İnsan tamirhane kılındığında
Fotoğraf: Envato
Hekimlerin insan bedeni üzerindeki bilgi tekeli mühendislerin müdahilliği ile giderek irtifa kaybediyor. Her insan kendince tamirhaneye evreiliyor günümüzde. Bu da tıpta endüstrileşmenin kapılarını sonuna kadar aralamakta.
Tarih okumaları insanda ilk protez veya yapay organ için bizleri Heredot Tarihi ve Mısır mumyalarına götürüyor. Heredot tarihinde kol yerine kullanılan kancalar ‘insan denen tamirhanede’ mühendisliğin ilk nüvelerinden olsa gerek. Yapay organ bahsinde ilk yazılı belgeler ise ayaklarından zincirlenmiş bir mahkuma dair. M.Ö. 484 yılına ait metinlerde Hegesistratus adlı tutsağın prangalarından kurtulmak için bir ayağını keserek daha sonra kendisine tahta bacak yaptığı yazılmakta.
Yaklaşık on yıl önce Nil Nehri kenarında yer alan antik Luksor kentinde yapılan kazılarda ise ahşap ve deriden ayak parmağı bulundu. Tarihin bilinen ilk protezi olabileceği öne sürülen M.Ö 950-710 yıllarına ait parmaklar bir kadına aitti. Sonrasında benzerleri üretilerek günümüzde deneysel olarak kullanıldı ve hastalar tarafından bugün dahi kullanışlı bulundu.
Protez gereksinimi geçmişten bugüne çokça yol kat etti. Kol, bacak derken gözden, kalp kapağına, soluk borusundan buruna nice organ ve uzuv için protez veya yapay organ icat edildi. Hatta biyonik kollar ile “Beyin tarafından denetlenir dokunma duygusu yaratmaya” mühendisler çok yaklaştı diyebiliriz. Hekimliğin organ nakli bahsinde ulaştıkları düzey mühendis cephesinde yapay organ ve protezlerle aşılmak üzere. Hekimler aynı anda üçlü
organ nakli yarışına girer de mühendisler boş durur mu? Kafatası implant, göz iris tabakası yapay, dişleri takma, yiten kollarından birisi myoelektrik yapay kol ile değiştirilmiş, kalp
kapakçıkları protez, ilaveten kalp pili takılı, soluk borusu yapay olup kendi kök hücreleri ile kaplanmış, memeleri silikon veya penisi protez, şeker hastalığının gazabına uğramış pankreas fonksiyonları için vücudunda insülin pompası kullanan, kalın barsak hastalığı nedeni ile karında barsaktan gelen atıkların biriktiği kolostomi torbası taşıyan, bacağında robotik protezi olan bir insan tahayyül edelim.
Gerçekten bu mümkün ise sormak lazım insandan geriye tamirhaneden gayrı ne kaldı? Hele bu bilgilerin yanına uzaktan kumandalı robotik cerrahiyi eklersek durum daha da netleşmekte!
Size desem ki 2001 yılında New York’ta bir cerrahi ekip yaklaşık beş bin kilometre ötede, Fransa’da bir hastada robot ile Atlantik ötesi safra kesesi ameliyatı yapabildiler; inanır mısınız? Evet, bu da mümkün olabildi.
KİRİN BİLİMİ, BİLİMİN KİRİ
Bilim dünyasında kirden tat ayıklayanlar kimi zaman mucit olarak anılıyorlar. Söz gelimi Kimyager Constantin Fahlber gibi. Bir anlatıma göre iş dönüşü kirli elleri ile sofraya oturmuş ve o kirden geleceğe ilk yapay tatlandırıcıyı yani sakarini taşımıştır 1879 yılında. Yediklerinde şeker olmadığının ayırtıyla ellerindeki kömür katranı kirinden hareketle ürettiği sakarin ise ilk ve en fazla savaş endüstrisinin işine yaramıştır. Yani ününü dünya savaşlarının şeker gereksinimine borçludur diyebiliriz.
Kimi zaman da bilim adına üretilenler insan bedeninde ‘kire’ dönüşüyorlar: Misal margarin!
Savaşlar salt silahla değil başka araçlarla da insanlığa musallat oluyorlar. Günümüzde şeker hastalığı, kalp hastalığı, yüksek tansiyon, beyin hastalığı gibi nice hastalıkta damar sertliği temel sorumlu olarak görülüyor. Bunun temel nedenlerinden bir tanesi de margarinler.
İnsan evladı margarin denen düşmanını kendi elleri ile ilk keşfettiğinde tarih 1869’u gösteriyordu. Üstelik ilk bulunduğunda “inci” gibi algılanmış ve adı Yunanca inci anlamına gelen “maragaron” sözcüğünden üretilmişti.
Margarin Napolyon’un emriyle Fransız ordusuna ucuz yağ temin etmek adına yola konanlarca icat edildi ne yazık ki. Tertibinde ise hayvan iç yağı, kaymağı alınmış süt, sakatat ve karbonat vardı. Zaman içinde çokça geliştirilmekle birlikte işin özü bu.
Diyebiliriz ki savaş ölümcüldür ve tek silahı barut değildir. Şimdi yine emperyal güdüler salgın misali her yerde boy gösteriyor. Kim bilir nice yeni buluş insanlığın başına musallat edilecek margarin misali.
Sağlıcakla kalın.
- Barış kokusu: Ege denizi 09 Aralık 2024 04:53
- İnsandan inşaata demir eksikliği 02 Aralık 2024 04:48
- Bir davayı seyretmek: Başka bir sağlık sistemi mümkün 25 Kasım 2024 04:43
- Kırmızı kurdele: AIDS ve çocuk 18 Kasım 2024 04:04
- Hekim grevleri tüm dünyada tarihsel bir eşikte 11 Kasım 2024 04:50
- Özelleştirme yolunda aile hekimliği ya da sağlık hakkımız 04 Kasım 2024 04:11
- 2025 ya da sağlık: Yeni sağlık bütçesinin ipuçları 28 Ekim 2024 04:35
- Sağlıkta kayıp kuşak: 0-23 yaş arası ve AKP'li yıllar 21 Ekim 2024 04:53
- Hangi antidepresan bize eşitlik, özgürlük, adalet getirebilir ki! 14 Ekim 2024 04:00
- Koruyucu sağlık hizmetleri: Önlenebilir her ölüm cinayettir 07 Ekim 2024 04:55
- Koku ve hafıza 30 Eylül 2024 04:26
- Yapay zeka insan haklarından neden korkar? (1) 23 Eylül 2024 04:29