'AKP Anayasası' dayatması
Fotoğraf: Envato
Geçtiğimiz çarşamba günü toplanan AKP Grubu’nda konuşan Başbakan Erdoğan, “Mart sonuna kadar bir anayasa taslağı çıkar, çıkar, yoksa biz kendi taslağımızı Meclise getireceğiz” diyerek, TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonunun masasına tekmeyi vurdu.
Ancak söz konusu olan anayasa, hele de içine “Başkanlık Sistemi” sokulmuş, bir partinin taslağı olunca işler, masa başında “projelendirildiği” kadar kolay yürümeyecektir. Dahası Başbakan bu girişimiyle bir yandan kendisini Çankaya’ya atacak öte yandan AKP’yi Çankaya’dan da yöneteceği bir yeniden biçimlendirmeyi, hatta muhalefeti de bu vesileyle hizaya getireceği bir hamleye yönelmiş görünmektedir. Bu, siyaset alanını dalgalandırma ve oluşturulan girdaplar içinden bir anayasa da çıkar ve Başkanlık Sistemi anayasaya geçirilebilirse elbette “ballı pasta” olacaktır. Ama, bunun öyle kolay olmayacağı da ortadadır.
Bu “AKP Anayasası” dayatmasıyla Başbakan Erdoğan ve adamlarının amaçlarını şimdiden şöyle belirleyebiliriz.
1- AKP’nin içini, Çankaya’ya çıkacak Erdoğan’a göre biçimlendirmek: AKP içinde Başkanlık sistemine karşı olduğunu açıkça söyleyen, ama aynı zamanda Gül’ü bir kez daha Çankaya’ya seçtirmek, en azından Erdoğan Çankaya’ya çıkarsa partinin başında da Erdoğan’ın emanetçisi olmayan bir ekibin gelmesini isteyen güçlü bir odak (Birkaç fraksiyondan oluşan) vardır. Erdoğan “AKP anayasası” hamlesiyle bu karşısındaki güçleri dağıtmayı, hele de erken bir milletvekili seçimi ihtimalini ekleyerek bu kesimi sindirip etrafında toparlanmaya zorlamayı amaçlamaktadır.
2- Muhalefeti hizaya getirmek: Bu hamlesiyle AKP muhalefet partileri içinde de dalgalanmalar yaratmayı, onları 12 Eylül Anayasasını savunan partiler gibi göstererek, milletvekili transferleri için ortam oluşturarak,... baskılamayı; yerel seçimler, cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinde bu partileri etkisizleştirmeyi amaçlamaktadır. Anayasa tartışmaları etrafında oluşturacağı gerilimlerin muhalefeti büyük ölçüde tahrip edeceğini ummaktadır, bu planın sahipleri.
3-Kürt siyasi güçlerine şantaj yapmak: Kürtlerin taleplerini AKP anayasa taslağına “koyar gibi” görünerek, Kürt siyasi güçlerini, 12 Eylül referandumunda oluğu gibi, “Bakın Kürtlere haklar tanıyan anayasa taslağına destek vermiyorlar” noktasından sıkıştırmayı, KCK, TMY vb. üstünden tehdit ve şantajlarla teslim almayı amaçlamaktadır. Önceki gün BDP Eş Başkanı Demirtaş, bu şantaj tutumunu gördüğünü ifade etmiştir. Burada elbette ulusalcılar, basındaki masa başı anayasa projecileri, Kürt sorununu bireysel özgürlüklere indirgeyen liberaller, şimdiye kadar oldukları gibi, Erdoğan’ın en yakın destekçileri olacaktır.
Kuşkusuz ki bunların tümü “evdeki hesaplar”dır! Çarşıda ne kadar geçerli olduklarını da göreceğiz.
Kürt sorununun demokratik çözümünde ısrar, ana dilde eğitim hakkı, Alevilerin inanç özgürlüğü (gerçek bir laisizm temelinde) talepleri, basın ve ifade özgürlüğü, emekçilerin örgütlenme özgürlüklerini güvenceye alınması, sendikal örgütlenme önündeki engellerin kaldırılması, dayanışma grevi, genel grev ve siyasi grev hakkının tanıması, adil yargılanma hakkı, eğitim, sağlık gibi temel hizmetlerin parasız olması, herkese sosyal güvence hakkı, gibi geniş yığınları ilgilendiren taleplerin güvenceye alındığı bir anayasada ısrar edebilirse, Türkiye’nin demokrasi güçleri AKP’nin kendi anayasasını dayatma oyununu bozup, gerçekten yeni ve demokratik bir anayasa için yeni bir imkanın ve onun güçlerinin ortaya çıkmasını sağlayabilirler. Hâlâ bu mümkündür.
Eğer halk yığınları gerektiği gibi aydınlatılabilirse, AKP Hükümeti kendi statükolarına meşruiyet sağlayacak bir anayasa taslağına birkaç rüşvet maddesi koyarak halka yeni anayasa yaptığını yutturamayacaktır.
Burada elbette en önemli rol, Türkiye’nin demokrasi güçlerine, emekçilerin ileri kesimlerine onların çeşitli türden örgütlerine düşmektedir.
- ‘Devlet benim’ demek yetmedi; ‘Türkiye benim, İslam benim’ diyor 28 Ağustos 2018 01:00
- Korkak kim, cesur kim; gerçek nerede? 24 Ağustos 2018 01:00
- 'Çocuk istismarı'na karşı mücadele 09 Nisan 2018 01:00
- İfade özgürlüğünün ne ‘alanı’ ne de ‘sınırı’ kaldı! 15 Şubat 2018 00:55
- Doların yükselişinin faturasını kim ödeyecek? 04 Aralık 2016 05:44
- Mücadeleye daha ileri bir bilinçle devam! 23 Kasım 2016 00:59
- Kılıçdaroğlu barışı mı savunuyor çatışmayı mı? 20 Ağustos 2016 00:58
- ‘Muhatap millet’ demek ‘muhatap yok’ demektir! 27 Ocak 2016 01:00
- Haritadan silerek birlik mümkün mü? 11 Kasım 2015 01:00
- Mücadeleyi yenileme zamanı! 07 Kasım 2015 00:56
- Bir kez daha; Birimizin derdi hepimizindir! 06 Kasım 2015 01:00
- ‘Sistem’ dayatıp ‘fiili başkanlığa’ razı etmek! 05 Kasım 2015 01:00