EMEP’in çağrısı!

Almanya ve Hollanda’dan gelen Patriot bataryaları İskenderun Limanı’ndan karaya çıkarıldı. ABD’den gelecek bataryaların da yakında İskenderun’da olması bekleniyor.
Böylece Maraş, Antep ve Adana’ya yerleştirilecek altı Patriot bataryası ve onun bin dolayındaki yabancı askeri personeli de yakında Türkiye’ye yerleşmiş olacak.
Başbakan, “Türkiye de NATO toprağıdır” diyerek Patriotların yerleştirilmesini Türkiye’nin çıkarlarına uygun ilan etse de az çok bölgedeki gelişmeleri izleyen herkes biliyor ki, Patriotların Türkiye’nin korunmasıyla değil bölge ülkelerinin silahlandırılmasıyla yakından ilgisi vardır.
Bu bilindiği için de Patriotların gündeme gelmesinden beri çeşitli siyasi çevreler, kimi emek örgütleri Patriotların Türkiye’ye yerleştirilmesini protesto ediyor; Türkiye’nin içeride ve dışarıda savaş etkenlerinin yükseltilmesine katkı yapmasına tepkilerini ifade ediyor. Bunun örneklerini gazetemizin okurları biliyor.
Sadece Patriotlar da değil. Bir yandan Kürtlere karşı “terörle mücadele” adı altında yürütülen savaş, öte yandan Suriye’de Türkiye’nin iç savaşı daha da kışkırtan tutumu, emperyalistlerin bölgeyi silahlandırması ve muhtemel bir bölgesel ya da dünya savaşı için hazırlıklar da sıcak gündemdir.
Bu yüzden de “Savaşa Dur de/Demokrasi için Birleş!” şiarı etrafında Emek Partisinin; savaş kışkırtıcılığına ve demokrasi ve özgürlük mücadelesini sindirme hamlelerine karşı mücadele çağrısı son derece önemli bir girişim olma özelliği taşımaktadır.
Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, Patriotların İskenderun Limanı’na geldiği gün, Ankara’da düzenlediği bir toplantıda EMEP’in bu girişimini açıkladı ve tüm ilerici, demokrat güçleri, emek ve demokrasiden yana güçleri, aydınları, sanatçıları, bilim insanlarını ortak mücadeleye çağırdı.
Gürkan’ın söyleminden de anlıyoruz ki, “kampanya” ile kastedilen sadece, EMEP üyeleri ve taraftarlarının ya da EMEP’le birlikte çeşitli ilerici demokrat parti ve çevrelerin ortak eylemlerini yükseltmek değildir. Bunlar zaten, çeşitli biçimlerde her gün yapılıyor. Bir bakıma Türkiye’nin siyasi gündeminin rutini bu. Elbette bugünden sonra da bu tür protestoları EMEP diğer odaklarla birlikte ya da kendi başına yapacaktır.
EMEP Genel Başkanının önceki gün ilan ettiği “kampanya”nın amacı ise, bugün henüz alanlara çıkmayan, ama ülkenin silah deposuna döndürülmesinden, Kürt sorununun çözümünün savaşla olacağı merkezli girişimlerinden, özgürlüklere yönelik saldırılardan hoşnutsuz olan, emperyalizmin bölgeye müdahalelerine karşı durulmasından yana ama buna katılmak için bir çıkış yolu bulamayan geniş emekçi yığınlarına yönelik olarak gerçekleri açıklama, onların tepkilerini ortaya koyacakları, aralarında birleşerek bir güç oluşturmalarının önünü açacak bir çalışmayı daha etkili bir biçimde yapmaktır.
“Bu, EMEP gibi bir parti için her zaman zaten yapılması gereken bir iştir” denebilir. Ve böyle denmesi de doğrudur. Ancak bugün, koşullar, bölgede ve Türkiye’deki sıcak siyasi gelişmeler dikkate alındığında bu gerçeklerin geniş halk kesimleri bakımından doğru bir biçimde algılanmasını sağlayacak bir etkinlikte yapılması önem kazınmıştır. Bu yüzden de bu çalışmayı afiş, bildiri, güncel gelişmeleri açıklayan broşürler, duvar gazeteleri, günlük gazete, TV, yerel basın,... konferans, panel, kültür, sanat etkinlikleri, siyasi içerikli açık hava ve salon toplantıları ... gibi pek çok değişik aracı ve etkinliği birbirini tamamlayan bir ilişki içinde “barış talebi” etrafında yoğunlaştırılmış bir çalışma olarak görmek gerek.
Ve ancak böyle etkili bir çalışma yapılabilirse, geniş halk kesimleri içinde, işçi sınıfı içinde iz bırakan bir çalışma temposu yakalanabilecektir.
Emek Partisi Genel Başkanı’nın çağrısı da herhangi bir çalışma (kampanya) için değil, böyle bir çalışma içindir.

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

‘Nasıl dayanalım bu koşullara!’

‘Nasıl dayanalım bu koşullara!’

Antep’in de aralarında olduğu bölge illerinde ortalama işçi ücreti asgari ücretin altında, haftanın 7 günü, pazarları 12 saat çalışma, üretim baskısı! Devletin ve patronların yasaklar, kolluk gücü ve sendikacı tutuklamasıyla devam ettirmek istediği bu düzenin dayanılmaz hale geldiğini söyleyen Çelikaslan işçisi, tüm işçileri BİRTEK-SEN çatısı altında birleşmeye çağırdı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et