29 Ocak 2013 11:55

İşçi 'Taşerona hayır' dedi! Peki bundan sonra ne olacak?

İşçi 'Taşerona hayır' dedi! Peki bundan sonra ne olacak?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

GMİS’in geçtiğimiz pazar günü Zonguldak’ta taşeron çalışmasının yasaklanması talebini dile getirmek için düzenlediği mitinge ilgi yoğun oldu. Türk-İş, DİSK ve KESK’e bağlı pek çok sendika mitinge destek verirken pek çok sendikanın başkanı da Zonguldak’taydı.
Katılanların ifade ettiğine göre, uzun yıllardan beri ilk kez böylesi coşkulu bir işçi mitingi gerçekleşti.
Evet; olanlar güzel, coşku ve heyecan yerinde, konuşmalara
kimsenin bir diyeceği yok, pek çok sendikacının ve mitinge destek verirken Zonguldak’a kadar gitmesi, çeşitli sendikalara üye pek çok işçinin mitinge katılımı göz yaşartıcı ama “soru” şimdi, cumartesi gününe göre bile daha da büyük: “Peki bundan sonra ne olacak?​”
Bu sorunun mantıklı iki yanıtı olabilir.
Birincisi; “Bakın ne güzel miting yaptık. Gerekirse yine yaparız. Hükümet uyarımız ciddiye alsın ve taşeronlaştırmayı kaldırsın!” diyerek başkaca bir girişim yapmadan hükümetten taşeronlaştırmayı kaldırmasını beklemek! Ki, muhtemeldir ki, bugüne kadar ki uygulamaya bakarak, Hükümet sendikalardan böyle bir tutum beklemektedir.
İkincisi ise; bugünden başlayarak, taşeronlaştırmanın tüm iş kollarında ve kamuda yasaklanması için, mitingin bir araya getirdiği her konfederasyondan sendikaların ortak bir mücadele planı oluşturarak, bunu hayata geçirmek üzere harekete geçmesidir.
Sendikal mücadele ve işçi sendikasında yönetici olmak, elbette başka bir özelliğe ihtiyaç göstermeden de bu ikincisini yapmayı gerektirir.
Dahası evet; GMİS yöneticileri böyle bir miting düzenleyerek en azından üslerine düşenin bir bölümünü yerine getirmişlerdir. Ama, bütün sendikacıların da sıkça belirttiği gibi, sorun sadece GMİS’nin sorunu değildir. Taşeron çalışması, işçi sendikalarıyla, kamu emekçileri sendikalarıyla bütün sendikaların sorunudur. Öyle olunca da illa da GMİS’nin yeni mitingler ya da başka türden etkinlikler düzenlemesi beklenemez. Tersine bütün sendikacıların ortak bir mücadele yürütmesine ihtiyaç vardır ve bunun için de en duyarlı “Bu mücadelede ben olmalıyım” diyen sendikacıların girişim yapmaları önemli olacaktır. Elbette bu girişimin içinde GMİS’nin olması mücadeleye artı bir güç katar.
Elbette ki, sadece merkezler de değil; sendikal mücadelenin çeşitli sorunları karşısında oluşmuş sendikal birlikler ve platformlar, birer birer şubeler de illerde, sanayi havzalarında taşerona karşı mücadele birlikleri oluşturması, Kurultay Komitelerinin, ileri işçi kesimlerinin çalışma alanlarında taşerona karış mücadele üstünden yeni girişimler yapmaları herhalde son derece önemli olacaktır.
Elbette bu işyerlerinde ve iş kollarında ortaya çıkın sorunlar üstünden ayrı ayrı mücadelelerin ertelenmesi, ortak mücadelenin beklenmesi demek değildir. Tersine sonuçta genel mücadele, ayrı ayrı işyerindeki mücadelenin toplamı üstünden biçimlenir. Ankara’da pazartesi günü Yol-İş’in taşeron karşıtı eylemi, bunun bir örneği olmuştur.
Geçtiğimiz cuma günü, Çalışma Bakanlığının SGK verilerine göre yayımladığı rakamlar, 7 sendikayı daha “yetkisiz sendikalar” arasına katmıştır. Dolayısıyla taşeron çalışmasına karşı mücadele sadece işçilerin insanlık dışı koşullarda çalışmasının önüne geçmenin bir girişimi değil ama aynı zamanda sendikal örgütlenmenin yolundaki önemli engellerden en önemlisini kaldırmak demek olacaktır.
Taşerona karşı mücadele için adım atmak ve ortak bir mücadele örgütlemek, sendikacılar için ertelenemez bir yükümlülük olmuştur. Zonguldak mitingi işçinin böyle bir mücadele için çok istekli olduğunu göstermiştir. Sendikacılar kendilerinin de istekli olduğunu göstermekle yükümlü hale gelmişlerdir. 

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa