Anadolu Efes, Anadolu'ya bir nefes

Bunca olup bitenden sonra Anadolu Efes’ e; dolayısıyla da onun ana maddesi olan Anadolu kuruluşuna övgüler düzmeyeceğim, başlıktan böyle bir anlam çıksa da.  Onu zamanında, yaklaşık iki yıl önce, siyasal erkin zoruyla kulübün Efes Pilsen olan adını Anadolu Efes’ e  dönüştürülmesi sırasında yapmıştım. Yapmıştım çünkü, hem spora, sepettopuna  yaptığı yatırımı beğeniyordum; hem de birasının tadını. Midesi değil, beyni alkolü kaldıramayan siyasal erkin bu baskısına Gerze halkı gibi direnemeyip, kuzu kuzu boyun eğmiş olması hoş olmasa da destek vermiştim herkes gibi ve kuşkusuz belki direnir umuduyla.
Sonraları gördüm ki Anadolu’ nun o zaman ikiletmeden verdiği  ödün boşuna değilmiş, geleceğe yönelik bir yatırımmış. O yatırım da Anadolu’ yu karadan, havadan ve denizden kuşatarak soluksuz bırakmak üzerineymiş. Anadolu adını taşıyan bir kuruluş, Anadolu Efes ile halkın gözünü boyarmış da kendini gözünü Anadolu’ nun, Anadolu insanının toprağına dikermiş meğer. Gerze’ de kömür santralı yapmak için kolları ve paçaları sıvayacak, insanların geleceğini yok etme uğraşına girişecek olması yatarmış o ödünün altında. Buna da değinmiştim önceki yazılarımdan birinde ve biranın gaz kaçırdığını söylemiştim. O gaz bugün de kaçıyor, bunu herkes biliyor, görüyor. İlgililerin derdi de Suriye’ de ezilen müslümanları kurtarmak Anadolu insanının derdini, acısını görmezden gelerek hem de. Dünya dönüyor; ama her yerde bizdeki gibi dönmüyor. Ne ki Gerze ve de Akkuyu durduğu yerde büyüyor; hem de korkmuyor.
Spora yaptığı yatırımla kaç gence yaşam sevinci veren Tuncay Özilhan’ ın Anadolu’ su, başkalarının yaşam sevincini ellerinden koparıp almak, yurdun doğal güzelliğini yangın yerine çevirmek  için siyasal erkin de desteğiyle olanca gücüyle uğraşıyor. Ülkede güneş ve rüzgar enerjisinden geçilmezken ve onca enerji boşa giderken hem de. Gerze halkı  da inadına direniyor. Çünkü, Gerze halkı korkmuyo, kimkorkar.org’ da türkülerle, şarkılarla direniyorlar. Bakın ne diyorlar:
Yaykıl’a giremedin / Termiği dikemedin /Yalan, dolan, rüşvetle /
Halkı kandırmadın.
Termik, Hesler, nükleerler / Doğayı kirletiyor, doğayı katlediyor / Rüzgar, güneş enerjisi /En temiz enerjidir
Sermayenin para hırsı /  Emek vicdan dinlemiyor / Geleceği görmüyor
En son saltanatınız /Beş metre kefen değil mi? /Beyaz kefen değil mi?
Biber gazı , gaz bombası /İşte size demokrasi /Nerde medyanın sesi
Erzurum’ dan Kaz Dağı’ na /Akkuyu’ dan Gerze’ye /Hortumcular her yerde.
Ben de “Kötü haberler geliyor sahici şehrim İstanbul’ dan”  diye söze başlayan Nazım Hikmet’ e öykünerek desem ki:  
Maden ocaklarında / Sınır boylarında / Kışlalarda, Yollarda, sokaklarda / Ölüyor insanlar / Heslerde, Nükleerlerde, Termiklerde.. /Şu kadarcık kız çocuklarını diyorlar… /Yangın yerlerinde…/ Sinema localarında… Kötü haberler geliyor yurdumdan…
Daha ne diyeyim, insanlar ölmesin. Çocuklar yaşayabilsin; mısır da yiyebilsinler. Tuğce, Tuba, Firdevs gibi…