Medeni değil, vahşi bunlar

Geçenlerde bir gazete satış büfesinin önünden geçerken, sergilenen gazetelerden birine takıldı gözüm. “Medeni değil, vahşi bunlar!” yazılı bir başlık vardı. Koca koca harflerle  yazılmıştı. Hemen üstünde de bir fotoğraf: AKP’lilerin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşları. Tam ortada Recep Bey vardı, ellerini iki yana açmış bir durumda ve gülümser bir yüz ifadesiyle. Demek, “Medeni değil, vahşi bunlar!” sözü kendisininmiş.
“Allah Allah,” dedim içimden, “Acaba bu kez kime laf sokuşturuyor?​” En yalın sendikal haklarını kitlesel bir biçimde savunan işçilere, emekçilere biber gazıyla, copla, panzerle saldıran güvenlik güçlerine mi, “Medeni değil, vahşi bunlar!” diyordu?
Yoksa her gün iki-üç kadını, kızı öldüren; birçok kadını, kızı taciz eden, beyinleri belden aşağı çalışan kadın düşmanlarına mı söylüyordu, “Medeni değil, vahşi bunlar!” sözünü?
Belki de ülkeyi yağmalayan, talan eden asil, necip ve mümtaz tuzu kuru, biti kanlı kalantorlarımızdan mı sözediyordu, “Medeni değil, vahşi bunlar!” diyerek?
Atamalarının bir an önce yapılmasını isteyen öğretmen adaylarının haklı direnişini bastırmak için yeni biber gazıyla, copla, kadın-kız demeden gaddarca saldıranlar için mi söylüyordu, “Medeni değil, vahşi bunlar!” sözünü?
Yoksa kitapları yasaklayan; tiyatro oyunlarını basıp, sahneden kaldırılmasını sağlayan; heykelleri tahrip edenlere; sergilerdeki tabloları ortadan kaldıranlara; film ya da televizyon dizilerini; gazetelerdeki köşe yazılarını yahut da haberleri sansür edenlere mi sesleniyordu, “Medeni değil, vahşi bunlar!” diyerek?
Belki de hukuksuzluktan kadrolaşmaya, açlıktan sefalete kadar birçok konuda ülkeyi sorunlar içine atanlara mı, “Medeni değil, vahşi bunlar!” diyordu?
Yığınla konu geçti aklımdan, o birkaç saniye içinde.
Sonunda gazeteyi aldım.
“Medeni değil, vahşi bunlar!” başlığının hemen üstünde küçük puntolarla yazılmış bir üst başlık vardı: “Başbakan Erdoğan’dan çevreyi kirletenlere tepki:”
O başlığın hemen altında da, yine biraz küçük puntolarla şöyle yazılıydı: “Başbakan Erdoğan temiz su kaynaklarını atık sularla kirletenleri sert bir dille eleştirerek, ‘Maalesef onlar vahşiler sınıfına giriyor, kusura bakmasınlar’ dedi.” (Milliyet, 18.1.2013)
Bir açılış törenine katılan AKP’lilerin Başbakanı bir konuşma yapmış. O konuşmadan birkaç cümleyi alıyorum: “Tabiatı umursamaz şekilde tamahla, hızla, vahşice sömürmek, istismar etmek, kurutmak, bizim medeniyetimizde, tarihimizde yeri olmayan bir tavırdır.(..) Şehir medeniyetin doğduğu yer olduğu kadar aynı zamanda medeniyeti şekillendiren de bir yerdir. Bir kere biz şuna inanıyoruz, vahşi her yerde vahşidir, medeni her yerde medenidir.(..) Kimsenin başkasına zulmetmeye hakkı yoktur. Doğaya da zulmetmeye hakkı yoktur. Havayı solurken senden başka milyarlarca insanın hakkı olduğunun şuuru içinde olacak, o soluduğumuz havanın kirlenmesine asla müsamaha göstermeyeceğiz.” (age)
AKP’lilerin Başbakanını bu sözlerinden dolayı yürekten alkışladım. Ama alkışlarken de, elimde olan binlerce gazete kupüründen de birkaçı gözlerimin önüne geldi. Örneğin, İzmir’in Çeşme ilçesinde yapılması istenen rüzgar santraline, doğal zenginliklere zarar vereceği gerekçesiyle halk karşı çıkıyor. (Sözcü, 18.1.2013)… Antalya’da ormana HES yapılıyor. Halk karşı çıkıyor. Çünkü tüneller açılmaya başlandı, ağaçlar kesildi, köylülerin içme suyu kayboldu. (Cumhuriyet, 20.1.2013)… Hüsnü Öndül şöyle diyor: “Sinop Gerze’de  halk, yıllardır doğayı korumak için çırpınıp duruyor. Doğayı, çevreyi korumak demek, insanı ve tüm canlıları korumak demek. Kuşları, balıkları, inekleri, koyunları, kuzuları, karıncaları, tilkileri, çiçekleri, ağaçları, suları, toprakları, kumları, dereleri, nehirleri, gölleri, denizleri korumak demek.” (Evrensel, 17.1.2013)… İkizdere Vadisi’ndeki şimşir ağaçlarını ve maden suyu kaynağını yok edecek HES projesi köylüleri ayağa kaldırıyor. (Cumhuriyet, 20.1.2013)… Çorlu’da kurulması planlanan katı atık projesine halk karşı çıkıyor. (Evrensel, 18.1.2013)… Kazdağı’nda olanlar, Turgutlu Çaldağı’nda olanlar ve yüzlercesi, binlercesi… Ya Atatürk Orman Çiftliği olayı? Ankara’nın göbeğinde oluyor olanlar. Bir saray uğruna AOÇ gitti, gider, eli kulağında…
AKP’lilerin Başbakanı’a hak veriyorum: “Medeni değil, vahşi bunlar!”

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp

101 milyarlık gasp

Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı.

Evrensel'i Takip Et