü gücü olarak davranmakta; Kaddafi’nin devrilmesi için yürütülen dış müdahaleyi güçlendirmek için uğraşmaktadır.

Türkiye’nin NATO içinde üstlendiği rol ve emperyalistlerle uyumda geldiği aşama dikkate alındığında, NATO’ya suç ortağı yapılarak uysallaştırılan Türkiye’nin Suriye’ye bir müdahale için de hazırlandığı anlaşılmaktadır Bunu anlamamak için ya aşırı saf ya da emperyalist planları kendi planları olarak görmek ve göstermek gerekir.

Suriye’ye yapılacak bir NATO müdahalesinin ve bu müdahale içinde Türkiye’ye yüklenecek rolün hangi sonuçlara yol açacağını anlamak için de ayrıca politika uleması olmak gerekmez. Bu, Türkiye’nin Ortadoğu’nun arı kovanının içine atılması demektir. AKP Hükümeti, onun Başbakanı ve Dışişleri Bakanı bunu başaracak görünüyor!

AKP Hükümetinin vardığı bu aşırı NATO sever mevziin nasıl bir yer olduğunu, seçim gürültüsünün aşırı yüksekliği gözlerden saklıyor. Ama olayların gelişim seyri ve Suriye’deki halk başkaldırının önlenemeyen gelişmesi, AKP Hükümetinin izlediği Ortadoğu politikasının iç yüzünü gözler önüne serecektir.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa