Şeytan kim?

Senin oyuna ne ihtiyacı var ki? Zaten oyum onun, “oyun” onun…
Şeytan secde etmemiş de, ırkçılık, bölücülük böyle başlamış.
Şeytan teması, siyasette de edebiyatta da çokça işlenmiştir.
Şeytan, insanın içindeki kötülüğün timsali; toplumsal huzuru bozmak isteyenlerin ta kendisidir. Biraz da görecelidir haliyle.
 Savaş isteyenler kendilerini masumlaştırırken; kendi şeytani amaçlarını meşrulaştırmak için karşı tarafı şeytanlaştırırlar. Artık kimin gücü daha fazlaysa, onun tanrı adına yarattığı ulvi amaçlar uğruna katliamlar yapılır.
 Mesela, Sivas’ın şeytanları kimdi? Allah’ın adı anılarak aleve verilen o binada insanlar can çekişirken, ateşten yaratıldığı için kibirlenerek secdeye varmayan şeytanların yeryüzündeki temsilcileri kimdi?
 Maraş katliamında şeytan kimdi?
 Abdi İpekçi’nin, Kemal Türkler’in, Uğur Mumcu’nun, Metin Göktepe’nin, Musa Anter’in, Hrant Dink’in katillerinin içine şeytanı sokanlar kimdi?
 Uludere’de 34 Kürt’ün bombalanması talimatını şeytan kime verdirdi?
 Asıl büyük şeytan, emperyalizmin hamisi ABD ise, onun İslam âlemindeki işbirlikçileri, şeytana tapanlar mıdır?
***
Faust’ta şeytan kimsenin oyuna talip değildir. Oylarını değil, ruhlarını ister onlardan. İnsanı insan yapan ruhlarını… Aklımızı, vicdanımızı, belleğimizi, dilimizi, dinimizi, imanımızı, hakkımızı, hukukumuzu, değerlerimizi, arkadaşlığımızı, dostluğumuzu, kardeşliğimizi, velhasıl insanı katı bir bedenin ötesinde insanlaştıran ruhumuzu…
Oy değil, ruh avcısı!
“Oyun senin olsun!”
Peki ya ruhum?
Her Allah’ın günü yediğimiz ekmeğe, içtiğimiz rakıya, yattığımız yatağa, doğuracağımız çocuğa, onu okutacağımız okula karışarak ruhumuzu çalmıyor musunuz?
Kendi meşrebinize göre din ve ahlak dersleri vererek ruhumuzu teslim almıyor musunuz?
Sokak panolarındaki devasa posterlerle; propaganda ekranına dönen televizyonlardan naklen yayılan asabi nutuklarla beyinlerimize nüfuz etmiyor musunuz?
Yargıya, yasamaya, sivil örgütlenmelere talimatlar yağdırarak, toplumsal vicdanı avucunuzda oynatmıyor musunuz?
Bunlar kibir ve böbürlenme değilse nedir?
“İmam hatipler anarşist yetiştirmedi” demek, bir kesimi övmek, ötekileri ise bölmek değilse nedir?
***
Şeytan figürü, yeni değil, insanlıkla birlikte yürüyüp geliyor.   Erdemi, ideal evrensel değerleri kendi benliğinde arayıp, ruhunu şeytandan arındıranların derisini yüzen ırkçılık da yeni değil.
Aydınları, bilim insanlarını, yazarları yakan, öldüren, hapseden zihniyet de yeni değil.
O yüzden, şeytan insanlık tarihi boyunca kılıktan kılığa girip kendisini gizliyor.
 Milattan sonra ikinci bin yıldan önce statüko vardı da, şeytandan ari değildi. Ne hikmetse, ikinci bin yıl sonrasının statükocuları kendilerini önceki şeytani zihniyetlerden sıyırıp bir meşruluk zemini bulmaya çalışıyorlar.
 Toplumun çoğunluğunu oluşturan muhafazakâr ve mütedeyyin kesimlerin ruhlarına girerek, onları kandırarak, buradan buldukları güçle şeytana bile pabucunu ters giydirenler kim?