28 Ocak 2013 10:46

Arap sporunda geçen hafta

Arap sporunda geçen hafta

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Türkiye medyasının en özgün işlerinden birine imza atan Ali Karataş ve Yusuf Ertaş’ın ‘Arap Coğrafyası’nda Geçen Hafta’ bölümünden rol çalmak istemem ancak Arap coğrafyasında sporun gündemi de atlanamayacak kadar yoğun.
Mısır’da devrim sürecinin 2 -bambaşka içeriklerde olsa da- tarihi momentine denk gelen bir haftanın içerisindeyiz. Geride bıraktığımız 25 Ocak, Mübarek’in devrilişinin 2. yıl dönümüydü. Önümüzdeki 1 Şubat ise Port Said’de oynanan El Masri-El Ehli maçında, kontra güçlerin, devrim sürecinde önemli rol üstlenmiş El Ehli taraftarlarına yönelik katliama giriştiği ve stadyumda 79 sivilin öldürüldüğü gün.

Evrensel’de de sıkça okuduğunuz üzere El Ehli taraftarları Müslüman Kardeşler (MK) iktidarına karşı da eylemlerin ön saflarında yer almaya devam ediyor. Hal böyle olunca Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi de onları kendi safına çekmenin yolunu arıyor. Bu sebeple bilerek devrimin yıl dönümünde verilen kararda 21 kişi idama mahkum edildi. Bu karar Port Said’de MK’ye öfkeyi artırırken bu, ülke genelinde devrim sürecini ileriye taşımak isteyen rejimden hoşnutsuz geniş kitlelerin öfke denizi içerisinde ufak bir damlaydı. Eylemler Kahire’de, Süveyş’te, İsmailiye’de devam ediyor. “Yeni firavun” Muhammed Mursi’nin dün 3 kentte olağanüstü hal ilan ettiği haberi geldi. Guardian’da yayınlanan bir video röportajda Mısırlı bir futbol antrenörü olan Sameh şöyle diyor: “Mısır 30 yıl boyunca sadece futbol konuştu. Devrimden sonra futbol konuşmayı bıraktım.”

Kuşkusuz Port Said olayları ve genel olarak coğrafyada sporun seyri de sporun kendinden tamamen bağımsız.Tıpkı Filistin’de olduğu gibi.

Electronic Intifada’da Rami Almeghari’ye konuşan Gazzeli basketbol hakemi Saed Ehmaid, ambargonun ve İsrail’in saldırılarının yanı sıra El Fetih’le Hamas arasındaki politik ayrılığın da halkın bu baskıyı kırması noktasında olumsuz etkileri olduğunu belirtiyor. El Fetih-Hamas ayrılığının etkileri bir yana Filistin sporuna yönelik saldırının asıl kaynağının İsrail rejimi olduğu aşikar.

İsrail’de ülke futbolunun gündemlerinden biri Beitar Jerusalem taraftarlarının takıma transfer edilen 2 Müslüman futbolcuya karşı tepkisi. Daha önce de ırkçı çıkışlarıyla tanınan bir taraftar grubuna ait olan bu çıkışlara karşı kulübün sahibi Rus milyarder Arkady Gaydamak, Müslüman Çeçen Zaur Sadaev ve Dzhabrail Kadaev’i renklerine bağladı ve tepki gösteren taraftarların “marjinal” olduğunu söyledi.

Takımın teknik direktörü Eli Cohen ise güya ırkçı taraftarları sakinleştireceğim derken ırkçılığın dik alasını yaptı: “Bu dünyada 1 milyar Müslüman var ve onlarla birlikte yaşamayı öğrenmek zorundayız. Ayrıca Avrupalı bir Müslümanla, Arap Müslüman arasında fark vardır. Buradaki taraftarların sorunu da Ortadoğu’da yaşayan Arap müslümanlar.” Cohen’e göre Müslüman’da sorun yok, Arap’ta var! Kuşkusuz İsrail halkına bu korkunç fikirleri normalmiş gibi empoze eden rejim bu karanlığın baş sorumlusu.

Ve sanki nihayet uluslararası kurumlar da İsrail’deki bu çağdışılığa karşı sessiz kalamamaya başlayacak gibi(Fazlaca ihtiyatlıyım). UEFA’nın 2013’te 21 yaş altı futbol şampiyonasına ev sahipliği yapacağı için Filistin başta olmak üzere pek çok ülkeden sporseverin ve sporcunun tepkisini çeken ve ‘BDS’ çatısı altında muhalefetine tanıklık eden UEFA Başkanı Michel Platini bu hafta itirazlara kayıtsız kalamadı.

Platini, Nyon’da “İsrail’i ödüllendirerek savaş suçlarını teşvik ediyorsunuz” sloganlarıyla UEFA Genel Merkezi’ni işgal eden protestocularla yarım saat görüştü. Platini, eleştirileri ciddiye aldığını ve bu sene içerisinde kararını vereceğini ifade etti. Uluslararası baskı büyürse İsrail rejimine futbolla tekme atma şansı da büyüyecektir.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa