John Kerry geliyor
Fotoğraf: Envato
ABD’nin yeni Dışişleri Bakanı John Kerry’nin ilk görev gezisini Türkiye’ye yapacağı açıklandı. Şubat ayında gerçekleşecek olan bu “görev gezisi”nin programında üç temel konu olacağı konuşuluyor: Suriye, Irak’taki krizli durum ve muhtemelen “İmralı süreci”!
ABD’nin Dışişleri Bakanları, genel olarak imparatorluğun dünya çapındaki politikalarının yürütülmesinde önde gelen sorumlu durumundadır. Ama bu yalnızca belli başlı ilişkileri koordine etmekten ve sistemli bir biçimde yürümesini sağlamaktan ibaret bir teknik görev değildir. Dışişleri Bakanları aynı zamanda emperyalist hegemonyanın gerektirdiği sürekli yeniden inşa çalışmalarının da kurucu elemanıdır.
Dolayısıyla bu yeni Dışişleri Bakanının, John Kerry’nin, Türkiye ziyaretinin başlıca iki amacı olacaktır. Birincisi, zaten yürürlükte olan politikaları denetlemek ve ilerlemeyi sağlayacak önlemleri almak, ikincisi ise değişen pozisyonlara göre yeni politikaların oluşturulmasına zemin hazırlamak…
Gündemde olabilecek konuları kestirmek için kahin olmaya gerek yok. Milliyet’te Aslı Aydıntaşbaş bunları yazdı. Yalnız, kaynakların verdiği bilgiye dayanarak, Türkiye’nin “İmralı Süreci”ne üçüncü bir ülkeyi belli bir aşamaya kadar, yani silahların bırakılması gününe kadar sürece dahil etmeyeceğini de yazdı. Oysa Kerry’nin programında BDP yöneticileri Gültan Kışanak, Selahattin Demirtaş ve Ahmet Türk’le görüşme de bulunuyor. Böyle olunca, Kürt siyasi hareketinin önde gelen bu üç saygın temsilcisiyle yapılacak görüşmenin, Türkiye’nin “Silahların tamamen teslimi” olarak ifade edilen “kırmızı çizgisi”ni “pembeleştirmeye yönelik” bir adım olacağını söyleyebiliriz.
Gerçekte, bölgenin ilişkilerine bir bütün olarak bakmak konusunda uzmanlığı tartışılamayacak olan ABD dış politikacılarının Suriye ve Irak’ın konuşulduğu bir yerde Kürtleri konu dışında tutmaları mümkün değildir.
Türkiye her ne kadar Kürt sorununu kendi iç sorunu olarak görmeye ve herkese de böyle kabul ettirmeye çalışsa da, bütün dünya bunun bir bölge ve giderek dünya sorunu haline geldiğini görmektedir. Bu yüzden, özellikle de Türkiye’deki Kürt özgürlük hareketinin kazandığı sosyal ve siyasal boyut göz önünde tutulduğunda, ABD’nin ya da bölgede iddia sahibi olan başka herhangi bir ülkenin Kürt gerçeğini bir kenara bırakarak hesap yapma şansı yoktur. Uluslararası ilişkilerin dolambaçlı yollarında her türlü aracı kullanarak hakimiyetini sürdürmeye çalışan Amerika’nın böyle bir sürecin dışında kalabileceğini, Türkiye öyle istiyor diye kendi hareket alanını sınırlayacağını sanmak aptallık değilse cahilliktir.
En önemli nokta şudur: Yapılacak görüşmelerin bütün tarafları arasında gelişme eğilimlerini belirleyecek olan, büyük halk denizinin dalgalarıdır. Üç Kürt kadın önderin toprağa uğurlanma etkinliklerine katılan muazzam halk yığınlarının özlemlerini, taleplerini ve kendileri hakkında vermiş oldukları o kesin ve sert kararı yolundan döndürebilecek herhangi bir dışişleri yetkilisi, ABD’de de Türkiye’de de çıkamaz. Vietnam Kurtuluş Savaşı sırasında burnu iyice sürtülmüş Amerika’nın bir yetkilisi, “Bir halkın kararlı direnişi, dünyadaki bütün atom bombalarından daha güçlüdür” demişti. İçinde bulunduğumuz koşullarda atom bombasının yerine “diplomatik kurnazlıklar” lafını koyabiliriz. Çünkü bu, bazen nükleer bombalardan daha etkilidir! Etkilidir ama yine de kendi geleceği hakkında özgürlük kararı vermiş halklar karşısında tümüyle acizdir.
Kerry, büyük ihtimalle dünya çapındaki deneyimlerinden mutlaka çıkarmış oldukları bu dersi dosyasına kapak yaparak gelecektir. BDP ile yapacağı görüşme bu bakımdan dikkatle izlenecektir. Bu arada MHP ve CHP ile de görüşecekmiş… Tabii ki yedekleri de gözden geçirmek gerekir…
- Örtülü dünya savaşı çağı: Savaşın çapı göründüğünden daha büyük 06 Ekim 2024 04:52
- İngiltere’de sokaklar faşizme kapalı 11 Ağustos 2024 06:41
- İki ucu savaş değneği 24 Mayıs 2017 00:56
- Olsaydıyla bulsaydı... 17 Mayıs 2017 01:00
- İdam... 19 Nisan 2017 00:10
- Gariplerin ölümü 29 Mart 2017 00:38
- Devletin ve milletin çıkarı nerede? 15 Mart 2017 01:00
- Almanya'ya karşı birleşik milli cephe! 08 Mart 2017 00:10
- ‘Sözde bayrak’ 01 Mart 2017 01:09
- Provokasyon ihtiyacıyla yaşamak 21 Aralık 2016 01:00
- Amerika gitsin, Rusya mı gelsin? 10 Ağustos 2016 00:59
- Darbenin gizli kalan iki ayağı! 27 Temmuz 2016 00:43